Tarih 23 Aralık Rim cennete dğdu
"Sen filistin hokkalarını doldur kanla
Şairler eğer ahın
varken
Uzanırlarsa
tomurcuklara güllere
Herbiri kanlı bir
ateş gibi korku
Bir azar bir şamar
olsun
Filistin sen işine
bak kar toprağını
Yoğur gazabını
yaradanın"
Cahit Zarifoğlu
Gazze’nin semalarına günlerdir ölüm yağalı zor
yazıyorum. Bu yazıyı zor da olsa Rim için yazmalıyım diye düşündüm…
Dünyada eşi görülmemiş
bir soykırımın ortasında yazmak anlamını yitirdi. Kelimelerim, yüreğim, bu
acıyı anlatmaktan aciz kaldı.
Bizler yazarken, soykırımı
izlerken ekranlardan, kahvaltı yaparken, akşam yemeği yerken çocuklarımızla
birlikte oysa onlar ölümü, açlığı, yokluğu yaşıyorlardı. Binlerce çocuk, kadın,
genç, yaşlı direnerek ölüyorlar, ölümü güzelleştirerek cennete akıyorlardı.
Tam da insanoğlunun
hümanizmden, insan haklarından bahsettiği, Batı’nın insanlık adına nice
değerleri anlatmaya, inşa etmeye çalıştığı bir zaman diliminde oldu olanlar…
Fosfor bombaları yağıyor
göklerden, Gazze’yi silmeye çalıştılar haritalardan ama dünyanın hafızasına
kazındı direniş destanıyla…
Eşi görülmemiş bir
direnişin şahidiyiz. Çocuklar, kadınlar acizdir ya, korunmaya muhtaçtırlar her
daim. Onlar ölümü güzelleştirerek, onlar hayatı anlamlı kılarak, ölümü de
öldürerek cennete akıyorlar şimdi...
Kan içen vampirler gibi
şimdi Amerika, Batı, İsrail, bir avuç savunmasız, bir kıyı şeridine
hapsedilmiş, her şeyi ellerinden alınmış Gazze halkını soykırımla yok
ettiklerini sanıyorlar. Oysa inanmanın, adanmanın, sadece Allah için yaşamanın,
pimi çekilmiş bir iman bombası gibi yaşamanın anlamını hiç birisi anlayamaz.
Onlar vurdular, uçan
güvercinleri, çocukların uçurtmalarını, çağın vicdanını, daha doğmamış
çocukların rüyalarını… Onlar sonra yiğit delikanlıları, saçı ağarmış
ihtiyarları, aciz bebeleri vurdular… Ancak unuttukları bir şey vardı,
vurdukları her şehidin kanı toprağı sularken, sınırları aşan bir özgürlük
şarkısı yankılandı dünyanın semalarında.
Onlar vurdular, onlar
öldürdüler, onlar katlettiler, insanlığı, vicdanı, merhameti, sevgiyi,
dostluğu, kardeşliği ve dahi inanmayı katlettiler. Ama katlettikleri her can,
nefes alan her masum asıl kendi zaaflarıydı ve asıl kendilerini katlediyorlar,
kendilerini öldürüyorlardı.
Acımasız ve zalimce
öldürdüler kendilerini. Acımasız ve zalimce dünya tarihine görülmemiş bir zulüm
anıtı diktiler. Kendilerini zalimce gömdüler Gazze’nin masum ve kutlu
toprağına. Gerçek buydu evet; İsrail aslında kendini gömmüştü dünyanın gözü
önünde Gazze’nin moloz yığını halini almış olan toprağına…
Her bir canımız, her bir
yavrumuz, her bir annemiz vurulurken, pare pare bedenleri dağılırken
doğuyorlardı cennet yurduna. Gazze’nin masum halkı cennete aktıkça, onlar daha
çok ölüyorlardı, katiller daha çok yok olmaya doğru gidiyorlardı.
Ambargolarla suyu,
ekmeği, aşı, elinden alınan ve bir ölüm kıyı şeridine hapsedilip üzerine
bombalar yağarken Gazze’nin, onlar kötülüğün, zulmün tarihini yazdılar ve
binlerce kez öldüler dünya halklarının gözü önünde.
Küçücük bir kız çocuğu
koşuyor, oynuyor dedesinin sakallarıyla. Bilmiyor silahların gücünü,
Siyonistlerin nefretini bilmiyor. Ta ki dedesinden, annesinden, babasından
bombalarla ayrılana dek.
Sizler zavallısınız oysa.
Sizin gücünüz silahı olmayan, kendini bile koruyamayan masum çocuklara yetecek
kadar zavallısınız. Masumlara sıktığınız her mermi, attığın her bomba kendi
yüreğinize, kendi insanlığınıza atıldı oysa ve öldünüz…
Rim, cennete doğarken
öldünüz. Rim, daha büyüyemeden, okullara gidemeden, genç kız olup nazenin bir
salınışla yürüyemeden, Rim anne olamadan onu katlettiniz. Siz öldünüz… Rim
yaşadı, cennete doğan bir cennet kuşu oldu. Ölümsüzlüğü, şehadeti, gerçek
güzellikleri yaşayacak, cennetin kızı olarak büyüyecek… Oysa siz öldünüz, siz
kendinizi öldürdünüz. Çocuklarınızı, geleceğinizi, izzetinizi, insanlığınızı,
onurunuzu, merhametinizi öldürdünüz…
Çocuklarınıza
bıraktığınız kan ve zulüm kokan, masumların kanlarıyla sulanmış gasbedilmiş,
işgal edilmiş kutlu topraklarda temiz bir hatıranız, insanca, merhametlice bir
duruşunuz yok. Çünkü siz çocuklarınıza bir soykırım mirası bıraktınız.
İnsanlığın nefretini bıraktınız. Tanıdı sizi insanlık, tanıdı sizi dünya. Ey
İsrail, artık kanınızda boğulduğunuz zamanlara geldiniz. Her bir masumun kanı,
sizi ve size yardım edenleri, arkanızda duranları boğacak. Siz öldünüz çünkü
siz asıl kendinizi soykırıma uğrattınız.
Rim cennete doğarken ve
binlerce Rim cennete uçarken siz öldürdünüz kendi çocuklarınızı, gençlerinizi,
tüm halkınızı... Ve günlerdir aylardır öldürmeye devam ediyorsunuz.
Ölümü de öldüren bir halk
var karşınızda, izzetli, şanlı, gururlu, onurlu bir halkla günlerdir çarpışıyorsunuz.
Aylardır onların üzerine bombalar yağdırıyorsunuz. Ama diyorum ya asıl bombalar
sizin yüreğinize, insanlığınıza, sefil ve korkak bedenlerinize yağıyor. Asıl
siz kendinizi öldürdünüz. Rim yaşıyor, hep yaşayacak, hiç ölmeyecek. Asil ölen
sizler olacaksınız. Asıl tarih sizi unutacak, unutturacak, haritalardan silinen
sizler olacaksınız. Barbarlığınızla, kana doymaz acımasız vicdansızlığınızla
sizler unutulacaksınız ve yok olacaksınız.
23 Aralık Rim’in doğum
günü… Rim cennete doğdu biz buna inanıyoruz. Pembe beyaz yanakları, kıvır kıvır
saçları, cennet gülüşüyle hep koşacak sonsuzluk ülkesinde.
Ve tüm mazlum Gazze
halkı, ölümü de öldüren güzel halk an an cennete doğarken ölüyor İsrail.
Kahraman bir halk çoluk çocuk genç yaşlı an an cennete doğarken yok oluyor,
zillet içinde ölüyor İsrail…
23 Aralık Rim’in doğum
günü. Bu tarih şehit çocukların doğum günü olarak geçecek tarihe ve hiç
unutulmayacak. Destanlar, şiirler yazılacak, şarkılar bestelenecek. Dünya Rim’i
hep hatırlayacak. Dünya Gazze’yi, mazlum ve masum ama o denli de cesur ve
izzetli halkı hep hatırlayacak.
Biz onlar şehadete
yürürken ne mi yapacağız. Daha bir ümitvar olacağız. Yaşananlardan ders
alacağız. Aynı ümmetten olduğumuz bu şanlı halkla gurur duyacağız. Yine onlara
hami olmak için, kardeş olmak, yaralarını sarmak için elimizden geleni
yapacağız. Ve anlayacağız ki aslında bu ümmete yaşadıkları imanla gerçek hami,
gerçek önder bir avuç Gazzeli Müslümanlar.
Zalimin, katilin,
zorbanın tankına, tüfeğine, bombasına yardım olarak giden tüm boykotları
uygulayacağız. Hayber’i hatırlayacağız, Efendimizin izini süreceğiz. Boykot
önemli. Yapacağımız hiç bir şeyi küçümsemeden Gazze halkının yanında olacağız.