Tarihten ders alınır öç alınmaz
Yine bugün, Ermeni Diasporası sözde soykırım türküsünü çığıracak. Herhalde, iddiaların yüzüncü yılı olması nedeniyle, türkü daha yüksek perdeden seslendirilecektir. Biz bu türküyü dinlemekten bıktık, ama bunlar söylemekten bıkmadılar.
Onlar ne kadar "Osmanlı Ermenilere soykırım yapmıştır" deselerde, biz bu iddiayı kabul etmiyoruz. Çünkü, bizler dedelerimizin bir soykırım yapabileceklerine ihtimal vermiyoruz. Kimse kusura bakmasın, Osmanlı Devleti'nin temelleri insanı yaşatma üzerine kurulmuştur. Galiba Ermeni Diasporası Osmanlıya soykırım iftirası atarken aynaya bakıyor.
Bizim Ecdadımız hiçbir zaman menfaat için insan öldürmemiştir. Onların ne petrol, nede bir başka bir konuda kaygıları olmuştur. Onlar gittikleri yerleri sömürmek yerine oralara hizmet götürmüşlerdir. İşte görüyorsunuz, üzerinden yıllar geçmesine rağmen, Ecdadın yaptığı o eserler hala kullanılmaktadır.
Değerli Dostlar, Osmanlı'nın süper güç olduğu dönemlerde, dünyada bir bahar havası esmiştir. Bu huzur ortamı sadece kendi vatandaşlarına değil tüm insanlığa sağlanmıştır. "Şehirde Latin külahı görmektense Türk sarığını yeğleriz" sözü bu durumu isbatlayan bir sözdür.
Hodri meydan, Osmanlıya kara çalmaya çalışanlara geçmişte böyle bir söz söylendi mi? Diaspora zihniyetinin kendi insanından başka memnun ettiği bir başka millet daha var mı? Dostlarım, ayrıca bunların dillendirdiği iddia yüzde yüz isbatı olan bir iddiada değildir. Bu soykırım türkücüleri, epeydir devletimizin arşivlerde Tarihçiler inceleme yapsın çağrısını bile kabul etmiyorlar.
Kabul etmezler... Çünkü bunların niyeti sözde iddia vasıtasıyla bizden öç almaktır. Burada gözden kaçırılan gerçek şudur: Tarihten ders alınır öç alınmaz...
Not: Yazıyı gazeteye erken göndermek durumunda olduğum için, dün Meclis'te katıldığım 23 Nisan Resepsiyonuna dair izlenimlerimi bugün yazamadım. Eğer Ankara'da yakaladığım detaylar pazartesiye kadar bayatlamayacak olursa sizinle paylaşırım.