Tarikât Ziyareti!
Sayın Cumhurbaşkanı “İsmail Ağa Tarikâtı”nı ziyaret etmiş.
Gayet normal, olması gereken.
Ne var ki bunda, altı okundan biri “Laiklik” olan CHP’de olanlara bakın:
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir “Şeyhin elini hararetle öpmesi” garip değil de, Sayın Erdoğan’ın ziyaretine mi takılıyorlar?
Ne dersek diyelim…
Sosyal medyanın baş sırasında bu mesele…
Baktık, yakından tanıdığımız bazıları bile sosyal medyada farklı havalarda.
Özellikle çocuklar ve gençler; “Jakoben” zihniyetin tesiri altında.
Aaaah, ah…
Değerlerimizi ve o değerlerin yaslandığı kavramları en çok “temsil” edenlerin yıprattığı iddiası temelsiz değil.
Kendilerini İslam’ın temsilcisi olarak gösterenlerin, İslami kavramları dillerinden düşürmeyenlerin büyük bir bölümü, en azından vitrinde olanların büyük bir bölümü maalesef “hâl” ve “hareketleri” ile zarar verdiler.
Özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz de, bu “hâl” ve “hareketlere” bakıp uzaklaşır oldular.
Öyle ya, çocuklar ve gençler “örnek” insanlar ararlar, “rol model”ler.
Bugüne kadar “manevi alanda” rol model olarak öne çıkanların önemli bir bölümünde yanlış işler görüldü.
Bir yanlış da, umuma teşmil edildi, bundan yine bizler zarar gördük, bizler, toplumumuz, değerlerimiz, ülkemiz, inancımız.
Dün sabahki sosyal medya gündemine baktığımda, karşıma bir “mesele” çıktı.
“Mesele” edilen ne?
Şöyle bir haber:
“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, programında olmamasına rağmen İsmailağa Vakfı’na geçerek İsmailağa Cemaati’nin önde gelen isimlerinden Hasan Efendi ve İsmailağa Cemaati’nin manevi lideri Mahmut Efendi'nin oğlu Ahmed Ustaosmanoğlu ile görüştü.”
Görüştü de ne oldu?..
Baktık, aynı mevzu:
Lâiklik de lâiklik.
Ya ne alâkası var, lâiklik “meselesi” ile bu ziyaretin?
Trump, Evanjelist Papaz’a adeta beyâtını ilân ediyor neredeyse, kol kanat geriyor, bir Evanjelist Papaz için dünyayı yıkıyor…
Orası için lâiklikten bahseden yok.
Hatta, Türkiye’de bir sakallı ziyaret edildiğinde ortalığı ayağa kaldıranlar, Trump’un Evanjelist Papaz’a kol kanat gerişini alkışlıyor…
El oğlu ile birlikte benim memleketimi sıkıştırıyor.
Efendim;
Şöyle bir arama motoruna girin…
Rahmetli Erbakan Hoca, kanaat önderlerine iftar verdi diye neler yapılmıştı bu memlekette?
Yaşı yetenler hatırlar, yetmeyenler büyüklerinden dinler, internetten bakar…
Haberler, yazılar ortada.
Rahmetli Erbakan Hoca’ya ne hakaretler, ne tehditler…
Bugün, “Ahhhhh, ah, Erbakan iyi adammış da kıymetini bilememişiz!” lâkırdıları edenler var ya, inanmayın.
Aynı kafa devam ediyor, Rahmetli Erbakan Hoca hakkında övücü lâflar etmeleri de, tamamen “ittifak” arayışlarından kaynaklanıyor.
Yoksa…
Rahmetli Erbakan Hoca’yı –hâşâ- ‘ paraları iç etmekle’ suçlayanlar, o berbat iftiraları atanlar kimlerdi?..
Bu değişti mi, Rahmetli Erbakan Hoca’ya “bu noktalarda” haksızlık ettiklerini” söylediler mi?
Yok, hayır.
Dedikleri ne?
“Erbakan milli bir lidermiş de kıymetini bilememişiz!”
Hatta bunu bile demiyorlar:
“Erbakan bunlara göre daha milliydi” filan diyerek kurnazlık yapıyorlar.
Efendim.
Şimdi bu “tarikat ziyareti” hakkındaki kanaatimizi belirttik ye…
Denebilir ki;
“Bu tarikat, cemaat işlerinde yanlış yapanlar yok mu?”
Olmaz mı, her yerde vardır yanlış yapanlar, her alanda…
Devletin görevi bunları sağlıklı usullerle denetlemek, yanlış ile doğruyu birbirinden ayırmak.
Yoksa koy hepsini aynı kaba, vur ha!..
Olmaz!..
Adına ne derseniz deyin; tarikat, cemaat, bu tür oluşumlar her tarafta var.
Türkiye’de sadece “İslami cemaat ya da tarikat’ yapılanmaları yok, hangi inançların ne gibi yapıları var, girmeyin içine, çıkamazsınız!..
Bunları bir kalemde silemezsiniz, üzerlerini çizemezsiniz.
Hafız yetiştiren, Kur’an öğreten, hadis öğreten, fıkıh öğreten, ilmihal öğreten yapılara niçin karşı çıkacaksınız?
Varsa suç işleyen, varsa “yan yollara sapan”, varsa organize hareketlerde Devlet’i ele geçirmeye çalışan gereğini yapacak olan yerler bellidir.
Sayın Cumhurbaşkanı, İsmailağa’ya gitmiş, ziyaret etmiş, bunu lâikliğe bağlamanın anlamı yok.
Lâiklik, “illegal işlere” bulaşmamış bütün sivil toplum örgütlerine aynı fırsatların sunulmasını gerektirir.
İllegal işlere bulaşmışlarla bulaşmamışları ayırt etme yeri de sosyal medya değildir.