Tarihe Not Düşmek
Dünyada hiçbir şey nehirler kadar, bana ihtişamlı görünmemiştir. Saatlerce bir nehrin kenarında tek başıma canım sıkılmadan oturabilirim. Bu nedenle gittiğim her ülkede bir nehir varsa mutlaka görmek istemişimdir. Son Almanya seyahatimde, Frankfurt’un ortasından akan ‘’Main Nehri’ni’’ kısada olsa izledim.
Nehirler, bana hep insan hayatının da sürekli bir akış hâlinde
olduğunu düşündürtmüştür. Her toplum sürekli bir akış hâlinde olup ve akışın
her aşamasında iyi ve kötü hikâyeler üretir. Kaydedilen bu hikâyeler,
toplumların tarihini oluşturur. Zaten tarih olarak okuduklarımız dünün
hikâyeleri değil midir? Bugün yaşadıklarımız ise, yarının tarihi veya
hikâyeleri olacaktır.
Dolayısıyla yaşanan hiçbir şey silinmiyor. İktidar gücünü
elinde bulunduranlar, sahip oldukları imkânları hangi amaçla kullanmışlarsa,
tarihte öyle anılmışlardır. Gücü, inşa etmek amacıyla kullanan devlet
başkanları devamlı iyilikle anılır, imha etmek için kullananlar ise, devamlı lanetlenir.
Bu temel ilke tarihin hiçbir döneminde değişmemiştir.
Bu bağlamda bir ülkenin yaşadığı tarihi felaket, sadece o
ülke açısından değil, diğer ülkelerin tarihe nasıl geçecekleri açısından da
oldukça önemli olacaktır. Çünkü yaşanan doğal felaketler, devletlerin önüne iki
seçenek sunar: Ya yaptıkları veya yapacakları yardımlarla saygıyla anılmasına, ya
da ebediyen sürecek bir ayıpla hatırlanacaklar.
***
Bu temel ilkeleri belirttikten sonra, sözü yaşadığımız tarihi
felakette getirmek istiyorum. Hem depremin etkilediği coğrafi alan itibariyle
hem etkilediği insan sayısı bakımından hem de verdiği maddi zararı göz önünde
tuttuğumuzda, gerçekten yaşadığımız TARİHİ
FELAKETTİR
Yapılan hesaplamalara göre, Türkiye ve Suriye’de yaşanan
depremden 23 milyon insan etkilenmiştir. ME Sitesinde yazılan habere göre,
İngiltere 23 milyon insan için yapacağı yardım 6 milyon dolar tutarındaymış! Ancak
aynı İngiltere, savaş için Ukrayna’ya 2,7 milyar dolar tutarında silah desteği
vermiş!
Bu yalın gerçek sadece İngiltere’yle sınırlı değildir.
Diğer sömürgeci batılı devletlerin tutumları ‘’üç aşağı beş yukarı’’ aynıdır. Kimseye
karşı bir düşmanlığımız yok ama ‘’İnsan
Haklarına Saygılı’’ diye öve öve bitiremediğimiz Batı budur. Tarihin her
döneminde batı, sahip olduğu gücü, hayatı inşa etmek için değil, imha etmek
için kullanmıştır.
Bu çıplak gerçek değişmemiştir. İngiltere’den veya diğer
Batılı ülkelerden Türkiye’ye daha fazla yardım edeceği konusunda bir beklentimiz
yoktu zaten. Sadece tarihe not düşmek için bu hususun altını çizmek istedim.