Tarih ve roman
Yayın dünyasında en çok alaka çeken kitaplar tarihu00ee eserler ve romanlardır. Toplumumuzun geçmişe ilgisi biliniyor. Üstelik bu yeni değil. Tahminen yaklaşık on beş seneden beri bu mazi hayranlığı artarak devam ediyor. Doğrusunu söylemek gerekirse, tarih kitapları ile romanların bu kadar revaçta olmasını biz biraz da televizyon dizilerine borçluyuz. Seyirci, ekranda seyrettiği dizilerde adı geçen kahramanın romanını ertesi günü arayıp buluyor ve okuyor. Şüphesiz bu sevindirici bir gelişme. Yani seyirci sadece filmle yetinmiyor. Araştırıyor ve konuya dair ciddi kitapları arayıp buluyor, okuyor. Ötüken Neşriyat, tarih, tarihu00ee roman ve roman dallarında önemli eserleri neşretti. Eserlerin arka kapak yazılarından istifade ederek kısa tanıtımlarını yapalım:
Sibirya Tarihi (İlyas Topsakal): "İlyas Topsakal'ın Başlangıçtan 1917'ye Kadar Sibirya Tarihi adını taşıyan eserinin girişi gelecekte alanda yapılacak çalışmalara katkı sunmak amacıyla Sibirya tarihinin ana kaynaklarına ayrılmıştır. Daha sonra tarihin ilk devirlerinden başlayarak Sibirya kültürleri ve bölgede ikamet eden kavimler anlatılmış ve Rusların bölgeye nasıl ve hangi amaçla geldikleri ele alınmıştır."
Değirmen Taşı u2013 Akşemseddin'in Romanı (Turgut Güler): "Akşemseddin, arif lisanıyla, 'değirmen taşı' sözünün içine, koskoca Türk Cihan Devleti'nin cümle ahvalini ve işlerini sığdırıvermişti. Değirmen taşının dönmesi, her bir gayretin semere verdiğinin işareti idi. Değirmen taşları dönüyorsa, Devlet-i Ebed-Müddet'in dünü, bugünü ve yarını birleşmiştir."
Yavuz Sultan Selim (Yılmaz Öztuna): "Yavuz Sultan Selim, Osmanlı İmparatorluğu'nun dahu00ee padişahlarındandır. Kendisi; kararlılığı, disiplini, sertliği, celadetiyle meşhurdur. Padişahlığı çok uzun sürmedi. 8 yıl gibi kısa bir müddet padişahlık yaptı. Ama bu müddet içerisinde Kuzey Afrika'nın bir kısmını ve Orta Doğu'nun İran dışında neredeyse tamamını Osmanlı sınırlarına kattı. İlk defa olarak, tarihte İslam Birliği'ni kurdu. O'nun döneminde Müslümanlar, gene İran dışında Osmanlı bayrağı altında toplanmıştı."
Balkan Savaşları ve Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu (Yahya Kemal Taştan): Yazar kitabında Balkan Savaşları'nın yapıldığı sıkıntılı ve sancılı dönemi sekiz başlık altında ele alıyor: "Savaş, Toplumsal Seferberlik ve Millu00ee Kin", "Biz Bize Yeteriz: Etnik Dayanışma ve Millu00ee İktisat Projeleri", "Millu00ee Bilinç: Biz ve Ötekinin İnşası". "Milliyetçi Tarih Yazımının Doğuşu", "İmperial Vatandan Arta Kalanla Yetinmek: Mahdut Vatan Milliyetçiliği", "Ontolojik Güvensizlik ve Yeni Vatan Arayışları: Manevu00ee Yurt", "Gideyim Arayayım Turan Nerede?", "Anadolu: Mutedil Turan Yahut Muvakkat Ergenekon".
Vatanı Dilinde Cengiz Dağcı Kitabı (İbrahim Şahin u2013 Salim Çonoğlu): İyi bir yazarın adeta bir vatan parçası olduğunu, vatan kaybedilse bile bu şuuru yüreğinde hisseden yazarlar sayesinde, vatan sevgisini vatanperverlerin zihninde yaşatmanın mümkün olabildiğini biz Kırım'da ve Cengiz Dağcı'da görürüz. "Vatanını kaybetmiş ve bir daha dönüp onu görememenin acısını derinden yaşamış biri olan Cengiz Dağcı, Türkçeyi kendine vatan bilmiş ve vatanı Kırım'ı yazdığı her cümleyle adeta coğrafyadan çıkartıp Türklük muhayyilesinin en pak yerine işlemiştir." Hakkında akademik yayınlar hazırlamış isimlerin makalelerinden oluşan Vatanı Dilinde Cengiz Dağcı Kitabı'nı, bayrağa sahip bir vatanın kadrü kıymetini daha iyi bilmek isteyenler okumak isteyeceklerdir.
Ashab-ı Kehfimiz (Ömer Seyfettin): "Prof. Dr. Nazım Hikmet Polat tarafından hazırlanan Ötüken'in Ömer Seyfettin Külliyatı; yazarın sağlığında yayımladığı kitaplar esas alınarak aynı çerçevedeki diğer metinlerin ilgili eserlere eklenmesiyle meydana getirilmiştir. Sözlük anlamı 'mağara mensupları' olan 'Ashab-ı Kehf' Türkçede 'Yedi Uyurlar' diye anılır ve halkından yüz çevirip uzaklaşarak bir mağarada asırlarca uyuyan yedi insan ve bir köpeği ifade eder. Ömer Seyfettin'in romanında, işte bu anlamda yani yabancılaşmayı temsil edecek biçimde kullunılmıştır. Kitap aynı zamanda baştan sona bir aydın eleştirisidir."
Ötüken'den yeni çıkan diğer kitaplar ve yazarları şöyle: Bihaber (Fatih Baha Aydın), Kadim Türklerin Mitolojik Hikayeleri (Fuzuli Bayat), Toplum ve Kültür (Prof. Dr. Milay Köktürk), Bin Yılın Göçü Alpler Çağı (Hasan Erimez), Mürdüm (Osman Karatay). Şuur bilgiyle kazanılır. Okuyan önce bilgi, ardından şuur sahibi olur. Öyleyse toplum olarak sağlam bir şuura, zihnu00ee dirence ve hakiki aydınlanmaya sahip olmak istiyorsak iyi kitaplara yönelmek zorundayız.
