Tarıma bütüncül bakmak
Olayları siyah beyaz değerlendirmek gerçek dışıdır (D. Burns).
Son iki yazımda son yirmi yılda tarım
sektöründeki gelişmeyi bir paylaşım çerçevesinde incelemeye çalıştım. Bu
yazılar resmi istatistikler (verilere) çerçevesinde hazırlanmıştı. Gelen bazı
geri bildirimlere baktığımda “tarımda işler istatistikler gibi değil mi” sorusu
insanın aklına gelmekte.
Elbette farklı bir değerlendirme yapmak
mümkün. Yeter ki bu değerlendirmeler nesnel (objektif) ve verilere dayalı
olsun. Rasyonel düşünmenin temelinde verilerle ve bilimsel düşünme yatmaktadır.
Bununla birlikte sübjektif (öznel) değerlendirmelerini gerçeğin kendisi imiş
gibi algılayan ve yayanlara ne denilmesi gerekir?
Yazılar kapsamında gelen değerlendirmelerin
(yorumların) bir kısmını aşağıda paylaşacağım.
Yorum
Öncelikle yorum kavramının “bir olayı belli
bir görüşe göre açıklama” (TDK) olduğunu hatırlatmak istiyorum. Elbette bunlar
belli bir bakış açısı ile yapılmıştır. Bu çok kıymetli yorumların sonuna mesajlarını
birkaç kelime ile yazdım.
-İstatistikler güzel ama, üretici tarafından
bakıldığında işler pek de iyi gitmiyor sayın Hocam (H. Araz)”. (Üreticiye kulak vermeli)
-Üretici ürettiğini gerçek fiyatına
satamıyor. Ne yazık ki tüccarlar kazanıyor (T. Bozdağ). (Sorun Pazarlama)
-Ziraat odaları il ve ilçe tarım müdürlükleri
ekim, gübreleme, ürün bakımı ve hasadı, ağaç dikimi, bölgeye uygun ağaç seçimi,
budama, aşılama gibi konularda bilgi verdiler mi? (Teknik destek)
-İstatistikler doğrumu? Marketlere
gittiğimizde aldığımız gıdaların -özellikle kuru baklagiller- büyük bir
çoğunluğu farklı ülkelerden ithal (A.A. Özcan). (Güven ve ithalat)
-“Ben İzmir'den O. Bekir’ler. Asıl sorun
yapılanların anlatılamadığı kanısındayım. İkinci olarak üretim kısmında -Ege,
Antalya ve Marmara bölgelerinde- hayvancılık geliştirmeli, daha çok teşvik
verilmeli… Girdi fiyatları düşürülerek cazip hale getirilebilir. Ayrıca
belediyelerin kırsal kesimlerde büyük ve küçük baş teşviki yapabilir. (Tanıtım,
teşvikler ve yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları)
Akademi
Yukardaki yorumlara ek olarak birkaç
akademisyenin yorumlarını da paylaşayım: Sayın Prof. Dr. M. Aslan “neden bu
üretim insanlara yansımıyor? Ayrıca bir de ithal edilen ürünler...” Tarım
ekonomisi konusunda uzman sayın Prof. Dr. C. Akbay’ın konuya yaklaşımı ise
şöyle: “Aslında tarımsal üretimde çok önemli bir büyüme sağlandı, ancak
Türkiye’de, pazarlama, kooperatif ve planlama başarılı olmadığı için
maalesef bu büyüme üretici veya tüketiciye yansımıyor. Bunun bir göstergesi de
turunçgillerde önemli bir üretim artışına karşılık ürünlerin hasat edilememesi…
Çukurova’da sebze üretildiği halde bunların bir kısmının satılamaması veya ürünle
tarlanın sürülmesi gibi...”
Yorumlardan çıkartabileceğimiz mesajlar
şunlar: Üreticiye kulak verilmeli; pazarlamada sorunu çözüm bekliyor, teknik
destek şart; rakamlar bir şeyler anlatsa da güvende sorun var; ihracat ve
ithalat masaya yatırılmalı; yapılanlar konusunda tanıtım yeterli değil;
teşvikler konusu düşünülmeli ve yerel yönetimlerin tarım konusunda yetki ve
sorumlulukları gözden geçirilmeli.
Ak-kara
Osmanlı ve T.C. Devletinde tarımda modern
tekniklilerin uygulanması konusunda birçok teşebbüs olmuştur. Bunların bir
kısmı başarılı olurken bir kısmı da başarılı olamamıştır. Bu genel yargı T.C.
Devletinin iki binli yıllardan sonraki kesitindeki durum içinde geçerlidir.
Kutuplaşmış düşünme
maalesef tarım sektörünün de gerçek yönleri ile anlaşılmasında engeldir.
Nesnel başarı ölçütü yüz üzerinden
değerlendirildiğinde, verilerden yararlanarak yapılacak bilimsel bir
değerlendirmede, Türk Tarımının veya tarımcılarının geçerli not alacağını (50
ve üzerinde bir puan olabilir) söylemek mümkündür.
Bu olumlu bakış yanında tarımda yapısal
sorunlar çözüm beklemektedir: Toprak düzeni yeniden düzenlenmelidir; pazarlama,
kooperatifleşme gibi örgütlenme geliştirilmelidir; üretim planlaması artık
zorunluluktur.
Son söz: Gerçek nesnel bakışla görülebilir.