Tarımsal üretimi planlamak
Birçok tarım uzmanı, “Türkiye’de tarımının sorunlarının daha
çok yapısal nitelikte” olduğu düşüncesindedir. Bu noktada “tarımda yapısal
nitelikte sorunlar” nelerdir şeklinde sorarsak tarımın sorunlarını daha açık
olarak anlamamız mümkün olabilir. Tarımın yapısal sorunları ile ilgili daha
önce birkaç yazı hazırlamıştım. (ör. bk. https://www.akademikakil.com/turkiye-tarimin-yapisal-sorunlari/ismailguvenc/)
Bu sorunlar arasında üretim planlaması da bulunmaktadır. Üretim planlaması
olsaydı, bazı ürünlerde kıtlık bazılarında bolluk sorunu yaşanmaz; yeterliliklerde
denge sorunu kronik hale gelmezdi (veya daha az olurdu). Tarımda bu başarılsa
birçok sorun çözülebilir.
Yıllardır bu konularda fikir üretmeye çalışırken son
zamanlarda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın konu ile ilgili çalışmalar başlatmasını
önemli bir gelişme olarak gördüm.
Tarım ve Orman Bakanlığı (TOB), kısa bir süre önce “Tarımsal
Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik” başlıklı bir mevzuat yayımladı (bk.
14 Eylül 2023 Perşembe Resmî Gazete Sayı: 32309). Yönetmeliğin kapsamı Madde 2’de
(1) şu şekilde belirtilmiş:
“Bu Yönetmelik;
bitkisel üretim, hayvansal üretim ve su ürünleri üretiminde tarım havzası veya
işletme bazında üretimin planlanmasına esas iş ve işlemleri kapsar.”
Ülkemizde bitkisel üretim, kültürü yapılan 150 kadar bitki
türünden elde edilen üretimin toplamıdır. Tarla bitkileri grubunda 55-60;
meyve-sebze grubunda ise 75-80 kadar türün üretimi söz konusudur. Değerlendirme
şekline göre aynı bitki türünde çok sayıda alt üretim de yapılmaktadır. Buna tarım
havzası veya işletme bazında üretimin planlanması da dahil edildiğinde oldukça
karmaşık bir planlama yapılması gerektiği kolayca anlaşılabilir. Bir de planlamada
tarımsal üretimin dışsallığının fazla olan bir sektör olduğu da dikkatten uzak
tutulmamalıdır.
TOB, tarımsal üretimin planlanmasını düzenlemeye çalışmakla
iyi bir iş yapmaktadır. Bakanlık bunu başarırsa Türk tarımında devrim
niteliğinde bir iş yapmış olur. Neden böyle düşündüğüm -alanı izleyen bir uzman
olarak- bir habere konu olan örnek bir olayı aktardığımda mesele daha iyi
anlaşılacaktır.
Ağaçları sökmek
Habere konu olan örnek olayı hatırlatalım: Türkiye'nin en
önemli tarım merkezlerinden Adana'da 150 bin dönüm alanda üretimi yapılan Mayer
çeşidi limonun hasadı eylül ayında başladı. 600 bin tona yakın rekolte beklenen
limonun ilk hasatta kilosu 4-5 liraya satılırken, talep olmaması nedeniyle
bahçede kilogramı 50 kuruşa kadar geriledi. Mayer çeşidi limona talep
gelmeyince ürünlerini satamayan çiftçiler bir bir limon ağaçlarını sökmeye
başladı. Kimi üretici motorlu testere ile ağaçlarını keserken, kimi üretici de
kepçeyle söktü. Yüreğir Ziraat Odası Başkanı “Önümüzdeki günlerde limon kesimi
daha fazla olacaktır. Bazı çiftçiler halen limonu satarım diye bekliyor ama
umut gözükmüyor” diye konuştu (Kaynak İHA).
Bilim
Alanda bin bir emek ve maliyetle kurulan bahçe, bağ ve
seraların zaman içinde nasıl sökülerek ekonomik kayba neden olunduğunu
gözlemledim. Bu gözlemlerim bir şeyin yanlış gittiği düşüncesini destekliyordu.
Konuya katkı olması için bazı tarımsal ürünler için “rekabet ve projeksiyonu”
incelediğim bilimsel makaleler yayımladım. Bunlardan biri de ceviz ile
ilgiliydi. (bk. Türkiye’nin 2020-2045 Döneminde Ceviz Üretim ve Gereksinim
Projeksiyonu; bk. https://dergipark.org.tr/tr/pub/@ismailguvenc). Üzülerek
söylemem gerekirse 2023’teki ceviz fiyatlarının durumu öngörümü destekleyecek
nitelikte. Çiftçiler, yıllarca emek ve
maliyetle yetiştirdikleri ceviz, limon, elma vd bitkisel ürünleri tam fayda
sağlayacakken söküp atmaktalar. Bunu önleyecek bir üretim planlamasını değerli
bulmaktayım. Ümit edelim diğer yapısal sorunlara da el atılıp çözüme
kavuşturulsun.
Son söz: İlimsiz
kurulan bahçenin (tarımın) sonu karanlıktır.