Tam kontrollü ekonomi sistemi
Cental Bank Digital Currency olarak adlandırılan ve CBDS kısaltmasıyla son iki yıldır sıkça karşımıza çıkan Merkez Bankası Dijital Parası kavramı, müthiş bir hızla devrimsel dönüşümler yaşayan dünyamızın önümüzdeki birkaç yıllık yolculuğunda ekonomik gelişmeler açısından en önemli aktörlerden biri olarak sahneye çıkmaya hazırlanıyor.
Dünya genelinde merkez bankaları tarafından oluşturulan, oluşturulduğu
ülkenin yasal para birimini dijital olarak temsil eden (çoğu zaman) dağıtık
defter teknolojisi tabanlı olarak oluşturduğu varlıklara Merkez Bankası Dijital
Parası diyoruz. Yani bir ülkenin kendi nakdî/kaydi parası yerine koyduğu
dijital paralar...
Bankalarda bulunan ve hiç elle tutmadan, gözle görmeden oradan oraya
transfer ettiğimiz paralardan farkı ise o paraların bankalar tarafından
üretilen kaydi paralar olmasına rağmen bu yazıya konu dijital paraların,
doğrudan merkez bankalarınca üretilmesi nedeniyle; transferinden kaydına,
muhafazasından takibine, dondurulmasından yok edilmesine kadar tamamen her
şeyin merkez bankalarının gözetimi ve yetkisinde olmasında saklı.
Özetle, işlev açısından dijital olmalarından başka bugün kullandığımız
nakit/kaydi paralardan pek farklı olmayan, fakat çok daha güçlü bir şekilde
merkez bankalarının ve dolayısıyla üst otoritelerin müdahalesine açık olan bir
para sistemi ile her şeyin kayıt altına alındığı bir sisteme doğru gidiyoruz.
Yani ekonominin tüm kuralları değişmek üzere. Gayriresmi ticaretlerin,
ortaklıkların, vergi kaçırmanın ve belki hatta terörün bile sonunu getirecek,
piyasaların tam kapasite ile çalışacağı, eksik istihdam teorilerinin tamamının
çöpe atılacağı, tam kontrollü bir iktisadi sistemin dünyaya hükmedeceği bir
sistemle karşı karşıyayız.
Bu felsefeden, siyasete, ekonomiden, sanata insanlık tarafından her
şeyin baştan ele alınarak tanımlanacağı bir dünya demek. Tam Kontrollü Ekonomi
Sistemi kendi başına homoeconomicus olup en rasyonel kararları vermeyi
başaramayan insanoğlunun tercihlerinin kısıtlanması ve son dönemde sıkça
anılmaya başlandığı üzere piyasayı koşulsuz kontrol edenlerce tanımlanacak bir
evrensel gelirle karar alma süreçlerinden ve insani tercihlerinden
uzaklaştırılması manasına gelmekte.
Yakın zamanda WEF’te ağzından çıkan “küresel
sosyalizme ilk defa bu kadar yakınız” sözüyle işaret fişeğini ateşleyen,
dünyanın en büyük finans kuruluşlarının sahibi ve bu sayede yeni para düzeninin
de mimarlarından olan bir ailenin ferdi pozisyonundaki Nathaniel Rothschild
aslında durumu çok net özetlemişti.
İnsanlık hızla yalancı bir cennete
sürükleniyor. Bu coğrafyanın insan kaynağından başka bu gidişe “dur” diyecek
kimse yok. Aklımızı başımıza almalı ve bin yıllık vazifemiz gereğince
davranmalıyız. Aksi halde varlığımızın en temel taşları olan ruhlarımızı
hapsedecekler.