Takım tutar gibi...
Değerli okurlarım, bu hafta Radyo Dumlupınar'da, Kütahya Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Yıldırım Akgül'ü ağırladım.
Yıldırım bey on parmağında on marifet olan bir kişi... Mesela, kendisi bir şair... Şiiri güzel yazdığı gibi, güzel de okuyor. Bu sadece benim görüşüm değil... Programda okuduğu şiirlere gelen dinleyici yorumlarının ortak görüşü...
Mesela, kendisi aynı zamanda iyi bir yazar... İyi bir yazar diyorum. Çünkü, kendisinin kalın bir roman çalışması olduğu gibi... Akademik alanda da kitap hazırlığı varmış.
Biliyorum... Bu satırları okuyunca, belediyedeki yoğun mesainin içinde, kitap ve şiir yazmaya nasıl vakit bulduğunu merak ettiniz.
Evet, bende merak ettim ve sordum. Yıldırım bey dedi ki: -"Televizyonu hayatımdan çıkaralı tam beş yıl oldu. Bu karar bana o kadar vakit kazandırdı ki, o sürede değil bir kitap, on kitap yazılır".
Yıldırım bey, televizyonu hayatından çıkarmış. Lakin, kendisi bir dönem yerel televizyon ortaklığı yapmış.
Tabi, konuğumun yerel televizyon ortaklığı yaptığını öğrenince, hemen konuyu yerel medyaya getirdim. Şimdi konuşulanların birazını sizinle de paylaşacağım.
Efendim, ülkemizde bazı sektörler, teknolojiye yenik düştüler. Bunlardan birisi de, yerel medyanın televizyon ayağıdır.
Aslına bakarsanız, teknolojiye yenilmemesi gereken sektörlerden biri, yerel televizyonlardır. Çünkü, yerel televizyonlar şehirleri, bölgeleri uzaklara taşırlar. Yerel televizyonlar, aynı zamanda hasret köprüleridir.
Radyoda söylediğim gibi yazıyorum. "Ulusal medya dediğimiz o koca koca kanallar, şehrimizde büyük bir olay olmadan, bizim sorunlarımızı ekranlarına taşımazlar., Ama bizim kanalımız olan yerel televizyonlar, sorunlarımızla yatarlar, sorunlarımızla kalkarlar".
Bu yüzden, herhangi bir maddi kaygı taşımadan, yerel medyalarınn desteklenmesi gerikiyor. Aslında, bunu bir milli görev bilmek şart...
Hadi sözü şu tavsiyeyi yaparak noktalayalım: Yerel medyalara, futbol takımı tutar gibi bakıldığında ,sorun büyük oranda çözülür.
