Tarihsel Yönüyle 15 Temmuz

Yıldönümüne birkaç gün kalan 15 Temmuz hain işgal girişiminin maksadı iyi tahlil edilmeye muhtaçtır..

Birkaç darbe heveslisi subayın beceriksizce yaptığı kalkışma olarak görmek sadece şehitlere saygısızlık olmayacaktır!

Ondan öte, bağımsızlık ruhu ile kurulan Türkiye Cumhuriyetini de anlamamak demektir..

15 Temmuz’u anlamak için ta kurtuluş savaşı döneminin dayatmalarını da anlamak, Sevr’in Türk Milletinin ölüm fermanı olduğu bilincini de kavramak gerektir.

Günümüz ile geçmiş, tıpkı bir insan vücudu gibi bir bedendir..

Gelin, Osmanlı’nın yıkılması projesine bakalım.. Bakalım ki günümüzdeki ülkemiz üzerinde oynanan oyunların farkına vâkıf olalım..

Malumunuzdur!

Osmanlı’yı türlü etnik parçalara böldükten sonra Anadolu’da bir avuç vatan evladı kaldı..

Onu da Türk-Kürt diye parçalayacaklardı da bereket versin Türk ile Kürt’ün coğrafyamızın en sağlam kardeşliği olduğu tescillendi..

Taa o günden..

Misak-ı Milli hudutları dışında da hem Kürt hem de Türk nüfus var..

Coğrafyamızda en müreffeh toplum milli geliri ve hukuku ile Türkiye’dir..

Batılıların coğrafyamızda bitmek bilmeyen maksatları hep vardı..

Hep de olacak!

Komünizm sonrası düşman bulmakta mahir Batılı emperyalistler müslümanları hedef tahtasına koydu yine..

Körfez savaşları ile Irak parçalandı, Büyük İsrail’e rahat nefes aldırıldı..

Ardından, Filistinlilere ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler..

Türkiye devlet aklı ise 2000’ler sonrası Ak Parti ve Erdoğan ile istikrarı yakalamış, komşuları ile iyi geçinip kalkınmasını devam ettirme niyeti ile yoluna devam etmekteydi..

Bir yandan da terörü bitirmek için silahlı ve silahsız mücadele yollarını arıyordu..

Günün birinde “Arap Baharı” adında provokatif eylemler ortaya çıkmasın mı!

Yanı başımızda, Suriye’de de toplumsal isyan dalgası başladı..

Durup dururken başladığına inanmak için insanın saf ötesi ahmak olması gerekir bence!

15 Temmuz’un fitili benim kanaatimce Suriye iç savaşı ile başlatıldı!

Bölünmüş ve parçalanmış Suriye ile PKK devletinin uluslararası meşru zemini yapılmaya çalışılacaktı.

PKK terör devletinin önündeki en büyük engel savunma sanayiini güçlendirmiş ve açılım sürecini sonlandırmış Türkiye idi.

Öyleyse, Türkiye’nin surlarında gedikler açılmalı değil miydi?

Suriye’ye konuşlanmış ABD ve Batılı ordular PKK’nın bugün bile bölgede hamiliğini yapmıyor mu?

Kolu kanadı askeri darbe süsü verilmiş bir iç operasyon ile çökertilmiş bir Türkiye’nin vesayetçi yapı ile emperyalistlerin isteklerini yerine getireceğine kuşku yoktu..

Darbeciler farkında veya değil, Fetöcü hainlerin eliyle ülke ABD’nin piyonu yapılmak isteniyordu!

Coğrafyasında milli çıkarlarına uymayan politikalara itiraz eden bir Türkiye olmaması amaçlanmaktadır..

Akdeniz, Boğazlar, Suriye özelinde höt deyince geri adım atan Türkiye hayali Batılıların hülyasını süslemekteydi..

Türk Milleti o gece 1071 ruhunu yaşadı, Çanakkale geçilmez dedi, hak ve hakikat mücadelesine geçit verdi..

İşte!

15 Temmuz Ruhunu senaryo olarak nitelemek yukarıda belirtilen gizli gündemlere yol vermek içindi..

Bitti mi peki?

Mümkün değil! Bitmeyecek..

Bu arada, Baykal’a kaset kumpasını 15 Temmuz’dan bağımsız düşünemeyeceğimizi de ilave edelim.. Ki.. Leş yiyici Zülfü’nün hezeyanları projeler diyarı vatanımda “Sol”un kimlerin uşağı olduğunu gözler önüne sermekte..

Yazıma son verirken, bütün şehitlerimize rahmet, gazilerimize de selametler dilerim, Allah’a emanet olunuz..