Tank döner, balans döner!
"Halkı kandırıyorlar. Bunlar Kenan Paşa'ya dokunamaz, yalan" dediler.
Yalan oldular.
"12 Eylül eskide kaldı, 28 Şubat'la niye yüzleşmiyorsunuz, hepsi yalan" dediler.
Yalan oldular.
Önceki gün tarihi günlerden birini yaşadı Türkiye.
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin yürüttüğü 28 Şubat Soruşturması kapsamında 31 yerde aramalar yapıldı ve bazı isimlerle ilgili gözaltı kararı çıkarıldı.
***
Aylar önce demiştik, "Milat, milat olacak" diye.
Niye?
Çünkü gündemin hayhuyuna takılmadan, aylar süren bir gazetecilik performansı gösterdi bu genç gazete.
Ankara Temsilcimiz Aslan Değirmenci'nin büyük gazetecilik başarısı göstererek döneme ilişkin kaleme aldığı belgeli haberleri savcılar tarafından delil dosyasındaki yerini aldı.
Haber Merkezimizin de fikr-i takipten vazgeçmeyerek yakın tarihin en sinsi darbesi olan 28 Şubat'ta yapılan haksızlıkları deşifre etmeye yönelik ısrarlı haberleri, önemli bir kerteriz oluşturdu.
Olayın ekonomik ve medyatik arka boyutuna da dokunulmalı. Dönemin tüm hukuksuz ve gayrı insani uygulamalarının faillerinin de hesap verebileceklerini bilmeleri gerekiyor.
***
Toplumun travmatize edildiği bir darbeydi 28 Şubat!
Sokaklarda tankların gezdiği,
başörtülülerin okullarından atıldığı,
siyasi partilerin kapatıldığı,
kanaat önderlerinin sürgüne gönderildiği,
medyanın kendi halkına ve değerlerine küfürler yağdırdığı,
Cuma'ya giden esnafın "mürteci" diye fişlendiği,
seçilmiş milletvekilinin Meclis'ten atıldığı,
gazetecilerin "terörist" diye andıçlanıp işlerinden atıldığı,
apoletlilerin seçilmiş başbakana medya önünde sövebildiği,
İHL mezunlarının "vebalı" muamelesi gördüğü,
Ve daha bir sürü saçma sapan dangalakların yaşandığı NATO'cu bir süreç!
***
"Balans ayarı"nın mucidi, dönemin Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de
gözaltına alındığını duyunca şaşırdım. İntikam, rövanş vs. gibi bir his değil, resmen şaşkınlık!
Olabiliyormuş yahu dedim.
İlker Başbuğ, Kenan Evren ve ardından Çevik Bir. Üçü de kelimenin tam anlamıyla "Kudretli" generallerdi. En haşin belagatin, en hırçın retoriğin sesli kahramanları! Gözaltına alınabiliyor, sorgulanabiliyormuş.
***
Bu asla intikam değil!
Ülkenin ve devletin gerçek sahibi olan bir milletin gasp edilen haklarına karşı resmi bir özür gibi.
Yine de garibime giden tek şey.
Dönemin "mağduru" olarak bilinen bazı medyatik isimlerin ısrarla, "Aman iş 28 Şubat medyasına uzanmasın sakın" minvalli tedirgin açıklamaları.
Ne o? Yoksa bilmediğimiz şeyler mi biliyorsunuz.