Takke düştü, kel göründü
CHP İstanbul İl Başkanlığı, seçim öncesinde “Her sandık için bir avukat görevlendirdik” diye açıklama yapınca, “Eyvah” dedim. Bu büyük çaplı bir organizasyondu. Avukatlar işin puştluklarını en iyi bilen meslek mensuplarıydı. Nitekim korktuğum başıma geldi. Sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde, iptal edilen oylar yeniden sayılınca Binali Yıldırım lehine 15 bin oy çıktı. Bu, 15 bin oyun daha sayım ve tasnif aşamasında hileli yöntemlerle çalındığı anlamına geliyordu.
Bırakın geçersiz oyları, İstanbul’daki 30 bini aşkın sandığın her birinde bir oy çalınmış olsa 30 bin oy eder. Anlaşılan sebze – meyve fiyatları ile oynayanlar, bu hesapları da inceden inceye yapıp birilerine yol göstermişler. Sadece döviz fiyatlarıyla oynamakla yetinmeyip, seçimin hangi aşamasında ne tür hileler yapılacağı konusunda da bayağı yoğun mesai harcamışlar. Saf Anadolu çocukları uyanmadan işi bitirmeyi yeğlemişler…
AK Parti istediği kadar mükemmel bir seçim sistemi kurduğunu iddia etsin. Açıklarını bulup oy çalmayı becermişler. Bu size komplo teorisi gibi gelmesin. Komplo teorilerinden nefret ederim. Ama ABD’nin sadece Ankara’da 1.400 civarında casusu olduğunu, bu sayının Türkiye çapında 4 bini geçtiğini gazete haberlerinden yahut Google’da yapacağınız basit bir aramadan öğrenebilirsiniz. Onlar hiçbir ülkede İslami düşünceye sahip iktidar istemiyorlar. Mısır’da, son olarak Sudan’da olduğu gibi nerede varsa, altını oymak, devirmek için de ne gerekiyorsa yapıyorlar…
İstanbul’un Büyükçekmece ilçesinde ise işi epey abartmışlar. İstanbul dışından seçmen taşıyarak CHP’nin oyunu ciddi derecede artırmışlar. 2018 yılı içinde 11 bin 900 kişinin seçmen kaydını silip, buraya 14.200 yeni seçmen yazmışlar. Bu rakamları veren AK Parti’nin adayı Mevlüt Uysal, daha seçmen listeleri kesinleşmeden sahtekârlığı fark edip 736 seçmen kaydına itiraz etmiş. 717’sinin kaydı dondurulmuş ama işe yaramamış, hemen akabinde bu sahte adreslere 830 seçmen kaydı daha yapılmış. Bu sahtekârlığı yapan nüfus memurluğunda görevli zabıtayı belirleyip tutuklatmışlar…
AK Parti Büyükçekmece ilçe teşkilatı da seferber olmuş, 2 bin 700 sahte seçmen kaydı daha tespit etmiş, bunları ilçe seçim kuruluna resmi olarak bildirmiş, bunlardan emniyetin inceleyebildiği 319 sahte seçmenin kaydı dondurulmuş. Kalanı incelemeye ise vakit yetmemiş, gelip oylarını kullanmışlar…
Polis geçen hafta bu adreslerde kayıtlı seçmenleri araştırdı, orada oturuyorlar mı diye, 7 bin hanenin yarısında kayıtlı gözüken seçmenler yerlerinde yok, uçup gitmişler…
Hasan Akgün, koltuğa çivilenmiş eski politikacı tipi. Makama yapışmış, kalkamıyor. Beş dönemdir belediye başkanlığı yapıyor. Onaylanırsa bu altıncı dönemi olacak. Ondan önce de başkan yardımcılığı görevi var… Bir insan mükemmel bir yönetici olabilir ama bırakın sizden sonrakiler, yeni yetişen yetenekli genç nesil yapsın bu işi… Siz de başka görevler üstlenin. Koltuğa bu kadar sıkı sarılmak da neyin nesi?
Koltuğa sarılması bir yana, kazanmak için gayri hukuki işlere kalkışmak niye? Kadrosu belediyede olan bir zabıta memurunu Nüfus Müdürlüğü’nde görevlendirip ilçeye seçmen aktarmak da neyin nesi? Nitekim Ocak ayında bu durum tespit edilince belediyeden görevlendirilen bu memur tutuklandı, şimdi sorgulanıyor. Başkan, başkan yardımcıları ve bu işte sorumluluğu olanlar yaptıkları usulsüzlüklerden dolayı yargılanacaklar. Sultan Süleyman’a kalmayan dünya sana mı kalacak be Aygün, bunca hırs niçin?
Bir zamanlar silahlı kuvvetler, yüksek yargı ve barolar CHP’nin arka bahçesi gibiydi… İlk ikisi azıcık CHP hegemonyasından kurtarıldı. Ama barolar hala CHP zihniyetinde, bırakın partinin arka bahçesi olmayı parti militanı gibi çalışıyorlar… Bakalım avukat olan Mevlüt Uysal, onca avukat ordusunun doldurduğu kuyuyu temizleyebilecek mi?