Taksim'den Dersler
Taksim'de ve bağlı olarak yurdun farklı yerlerindeki gösteriler, hükümetin kontrolü altında fakat postmodern bir tarzda devam ediyor. Daha parçacı ve bireysellikler üzerinden geliştirilen bu eylemlere karşı, hükümetin miting gösterileri daha kolektif bir karakter arz ediyor. Küresel güçlerin açıktan ve örtük destekleri, bu gösterilerin devam etmesinin önemli sebeplerinden birisi.
Şimdilerde aynı şekilde Brezilya'da da başlayan benzer gösteriler, bizim açımızdan küresel güçlerin u2013ki sadece devletler düzeyinde değil, büyük sermayelerin önemli oranda işin içinde olduğu- "kadife devrim"ler denilen sivil görünümlü yüksek dozlu ve aynı zamanda sistematik protestoları desteklediğini gösteriyor. Bizim medyamız haberlerde Brezilya'daki gösterileri Brezilya'lıların ağzından "Türkiye'den etkilendik" modunda verseler de, bunların uluslar arası güçlere işaretleri artık faş olmuş durumda.
Fakat bu gösteriler, faş olmuş durumlarına rağmen niçin devam ettiriliyor? Türkiye'nin kırılganlıkları, hükümetin zafiyetleri ve gösterilerin büyüme dinamiklerini yakalama amaçlanıyor. Böylece gösterinin ilk baştaki konusu kaybolup, büyük bir toplumsal muhalefete dönüşebilecektir. Bu açıdan toplumsal muhalefeti büyütecek temel zafiyet noktaları üzerine hükümetin iyi çalışması gerekecektir. Ben birkaç yazı boyunca İnşaallah hükümetin bu zafiyet noktalarına temas etmeye çalışacağım. Her bir yazıda bir veya birkaç konuyu ele alarak.
Toplumsal muhalefetin birçok sebepleri olur; dünya görüşü farklılıkları, ekonomik yetersizlikler, milli gelirin paylaşımında adaletin sağlanamaması, işsizlik vb. bunları çoğaltabiliriz. AK Parti iktidarı üçüncü döneminin yarısına geldi. İbn Haldun'un tasnifi ve içeriklendirmesiyle, asabiyetinin ilk baştakine göre giderek zayıflaması, konformizmin getirdiği bir tavsama ve rahatlık söz konusu olabilecektir. Çünkü iktidarlar uzun süre devam ettikçe, icraatlarından bağımsız olarak yüzleri eskir. Değişimler arzu edilir. Bu arada on beş sene öncesinin siyasi iklimini yaşamamış, yeni bir gençlik vardır. Bunlar, internet çocuğu olarak gözlerini iktidar olarak AK Parti'ye açmışlardır. Yenilik, değişim, kolaylık onların hayatlarındaki anahtar kavramlardır.
Diğer yandan, toplumsal muhalefetin en önemli dinamiği ekonomidir. Burada Türkiye açısından iki önemli faktör vardır. AK Parti ekonomik anlamda bazı total göstergelerde iyileştirmeler yapmış olsa da, Türkiye'nin ekonomik anlamda kırılganlıkları devam etmektedir. AK Parti döneminin de kendi zenginleri oluşmuştur. Henüz total olarak elde edilen iyileşmeler, orta ve alt sınıflara doğru yeteri kadar inmemiştir. Rant üzerinden zengin oma büyük oranda yaygındır. Sade ve mütevazi gelirleriyle hayatın asgari ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan orta, orta alt ve alt sınıflar yanında sürekli rantlar üzerinden para kazanan, gelirini katlama devam etmektedir. Alt ve orta sınıflar, mevcut imkanlarıyla, asgari ihtiyaçlarını mevcut koşullarda giderme ümitlerini yitirmektedirler. Bu açıdan Türkiye'nin öncelikle rant ekonomisinden bir an önce uzaklaşması, gelirin paylaşımında adaleti sağlaması gerekmektedir. Çünkü ekonomik göstergelerin total olarak düzelmesi kadar onların adaletli bir biçimde dağıtılması da önemlidir.
Toplumda ekonomik paylaşım açısından varolan piramidin dengesi, orta sınıfların kaybolması aleyhine gerçekleşirse, sınıflar arasındaki gelirlerin mesafesi giderek açılırsa, bu durumda toplumsal muhalefet farklı dozlarda güçleniyor demektir. Hükümetin dar gelirli insanların asgari ihtiyaçlarını karşılaması bağlamında TOKİ önemli bir projeyse de, bunun gelirlerin orta ve alt sınıflara indirilmesiyle desteklenmesi gerekmektedir. Ekonomi, toplumsal hareketlerde en önemli birinci etkendir. Tamam, Taksim olayları öncelikli olarak ekmek arayanlardan oluşmuyordu belki, ama gelecekte bu sorun da toplumsal muhalefete dahil olabilir.