Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
08 Ocak 2023

Tarihin İbret Vesikaları

Toplumda tarihe merak arttı. Bu ilginin temelinde, insanların geçmişi sorgulaması yatıyor. Bu da bizi, doğru sonuçlara götürüyor.

Bugün toplumda en çok ilgi gören konuların başında tarih geliyor. Tarihle ilgili programlar, tarihî diziler, tarihî kitaplar ve dergiler büyük alaka çekiyor. O kadar ki, sadece tarihle ilgili yayın yapan televizyonlar bile yayına başladı. Bu geniş ilgiyi doğrusu ben hayırlı ve faydalı buluyorum. İnsanlar elbette geçmişlerini merak edecek, mazilerini araştırıp inceleyecekler. Bu merak, ilgi, tecessüs ve eğiliş, şüphesiz insanları doğru tarihi öğrenmeye sevk edecektir. Dayatılan tarih yerine doğru tarih öğreniliyor artık. Yayın dünyasında tarih kitapları rağbet görüyor. Okuyucu yayıncılardan tarihle ilgili kitapları istiyor. Bu isteğe ve ihtiyaca cevap veren yayınevleri de pek çok kitabı günışığına çıkarıyor. Şüphesiz bu olumlu gelişmelere ne kadar sevinsek azdır. Şimdi biraz da, ‘tarihin ibret vesikaları’ dediğimiz bu yeni kitaplardan bahsedelim:

UĞUZ KAĞAN DESTANI

Destanlar, bizim en köklü ve sağlam metinlerimizdendir. Halk irfanının eliyle şekillenerek asırlar boyunca hükümlerini yürüten destanlar, birer edebî değer olduğu gibi, tarihî birer vesika da sayılabilir. Her ne kadar kimi tarihçiler, destanları ve efsaneleri tarihî belge olarak kabul etmese de halkların vicdanında ve zihninde destanların büyük kabul gördüğünü söylemek gerekiyor. Bizde destanları parça parça ele alan ve küçük denemeler hâlinde neşreden Ziya Gökalp’tan sonra bu çalışmaları daha ilmî biçimde ve araştırmalarda bulunarak tekemmül ettiren şahsiyet Rıza Nur’dur. Türk destanını ele alırken Uğuz Kağan’ı merkeze alan Rıza Nur, Uğuznâmeler, Şecere-i Türk ve Dede Korkut Kitabı gibi çalışmalarla bu sahadaki boşluğu doldurmuştur. Yabancı kaynakları da inceleyen ve mukayeseler yapan Rıza Nur, eski Türk edebiyatı alanında hacimli eserleri ortaya koymuştur. Rıza Nur, 20’li yıllar boyunca Şecere-i Türk ve Uğuznâme çalışmalarını tamamladıktan sonra son eseri olan Uğuz Kağan Destanı’nın temelini, 1932 yılında Paris’te atmış, yıllarını adayarak 1 Kasım 1937’de İskenderiye’de başladığı Destan’ı 29 Ekim 1939 tarihinde tamamlamıştır. Levent Gündüz’ün kültür hayatımıza kazandırdığı ve “müellif hattı tek bir el yazması nüsha” olarak korunan bu muhteşem eser, 83 yıl sonra tamamlanıp güzel bir şekilde basılmış, ilim ve edebiyat dünyamızın hizmetine sunulmuştur.

14-Geraylar ve Ossmanlılar_a360642fda9223d4ed3fee1d00028637.png

GERAYLAR VE OSMANLILAR

Kırım, Müslüman Türk’ün özbeöz vatanlarından biridir. Her ne kadar bazı haramiler ‘Güzel Kırım’ı işgal etmişlerse de gelecekte bu vatan parçasının asıl sahiplerine teslim edileceğine inancımız sonsuz. Hakan Kırımlı’nın neşre hazırladığı Geraylar ve Osmanlılar isimli muhalled eser, vitrinlere çıktı. “Kırım Hanlık Hânedânının Osmanlı Devleti’ndeki Hikâyesi” olarak sunulan eser, üç buçuk yüzyıllık Kırım Hanlığı vukufiyetle ele alınıyor. Kitap hakkında şöyle deniliyor: “1475’ten itibaren Kırım Hanlığı ile Osmanlı Devleti arasında himaye yahut tâbilik bağı kuruldu. Bu tarihten itibaren, gerek Kırım Hanlığı gerekse Geray hânedânı Osmanlı Devleti nezdinde çok önemli bir konuma sahip oldu. Geray ve Osmanlı hânedânları arasında da özel bir ilişki ve karşılıklı etkileşim ortaya çıktı. Hatta kriz anlarında Gerayların Osmanlıların yegâne taht alternatifi olduğu iddiaları sık sık dile getirildi.”

Kitabın ilerleyen bölümlerinde, Kırım'ın 1783 yılında Rusya'nın eline geçmesinin ardından Geray hânedânının Kırım’dan Osmanlı Devleti’ne başlayan mecburi ve hüzünlü göçü anlatılıyor. 200 civarında yerleşim yerinde saha araştırması yapılan ve zengin arşiv malzemelerine dayandırılan eserde, Geray hânedânı mensuplarının Osmanlı Devleti’ndeki ilgi çekici hikâyelerine ve yaşayışlarına ışık tutuluyor.

13-Kara Kam Türk Bitig_5b9776c187787e7916d81a2ce7658800.png

KARA KAM

Kara Kam Türk Bitig adıyla neşredilen ‘Türk Destanı’ da yukarıdaki eserler gibi Ötüken Neşriyat tarafından günümüz tarih severlerine ulaştırıldı. Ahmet B. Ercilasun’un titizlikle neşre hazırladığı eserdeki resimler Mehmet Sağ’a ait. İnsanoğlunun yaratılışından başlayıp Ergenekon’dan çıkışımıza kadar olan büyük maceramızı dile getiren 3631 mısralık muazzam Türk destanının gün ışığına çıkması, şüphesiz çok sevindiricidir. Ahmet Bican Ercilasun’un kırk yıllık edebiyat ve dil verimi olarak bize ulaşan Kara Kam’ın Türk Bitigi, çok önemli ve değerli bir millî destan olarak kütüphanelerdeki seçkin yerini almış bulunuyor.

MEHMET GENÇ’İN ESERİ

Merhum Mehmet Genç fikirleri, tahlilleri, tespitleri ve araştırmalarıyla tanınan mümtaz bir ilim ve fikir adamıydı. Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi II isimli eserde, Genç’in

2000-2020 yılları arasında kaleme aldığı 22 çalışma bulunuyor. Müellifin 2000 yılında yayımlanan Osmanlı İmparatorluğu’nda Devlet ve Ekonomi isimli eseri buna eklenen bu kitap ile Osmanlıların dünya görüşü, müesseseleri ele alınıyor. Her iki eserde Osmanlı tarihinin yeniden dönemlendirilmesine dair eleştirel bakış ortaya konuluyor.

YAKUP CEMİL

Yakın tarihin anlatıldığı bazı romanlarda adı sıklıkla geçen Yakup Cemil’in “Hayatı ve Divan-ı Harp Sorgu Tutanağı”, Hasan Ali Polat tarafından kitaplaştırıldı. Yakup Cemil, tarih araştırmalarına dayanan bir biyografi kitabı. Eser, İttihâd ve Terakki Cemiyeti’nin önemli aktörlerinden birinin hayat hikâyesi ustalıklı biçimde ele alınmış. 11 Eylül 1916 tarihinde kurşuna dizilerek hayatına son verilen Yakup Cemil’in arşiv vesikaları ve sağlam kaynaklara dayanarak ortaya konulan hayatı ibretlerle doludur.

Tarih alanında kaleme alınmış ve her biri ayrı bir tanıtımı hak eden, tamamı Ötüken Neşriyat’tan çıkan diğer eserleri ise isimleri ve yazarlarıyla takdim ediyorum: Rusya Tarihi (İlyas Topsakal), Sorularla Karamanlılar (Nilüfer Erdem), Altın Orda’nın Tarihî Coğrafyası (Vadim Leonidoviç Egorov – Tercüme: Aliman Büyükçolak), Türk Şaman Mitolojisinin Teonimleri (Fuzuli Bayat), Macar Belgelerinin İzinden (H. Ş. Çağatay Çapraz), Kara Bir Gün (Aziz Hüdâi Akdemir; Hazırlayan: İbrahim Öztürkçü)

10-Evliya Çelebinin izinde1_f3cf1594ed1a2d8d2e9ef0c578328135.jpg

EVLİYA ÇELEBİ’NİN İZİNDE

Evliya Çelebi şüphesiz en büyük seyyahımız. Onunla alakalı önemli çalışmalardan birini Prof. Dr. Hayati Develi ortaya koydu: Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu tarafından neşredilen Evliya Çelebi’nin İzinde eserinin alt başlığı ‘Orta Zamanın Orta Dünya Atlası’. Turing Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Katkak tarafından kaleme alınan Takdim’de Evliya Çelebi’nin ve başeseri Seyahatname’sinin kültür hayatımızdaki yeri üzerinde duruluyor. Prof. Develi, Söz başı’nda seyyahımız hakkında şöyle diyor: “Evliya Çelebi’nin asıl büyüklüğü ve önemi, yarım yüzyıla yaklaşan bu muazzam gezi hayatını kelimelere dökmüş, bir belge hâline getirmiş olmasıdır. Çelebi, seyahat etmeye tutkuyla bağlıydı ama görüp işittiklerini yazmayı da kendisine başta rüyasında, sonra da rüyasının yorumunda ve babasının nasihatinde emanet edilmiş bir görev olarak görmüş ve bu görevi hakkıyla gerçekleştirmiştir. Elli yıla yakın bir zamanı dolduran, tehlike, ölüm, aşk, korku ve her zaman gülünesi olaylarla dolu bir hayatın hatıraları yaklaşık dört bin sekiz yüz büyük sayfadan ibaret bir metin oluşturuyor.” Eser, Evliya Çelebi’yi daha iyi tanımamızı ve Seyahatname’yi daha çok sevmemizi sağlıyor.

FATİH’İN RÜYASI

Tarihle ilgili eserleriyle tanınan ve bilhassa gençler tarafından sıkı takip edilen ve okunan Mustafa Armağan’ın Fatih’in Rüyası isimli eserinin yedinci baskısı Profil Kitap’tan çıktı. Fatih’in Rüyası, Fetih Efsaneleri, Fetih Köprüsü başlıklı üç ayrı bölümlerden meydana geliyor. Sezai Karakoç merhumun çağ açıp çağ kapan cihan padişahı hakkındaki özlü sözlerine, eserin başında yer veriliyor: “Fatih, beldeleri açan olduğu gibi, zamanı da açan, zamana bir açılım verendir. Zamanı zorlayandır. Zamanın kıvrım ve katlarını açandır.” Mustafa Armağan’ın diğer eserlerini okuyanlar zaten Fatih’in Rüyası’nı da merak edeceklerdir. Hiç okumayanlara ise, bu eserle tarih şölenine başlamalarını tavsiye ederim.

9-Doğu Işığı_3f3d1bce490a2420fdb7f951478c1a4e.JPG

DOĞU IŞIĞI

Doğu Işığı, Ali Haydar Haksal’ın Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları arasında çıktı. ‘Endülüs Havzası’nın işlendiği eserin arka kapak yazısı şöyle: “Doğu Işığı, İslâm medeniyetinin Batı medeniyetinin kültür ve edebiyatına yansımalarına ışık tutan, bu konuda yazılmış ilk eserlerden biridir. Tanzimat’tan beri sürekli Batı’yı örnek alan kültür anlayışımız, İslâm medeniyeti kaynaklı kültürel birikimin ürünlerini görmezden gelmiştir. Oysa modern Batı’yı ileriye taşıyan başat unsurlardan biri de İslâm medeniyetinin ürünleridir.”

Osmanlı’nda Neft ve Petrol, Volkan Ş. Ediger’in kitabı. Dergâh Yayınları’ndan çıktı. Mutfağın Sarayı, Yasin Baturhan Ergin’in kitabı. Seyahatnamelerdeki Osmanlı Mutfağı anlatılıyor. (Cezve Kitap), Bursa’nın Kahramanları’nı ise Hasan Erdem kaleme aldı. Yavuz Selim Baş’ın resimlediği kitap, Bursa Büyükşehir Belediyesi Yayınları arasında çıktı.