Tam Kapanma, Aşılama ve Turizm Sektörü
Tam kapanma sürecini yaşadığımız
bu dönemde bu kısıtlamalardan memnun olmayanlar “birkaç turist tatil yapacak
diye biz eve kapanıyoruz!” ifadeleriyle tepki gösteriyor.
Peki, turizm sektörünün Türkiye
için önemi nedir?
Bilindiği üzere Türkiye ekonomik
olarak büyüyen ve gelişen bir ülke konumundadır. Bu gelişmeye paralel olarak
enerji ithalatı da beraberinde artmaktadır. Üretimin olmazsa olmazı olan enerji
yurt içi kaynaklardan tam olarak karşılanamadığı için dışarıya bağımlılık söz
konusudur. Bununla birlikte millet olarak en önemli tasarruf ve yatırım
aracımızın altın ve döviz olması dolayısıyla cari açık veriyoruz.
Cari açık en genel olarak ülkeye
giren dövizin ülkeden çıkandan az olması anlamına gelir. Mal ve hizmet
ihracatımızın, mal ve hizmet ithalatımızdan az olması cari açıktaki en önemli
etkenlerden biridir.
İlk olarak Çin’de ortaya çıkan
ve tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi sebebiyle küresel ekonomi
de bu durumdan oldukça olumsuz etkilendi. Virüsün yayılmasını azaltmak için
uygulanan kısıtlama tedbirleri sebebiyle başta turizm sektörü olmak üzere
hizmetler sektörü büyük ölçüde olumsuz etkilendi. Kalabalık ortamların
oluşmaması için kongre, fuar, sempozyum sebebiyle gelen
turist sayısı sert bir şekilde azaldı.
Bu durum cari açık veren
ülkemize döviz girişinin de ciddi bir şekilde azalmasına neden oldu.
Verilere bakıldığı zaman Türkiye
2012 yılında 47 milyar 960 milyon dolar cari açık vermiştir. Aynı yıl turizm
sektöründen Türkiye 29 milyar 7 milyon dolar gelir elde etmiştir. 2013 yılında
55 milyar 858 milyon dolar cari açık verilmesine karşın 32 milyar 309 milyon
dolarlık turizm geliri elde etmiştir.
Pandeminin ilk olarak ortaya
çıktığı 2019 yılında Türkiye 8 milyar dolarlık cari fazla vermiş olup 34 milyar
520 milyon dolarlık turizm geliriyle cari fazla verilmesine önemli katkı
sağlamıştır.
Pandemi sebebiyle kısıtlama
tedbirlerinin uygulandığı 2020 yılında virüsün Türkiye’ye geç gelmesinin bazı
olumlu etkileri olsa da 6 milyar 494 milyon dolarlık cari fazla veren
Türkiye’nin turizm geliri 12 milyar 59 milyon dolara gerilemiştir.
2018 yılında yaşanan başını ABD
eski başkanı Trump’ın çektiği Türkiye’ye karşı başlatılan kur operasyonu
sonrasında döviz kuru sebebiyle ekonomide yaşanan türbülans 2020 yılının ilk
aylarında rayına tam oturacakken pandeminin yaşanması işlerin daha karmaşık
hale gelmesine neden oldu. Döviz kurundan ve ithal maliyetlerinin artması
sebebiyle enflasyonda yaşanan olumsuz etkiler sebebiyle şikâyet ederken turizm
gelirlerinin azalması sebebiyle ülkemizde döviz girişinin azaldığını da
unutmamak gerekiyor.
Buna bağlı olarak da Turizm
sektöründe 2019 yılında 1 milyon 268 bin kişi çalışırken işten çıkarma yasağı
gibi uygulamalara rağmen 2020 yılında %11,7 azalarak 1 milyon 120 bin
seviyesine kadar geriledi.
Türkiye ekonomisi son yıllarda
büyümesini hızlandıran bir yapıdadır. Sanayileşmesini hızlandırmakla birlikte
yüksek katma değerli üretime de yeni yeni geçen bir ülkedir. Komşu ve yakın
coğrafyalarda bulunan ülkelerdeki gibi zengin enerji rezervlerine sahip bir
ülke de değildir. Bu nedenle ülkeye girecek dövizin önemi büyüktür. Turizm
sektörü de ülkeye döviz girdisi sağlayan önemli bir alandır.
Bu nedenle aşılama ve kısıtlama tedbirlerinin turizm sektörünün canlanmasına yönelik yapılması anormal değildir. Özellikle Türkiye’nin coğrafi konumu ve yapısından dolayı yaz turizminin yoğun geçtiği ve para kazanmak için kısıtlı bir sürenin olduğu düşünülürse bu gibi uygulamaların olması ülke ekonomisi düşünüldüğü zaman doğaldır.
Son yıllarda Türkiye’nin yaptığı sağlık yatırımları sebebiyle ilerleyen dönemlerde sağlık turizminde son dönemde yaşanan artışın artarak devam etmesi bekleniyor. Bu gibi çeşitlilikler sağlanarak Türkiye’nin turizm gelirlerinin artırılması sağlanmalıdır. Sadece yaz turizmi değil kış turizmi, inanç turizmi, doğa, tarih, gastronomi, kongre, fuar turizmi gibi alanlarda yapılacak yatırımlar nicelikle birlikte niteliği de artıracaktır.