Tarih ders kitaplarında hala mı Darwinizm!
Hak dinlere göre yeryüzünde yaşayan ilk insan Hz.Adem ve eşi Havva'dır. Kur'an'da Adem ve çocukları Habil ile Kabil'in kıssası anlatılır. Türkiye'de yaşayan insanların büyük bir kesimi yeryüzünde yaşayan ilk insanın Hz.Adem peygamber ve ailesi olduğunu bilir. Ne var ki bu gerçek milli eğitim müfredatında yer bulmuyor. Uzun yıllar ilköğretim çağı çocukları için sınıflarda tutulması zorunlu olan tarih şeritlerinde insanlığın ilk dönemi "Karanlık Çağ" olarak adlandırılıyor ve böylelikle Kaba Taş, Yontma Taş Çağı olarak tarihin ilk evreleri başlamış oluyordu. Bu dönem insanları yarı hayvan şeklinde tasvir ediliyor ve çocuklara ilk dönem insanların ne kadar vahşi oldukları öğretiliyordu. Bildiğim kadarıyla bu tarih şeritleri kaldırıldı. Ne yazık ki tarih ders kitaplarında bu Darwinist zihniyet hala varlığını muhafaza ediyor. Örneğin 2015 yılı Ortaöğretim 9.Sınıf Tarih ders kitabının bir ünitesi sadece bu konuya ayrılmış. "Uygarlığın Doğuşu ve İlk Uygarlıklar" adlı ünitenin "Yeryüzünde Yaşamın Başlaması" konusuyla başlayan insanlık maceramız bizim bildiğimizden biraz farklı ele alınıyor..
Tarih ders kitabına göre yeryüzünde yaşamın başladığı döneme Taş Çağı(Paleolitik) adı veriliyor. MÖ 600.000-10.000 arası bu dönem insanlık tarihinin en uzun dönemi olarak karşımıza çıkıyor. Bu dönemde insanlar beslenme gereksinimlerini doğada hazır buldukları meyveleri, bitkileri, bitki köklerini toplayarak ve çevredeki hayvanları avlayarak sağlamışlar. Yine bu dönemde insanlar mağaralarda, kaya sığınaklarında yaşamış, kemik, çakmak taşı ve diğer sert taşları işleyerek alet yapmışlar ve doğaya egemen olmaya çalışmışlar. Düşünebiliyor musunuz? Tarihin ilk döneminde insanlar tam 590.000 yıl boyunca vahşi bir yaşam sürmüşler, çiğ et yemişler, mağaralarda yarı hayvani bir yaşamın parçası olmuşlar. Fakat ne gariptir bu dönem insanları her ne kadar vahşi bir yaşam sürseler ve çiğ etlerle beslenseler de bir o kadar ince, zarif ve sanat ruhlu insanlarmış! Çünkü mağaralara çizdikleri resimler değme ressamlara taş çıkartacak cinsten. Öyle ki Eski Taş Çağına ait ilk izlerin bulunduğu İspanya'daki Altmaria ve Fransa'daki Lascaux mağaralarına harika çizimler yapmışlar!
Orta Taş(Mezolotik) MÖ 10.000-8000 yılları arasında da mağara ve ağaç kovuklarında yaşam sürdüren bu dönem insanların geçim kaynakları yine avcılık ve toplayıcılık. Fakat bu dönem bir mucize gerçekleşiyor ve insanlar tam 600.000 yıl sonra ateşle tanışıyorlar! Ve Yeni Taş(Neolotik) Çağı başlıyor. İnsanlar ancak bu çağda toprağı keşfedip ekmeyi ve ürün hasat etmeyi akıl edebiliyorlar. Yani tarımsal faaliyetlere geçiyorlar. Hayvanları evcilleştirmeyi yeni öğreniyorlar ve çanak, çömlek, kap-kaçak vs yapımına başlıyorlar. Ne ilginçtir bu kitapta geçen 600.000 yıllık arada Hz.Adem ve ailesinden hiç bahis açılmıyor! Oysa Kur'an Habil'in koyunlarından Kabil'in de tarlasındaki ürünlerinden bahsediyor. Öyle ki bu ilk insanlardan olan Kabil toprağın mahsulünden, Habil ise sürünün ilk doğanlarından Rablerine kurban sunmuşlardı. Hz. Adem'e tüm isimler öğretilmişti ayrıca mesleğinin de ziraatçı olduğu biliniyor. O halde bir İslam ülkesi olan Türkiye okullarında tarihin ilk evresi neden Darwinist bir yaklaşımla ele alınır ve çocuklara gerçek insanlık tarihi öğretilmez?
Darwinizm bilimsel gerçekliği olmayan, çürütülmüş bir hurafeden ibarettir. Bugün aklı başında hiçbir bilim insanının tenezzül dahi etmediği bu teorinin asıl maksadının ne olduğunu bilmeyen kalmadı. Bu konuyu uzatmak istemiyorum. Merak edenler uzun yıllar Darwinizm alanında çalışmalar yapan Adnan Oktar ve ekibinin çalışmalarına bakabilir. Ya da farklı bilimsel makalelere başvurarak bu konuda detaylı bilgilere sahip olabilir. Benim sorunum bu tür geçerliliği olmayan bilgi kırıntılarının hala ders kitaplarında yer alıyor olmasıdır. Epeydir ders kitapları aracılığıyla çocuklara empoze edilmek istenen resmi ideolojinin ve pozitivizmin çocuklar üzerinde yol açtığı zarar ziyanları yazıyor ve bu kitapların yeniden yazılması gerektiğini ifade ediyorum. Türkiye'de MEB marifetiyle insanlık tarihinin evrelerini Darwinist bir bakış açısıyla vermek zorunda değiliz. İnsanlık tarihinin Hz. Adem(as.) ile başladığı gerçeğini atlayarak yazılan her bilgi bundan emelleri olan kesimlerin değirmenine su taşımaktan öte bir anlam ifade etmez. Peki, biz buna neden alet olalım ki?
Türkiye, 19.yüzyılın köhnemiş tezlerini işlemek ve çocuklarına hiçbir bilimsel ve ahlaki geçerliliği olmayan bu tür bilgileri öğretmek zorunda değildir. Önerim; başta MEB anlayışı olmak üzere tüm ders kitaplarının yenilenmesidir. Ders kitapları pozitivizmin kıskacından kurtulmalı ve Türkiye gerçekleri dikkate alınarak yeniden yazılmalıdır. Şu durumda MEB'in hangi partinin eline geçeceği bilinmiyor. Belki daha beteri olacak bundan da emin değiliz. Çünkü Türkiye'de cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte pozitivizm, ilericilik, materyalizm, laikçilik ve aşırı milliyetçilik milli eğitimim omurgasını oluşturmuştur. AK Parti tüm çabalarına, reformlarına rağmen MEB'in bu katı tutumunu değiştiremedi. Çünkü çok büyük bir dirençle karşılaşıyor. O da ne yazık ki buna karşılık ciddi bir direnç gösteremedi. Zayıf kaldı. O halde MEB'in de Üst Akıl'ın etki alanından kurtulması elzem. Bunu bize zaman gösterecek. Umarım her şey yolunda gider ve medeniyet perspektifli, ilim-irfan birikimiz üzerine yeni bir eğitim anlayışı tesis edilir. Şu halde bu bilgilerle Türkiyeli çocukların işi gerçekten ama gerçekten çok zor.
@sivildemokrat