Dolar (USD)
32.60
Euro (EUR)
34.80
Gram Altın
2503.81
BIST 100
9480.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

10 Mart 2021

Tasarruf Finans Şirketleri yasal zemine nihayet kavuştu

“El Birliği” ile faizsiz finansman modeli nihayet TBMM’de kabul edilen yasa tasarısıyla yasal bir zemine kavuştu. Böylece İlk uygulandığı günden bugüne kadar binlerce insanın sadece güvene dayalı olarak katıldığı, özel bir yasal düzenlemeye sahip olmayan ve hatırı sayılır bir ekonomik büyüklüğe erişen bu organizasyonlarda ortaya çıkacak bir krizin hem ekonomiye, hem de topluma zarar vermesi önlenmiş oldu

hakan erkus_a3675163bb45d20e79053a7e9b3df639.jpg

ÜLKEMİZDE ilk örnekleri 1990 yılların başlarında görülmeye başlanan katılıma dayalı “el birliği” ile faizsiz finansman modeli, aradan geçen yaklaşık 30 yılın sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilen yasa tasarısı ile yasal bir zemine kavuşarak tasarruf sahipleri açısından daha güvenilir bir yapıya dönüşmüştür.

1990’lı yılların başları ülkemizde yüksek faiz ve hiper enflasyonun yaşandığı yıllar idi. Bu yıllarda insanların alım gücünün düşük olması ve ekonomik krizler de eklenince araba ya da ev sahibi olmak, özellikle orta ve düşük gelirli bireyler açısından neredeyse bir hayal olmaktan öteye gidemiyordu. Buna dini hassasiyetler nedeniyle faizli kredi kullanmama isteği de eklenince, Avrupa’da örneği Bausparvertrag (Yapı Tasarruf Mukavelelerinde) olarak görülen katılıma dayalı “el birliği” ile otomobil ya da ev sahibi olma fikri doğdu.

İlk örnekleri “Emin Otomotiv”, “Fuzul Otomotiv” gibi otomotiv şirketlerinde görülen ve faiz ödemeden otomobil sahibi olmak isteyen belirli sayıda insanı bir araya getirerek sırasıyla otomobil sahibi yapmayı hedefleyen bu finansman modeli başarılı olunca, 2000’li yılların başından itibaren konut sektöründe de uygulanmaya başlanmıştır. İlk uygulandığı günden bugüne kadar binlerce insanın sadece güvene dayalı olarak katıldığı, özel bir yasal düzenlemeye sahip olmayan ve hatırı sayılır bir ekonomik büyüklüğe erişen bu organizasyonlarda ortaya çıkacak bir krizin hem ekonomiye, hem de topluma zarar vermesi önemli bir risk oluşturuyordu.

6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 04.03.2021 tarihinde TBMM tarafından kabul edilerek bu organizasyonlar özel bir yasal statüye kavuşmuş oldu.

Kabul edilen bu kanun ile sadece güven esasına dayalı olarak faaliyet gösteren “elbirliği” ile faizsiz finans organizasyonları artık “Tasarruf Finans Şirketleri (TFŞ)” adı altında kuruluşları, faaliyetleri, denetimleri ve yaptırımları kanunla düzenlenmiş güvenilir bir yeni faizsiz finansman modeline dönüşmüş oldu.

Yasa, “Tasarruf Finans Şirketlerini (TFŞ)” denetim altına alarak bireylerin merdiven altı organizasyonlar nedeniyle mağduriyet yaşanmasının önüne geçilmesi açısından önemli bir adımdır. Ayrıca ülkemizde faizsiz bankacılık uygulamalarından sonra, yasal zemine kavuşan ikinci “faizsiz finansman modeli” olması açısından da önemli bir kilometre taşını oluşturmaktadır.

Kanun, tasarruf finansman şirketleri ve bunların katılımcıları olan bireyler açısından ne getirmektedir?

1) Tasarruf Finansman Şirketlerinin Kuruluşu Belirli Şatlara Bağlanmıştır.

Katılıma dayalı “elbirliği” ile faizsiz finansman hizmeti veren şirketler, ticaret unvanlarını değiştirerek “Tasarruf Finansman Şirketi” ibaresini ekleyecekler. Böylelikle bu şirketler, finansal kiralama, faktoring ve diğer finansman şirketlerinden ayrılmış olacaktır.

TFŞ’lerin kuruluşu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) iznine tabi kılınmıştır. Yeni bir TFŞ’nin kurulabilmesi için BDDK’nın en az 5 üyesinin kabul oyu vermesi gerekmektedir. Böylelikle sektörde güven ve istikrarı bozacak, iyi bir yönetim modeline, yeterli mali güce sahip olmayan ve denetlenebilir şeffaf bir organizasyon yapısı bulunmayan organizasyonların piyasaya girişleri denetim altına alınmış olmaktadır.

Yasa, TFŞ’lerin ödenmiş sermayesinin asgari 100 milyon Türk Lirası olmasını hüküm altına alarak tasarruf sahiplerinin menfaatlerini güvence altına almayı amaçlamaktadır.

2) TFŞ’lerin Faaliyet Alanları Sınırlandırılmıştır

TFŞ’ler konut veya taşıt edinimine dayalı olarak doğmayan veya bu faaliyetlerden doğduğu tevsik edilemeyen borçları finanse edemeyecekler. Müşterilerine borç para veremeyecekler ve tasarruf finansman sözleşmeleri dışında finansman sağlayamayacaklar.

Bu şirketler faizsiz banka görünümü verecek ifade, ibareleri ile “katılım” ifadesini kullanamayacaklar. Böylelikle bankacılık sektöründe faaliyet gösteren faizsiz bankalar ile karıştırılmaları, bunların faaliyet alanına girmeleri ve böyle bir izlenim vermelerinin önüne geçilmektedir.

3) Tasarruf Finansman Faaliyetine İlişkin Yapı ve Süreçler Açıklığa Kavuşturulmuştur

TFŞ’lerin yapılarının ve faaliyetlerinin açıklığa kavuşturulması için “tasarruf finansman faaliyeti”, “tasarruf fon havuzu”, “organizasyon ücreti” ile “tahsisat”, gibi kavramlar kanunda tanımlanmıştır. Buna göre;

“Tasarruf finansman faaliyeti”, bir sözleşme kapsamında önceden belirlenen koşulların gerçekleşmesi şartıyla konut, çatılı iş yeri veya taşıtın edinimi için faizsiz finansman esaslarına göre belirli bir süre tasarruf edilmesi, müşterilere finansman kullandırılması ve toplanan tasarrufların yönetimi faaliyetlerini içerir. Bu tanım ile TFŞ’lerin faaliyetlerinin çerçevesi kalın çizgiler ile belirlenmiş olmaktadır.

“Tasarruf fon havuzu”, belirli bir dönemde tasarruf finansman şirketi nezdindeki birikmiş tasarruflar ve finansman geri ödemelerinden oluşan tutarlar toplamından tahsisat olarak verilmiş tutarlar ile tasarruf geri ödemelerinin düşülmesinden sonra kalan tutarı ifade eder.

“Organizasyon Ücreti”, müşterilerin tasarruf finansman sözleşmesi kapsamında tasarruf finansman faaliyeti ve tasarruf fon havuzunun yönetimi karşılığında ödeyecekleri tutar olarak tanımlanarak, çoğu zaman müşteri ile TFŞ’ler arasında pazarlık konusu yapılmaya çalışılan bu ücret, yasal bir zemine kavuşmuş oluyor.

“Tahsisat”, tasarruf finansman sözleşmesi uyarınca, tahsisata hak kazanılmasına ilişkin koşulların yerine gelmesi şartıyla müşterinin tasarruf birikimlerinin ve sözleşme kapsamında taahhüt edilen finansman tutarının müşterinin, mirasçısının veya vekilinin konut, çatılı iş yeri veya taşıt edinmesi amacıyla satıcı konumundaki üçüncü kişilere hesaben ödenmesini ifade eder.

YARIN: Denetim ve gözetim konusundaki yetki BDDK’da olacak