Tatminsiz dünya
Geçenlerde
gazetenin biri manşetten vermişti: Herkes
mutsuz ve beklenti içinde. İnsanlar sahip oldukları nimetleri değil sahip
olamadıklarını ön plana çıkarıyor. Bu da onlara mutsuzluk ve dert olarak geri
dönüyor maalesef.
Belki
bu herkesin dertli olduğu sözü abartılı olabilir ama gerçek yanı da yok değil.
Bakıyoruz yoksullar yokluktan dertli. Zenginler neden daha çok geliri olmadığı
için dertliler. Hastalar dertli, kilolular sıkıntılı. Evliler
problemli, bekârlar ayrı bir dertli.
Televizyonda
haberleri seyretmeye kalktığınızda içiniz kararıyor, hepten dert sahibi haline
geliyorsunuz: Cinayetler, kaybolan çocuklar, felakete maruz kalıp ağlayanlar,
çatışmalar, savaşlar ve şehitlerimiz…
Tartışma
programları ise ayrı facia: İnsanlar kutuplaşmış, birinin ak dediğine diğeri
hemen kara diyor. Düşünmek, acaba karşıdaki muhatabım ne demek istiyor diye
anlamak, üzerinde bile durmak istenmiyor. Ortak bir noktada buluşabilir miyiz
veya yakınlaşabilir miyiz diye iyi niyet besleyen yok. Hemen önyargılı bir
şeyler söylüyorlar. Kutuplaşmalar eriyeceğine, insanlar birbirlerine
yaklaşacağına daha da zıtlaşıyorlar.
Sosyal
medya ayrı bir felâket: Yalan, iftira, çarpıtma ile saldırılar, aşırılıklar mesajların
ana teması olmuş. Toplum adeta tahrik edilmek isteniyor. Düşmanlıklar
körüklenmiş, ülkenin geleceğine dinamit konmuş umurlarında değil. Kardeşlik,
barış, huzur ve şükür talep eden yok gibi.
Hâlbuki
ülkemiz gergin ve risk dolu günlerden geçiyor. Hepimiz okyanusta bir gemideyiz
ve gemi batarsa bütün içindekiler yani hepimiz denizin derinliklerini boylarız.
Bunu düşünen yok ve devamlı ortalık geriliyor, kutuplaştırılıyor.
Kanaatsızlık,
elindeki nimetlere şükür eksikliği, hep daha ulaşılmazı hedef edinme ve
neticede hayal kırıklığı ve mutsuzluk. Maalesef yığınları bu psikoloji sarmış
halde.
Toplumun
sağduyulu insanları uyarıyor devamlı: Toplum barışını önde tutalım, kalp
kırmayalım diye. İnşallah bu bilge insanlar etkili olur ve huzur içinde yeni adımlar
atarız ve gelecek nesillere daha güzel bir ülke bırakırız. İnanın o zaman
ülkemiz daha güzel, daha yaşanılır hale gelir. Milletimiz de daha mutlu olur,
hedeflerimize ulaşmamız daha kolay hale gelir.
İnanın
bunu gerçekleştirmek zor değil. Yeter ki isteyelim ve ilk adımı atalım.