Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
12 Eylül 2020

Tarikatlar karmaşası ve gerçekler

İnanç konusu çok önemli…

İnsanoğlu ancak bir şeylere inanarak varlığını sürdürebilir.

Herkesin dünyaya bir bakışı vardır. Birisi sadece para ve güç elde etmek ister. Ötekisi de herkes için adalet düzeni kurmayı hedefler. Bir başkası da kendi keyfine odaklanmak ve tembellik peşinde koşmak ister. Bu böyle sürüp gider. Arayanlar için her şey “amaç” olabilir.

Birçok düşünürün ömrü, insanın dünyadaki varlığının amacını akıl ile keşfetmeye çalışmakla geçti. Sorular sordular. Cevaplar aradılar.

Kimisi ahlâkı merkeze aldı, kimisi merhameti, kimisi de adaleti ama sonuçta hepsi insanoğlunun dünyaya bir amaç için geldiği ve ömrünün bir kısmını da bunu keşfetmek için harcaması gerektiği konusunda hemfikir oldu.

“Yumurta mı tavuktan yoksa tavuk mu yumurtadan çıktı?” paradoksu gibi insanlığın içinden çıkamadığı “İnsanoğlu dünyaya nereden geldi? Dünya ve kâinat nasıl var oldu? Biz niye varız?” vs. gibi soruların cevapları tek başına akıl ile verilemedi.

Cevapsız kalan insanın imdadına Yüce Yaradan yetişti. Kitaplar indirdi, peygamberler gönderdi. İnsanlığa bir hedef verdi. Ama insanı da özgür bıraktı. İşte tüm mesele de burada koptu.

Bu tarikatlar konusu aslında tam olarak buradan bakılması gereken bir konu…

Birçok kişi “Gerekli mi yoksa gereksiz mi? Gereksiz ise hemen kapatalım!” noktasından baktığı için olayı tam olarak anlayamıyor.

Yüce Allah insanı seçme ve öğrenme özgürlüğü ile baş başa bıraktı.

Hangi aileden doğacağı ve hangi çevrede büyüyeceği insanların seçimi değil. İşin bundan sonraki kısmına “imtihan” deniliyor.

Bugün tarikatları eleştirenlerin büyük çoğunluğu din ile ilgili hatırı sayılır bir bilgi sahibi olarak konuya bakıyor.

Hâlbuki tarikat konusu önemli oranda sosyolojik bir konu…

Tarikatlara girenlerin büyük çoğunluğu hayattaki amacını keşfetmek isteyen boşluğa düşmüş insanlar…

Tarikatlar bu insanlar için tam bir kurtarıcı oluyor. Birçok tarikat ehli de bu insanlara ulaşmak için çabalıyor. Bu tebliğ vazifesini bir “cihat” olarak görüyorlar.

İnsanları ifsattan kurtarmayı amaçlıyorlar.

Birçoğumuzun korktuğu, çetelerin eline geçmiş; uyuşturucu başta olmak üzere her türlü kötülüğün ticaretinin döndüğü yerlere sadece Allah rızasını kazanmak ve oradan birilerini kurtarmak için giriyorlar.

Tarikatlar devletin giremediği yere girerek, sistemin yozlaştırdığı kişileri sisteme kazandırıyorlar. Bu özverili çalışma ile hem devlet hem de millet kazanıyor. Tarikat ehli sevap kazanırken gelecekleri olmayan insanlar kötülükten uzaklaşarak sisteme dâhil ediliyor.

Tarikatların bu güzelliklerini kesinlikle göz ardı etmemek gerekir.

Devlet tarikatların yaptığı bu işi yapamaz. Çünkü devlet rasyonel yönetir. Devlet işinde bir akıl vardır. Devlet toplumsal menfaati önceler. Ölçülebilen, tüm insanlar için kolayca anlaşılan bir mekanizması ile çalışır. Böyle de olmalıdır, çünkü devlet vatandaşına karşı tarafsız olmak zorundadır.

Ama toplumsal sorunlar bu şekilde çözülemez. Tarikatlar aslında birer toplumsal gönüllülük esasıyla çalışan birer Sivil Toplum Örgütü’dür. Birçoğu da zaten dernek ve vakıf faaliyeti içindedir.

Tarikatların faydalı olduğu alanların bir kısmını saydık gelelim şimdi sorunlu kısımlara…

İmtihan dedik ya…

Tarikatlarda yer alan insanlar da diğer tüm insanlar gibi imtihan halinde…

Konunun bu noktasını kaçıranlar oldukça fazla...

Esfel-i Safilin (Yaratılmışların en aşağılığı) olmak da Eşref-i Mahlûkat (Yaratılmışların en şereflisi) olmak da insanın elinde olan bir şey…

Hiç kimse peygamber değil. Son Peygamber Hz. Muhammed (SAV)’dir. Diğer tüm insanlar gibi tarikatların liderlerinden gönül verenine kadar herkes imtihan halinde…

Hayır için para toplarken de Kur’an eğitimi verirken de sokakta tebliğ vazifesinde bulunurken de imtihan insanın peşini bırakmaz.

Her şey bir âna kalmış.

Dün âlim olanın yarın zalim olmasının önünde hiçbir engel yok. Herkesin bu işe böyle bakması gerekiyor. Yanlışlar bundan sonrada olacaktır.

Tarikatlar için denetleme yapılması önerisi iyi niyetli bir öneri ama asıl sorun tarikatta değil insandadır.