Tatilde ne yapma(ma)lı?
14 Haziran Cuma günü karnelerini almalarıyla birlikte milyonlarca öğrenci için tatil süreci başlamış oldu. Kimi öğrenciler dinlenecek, gezecek, kitap okuyacak iken kimi öğrenciler ise ailesinin ekonomik düzeyinin düşük olması nedeni ile belli bir işte çalışıp ailesine katkı sunacak veya bir sonraki eğitim dönemi için okul harçlığını çıkartacak.
Tatil sürecinin yaklaşık 3 ay gibi kısa bir süre olduğu ve sonrasında ise tatil sürecine nazaran daha uzun süren 9 ay gibi bir eğitim süreci başlayacağını göz önünde bulundurursak öğrencilere bazı tavsiyelerde bulunmak isterim.
Şöyle ki;
Uyku düzenlerini çok fazla bozmasınlar. Gece geç saatlerde yatıp gündüz geç saatlerde uyanmaları biyolojik olarak dengelerini çok kötü etkiler. Okulların açılması sırasında tekrardan düzenli yeni bir uyku düzeni kurmaları oldukça zor olabilir.
Televizyon, cep telefonu, İPad, Mp3, Bilgisayar, internet gibi teknolojinin ve bilişimin yoğun olduğu alanlarda çok fazla vakit kaybetmeleri hem sağlıklarını hem zihinlerini çok fazla yormakla birlikte sanal ortamlarda harcayacakları vakit nedeni ile kendilerini çok faz soyutlama ve yalnızlaşmaları, a-sosyal hale gelmeleri söz konusu olabilir. Bu a-sosyallik okulların açılacağı vakitlerde okulda da devam etmesi ve çocuğun/öğrencinin kendi arkadaşlarıyla da iletişim kurması ve sosyalleşmesi zorlaşır. Çocuğun okul ortamında da yalnız kalması, kendini yalnız hissetmesi ve kendine olan öz güvenini zedelemesi gibi sonuçları ortaya çıkarabilir. Bu nedenle ebeveynler tarafından kontrol edilmesi, denetlenmesi ve dengeli bir şekilde olmasını sağlamaya yönelik tedbirler alması halinde çocuğun teknolojik aletleri, interneti kullanabilir. Aksi takdirde kontrol sağlanmadığı sürede çocuk kendi otokontrolüyle bunu sağlaması oldukça zor.
Genel anlamda tüm öğrencilere tavsiyem bol bol kitap okumaları, kendilerini geliştirmeleri. Kitap okudukça kendilerini daha iyi analiz edebilecekler. Çevrelerinde meydana gelecek olayları farklı bir pencereden bakabilecekler. Kitaplarla kuracakları dostluklar arkadaşlarıyla kuracakları dostlukları pek karatmayacak. Davranışlarında bile olumlu yönde gelişmeler oluşacak. Kitap okuyarak zihinlerini sürekli dinç tutacaklar, sorgulayacaklar, fikir üretecekler. Okulların açıldığı vakit de bu üretkenlik okuldaki başarısında da yansıyacak. Kulüplerde görev alacak, sorumluluk verilecek, risk alacak, projeler üretecek ve belki de arkadaşlarına öncülük, liderlik edeceği noktalara kadar ilerleyebilecek.
Koşulları uygun olan öğrencilerin kendilerini çok yormadan, dinlenmelerine de vakit ayıracak ölçüde üniversite sınavlarına veya liseye geçiş sınavlarına hazırlık yapabilirler. Bu çalışma, bireyi çok yoracak, yıpratacak ölçüde olmaması gerekiyor. Hem dinlenmeye hem gezmeye hem de planlı ve verimli bir çalışmaya da zaman ayıracak ölçüde olması gerekiyor.
Okulların açık olduğu dönemlerde, yoğun çalışma koşulları nedeni ile çocuklarına vakit ayıramayan ebeveynler için de tatil dönemi büyük bir fırsat. Çocuklarına değerli olduklarını hissettirebilecekleri etkinlikler düzenleyebilirler. En basitinden çocuklarıyla oturup baş başa sohbet etme, çocuklarını dinleme, onları muhatap kabul ederek, çocuklarına vakit ayırarak kendilerini değerli hissetmelerini sağlayabilirler. Çocuklarına yönelik yargılama, suçlama içeren ifadeler kurmaktan kaçınmaları gerekiyor. Geçen hafta da köşemde yazmıştım; “Çocuk evde ne ise okulda da odur” diye. Çocuk evdeki iletişim dilini okula yansıtıyor. Evde öğrendiklerini okula taşıyor. Dolayısıyla her ebeveyn kendini rol model olan bir öğretmen olarak görmesi ve çocuğunu o şekilde yetiştirmesi de önem arz ediyor.
Tüm çocuklarımıza iyi tatiller.
