Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
29 Ocak 2016

Tahran'dan Pulsuz Mektup

Tahran'dan Afrika Bulvarında sana bu satırları yazarken birden hatırıma Metin Önal Mengüşoğlu üstadın "Kardeşime Mektup" şiiri geldi. Ve Murat Kapkıner'in okuduğu şiir kaseti. Beraber dinliyorduk hatırlarsan Edebiyat Fakültesinin koridorlarında. Eminim unutmamışsındır şu mısraları:

"Bizim de haberlerimiz vardır sevgilim ikimizin arasında

Bütün kardeşlerimizin başı bağlıdır ona.

Ve bizim, çünkü bizim haberlerimiz vardır sevgilim; sağlam ve sadık.

Ama senin elinde daha çok bir dergi ya da yeni çıkmış bir hikaye kitabı olurdu. Biz sana Murat Kapkıner'in sesinden bu şiiri dinletir sen de bize yeni çıkmış hikayelerin epizotlarından, entrikalarından bahsederdin. Hikaye ve şiir üzerine uzun süren tartışmalarımız olurdu. Üzeyir Karadöl şimdi nerde bilseydim söylerdim. Çıkardığı Dönemeç dergisinde senin de hikayen vardı. Daha sonra u00c2dem Özbay'ın bir Endülüs Dergisi vardı. Daha ikinci sınıftaydık. Dergi tek ve özel sayı olarak çıktı. Sonra malumun Adem kardeşimiz yayınevi Endülüs, ajans Endülüs devam etti. Daldan dala atladı. Birçok gül kokladı.

Neden bunları yazdım bilmiyorum. Ama fakülteden mezun olurken seni göremedik. Çok sonraları Anadolu'nun ücra bir köşesine çekilip öğretmenlik yaptığını duyduk. Ve en sonunda Tahran'a geldiğini duymuştum. Seninle hep sınav arifesinde notlarımızı paylaşırken karşılaşıyorduk. Millet harıl harıl sınava hazırlanırken biz şiir ve hikaye üzerine kurgular yapardık. Düşük notları hep biz alırdık. Ama ben senin kadar cesur değildim. Çünkü sen bizimle görüşmek için kaç yıl aynı sınıfı tekrarladın bilmiyorum.

Bülent Yıldırım ağabeyimiz de senin gibi öyleydi. Ama o hukukçu ağabeylerimizi korumak için fakülteyi çok geç yıl da bitirmişti. Sen edipleri korumak için birkaç yıl hamilik yaptın.

Şimdi senin yoldaki izlerini takip ettik Zeki abim. Sustukça çoğalan günahlarımız aşkına bizi bağışla. Sen, son kitabın "Sevgili Mayakovsky- Tehran Mektupları" ın son sahifesinde demiştin ya "Bir şehri bize sevdiren o şehrin insanlarıdır. Bu Acem mülkünün bu şehrinde insanlar burayı bize sevdirmek için çabalamıyor. Acep bu yüzden mi göçtün Afgan ellerine, Mezar-ı Şerif'e.

Ben yoruldum Zeki Abim peşinden gelmeye. Afgan ellerine çok selam söyle. Cemaleddin Afganu00ee'ye ve daha diğer mücahitlere. Sovyetlere karşı kazandıkları mücadeleyi hatırlat onlara. Onlar'a sevgili üstadım Bekir Tank'ın Afganistan hatıralarını oku. Bir de Afgan yetimleri için sıcak yuvalara yapmak üzere gelen ve bir uçak kazasında şehit olan Bahattin Yıldız ve faruk Aktaş abilerimi de an. Onların ruhuna bir Fatiha oku. Onların yapmak istediği sıcak yuvaları kur. Afgan çocukları ümmetin yetim çocukları, onları sana emanet ediyorum. Biliyorum burada beni Türkiye'de Ebubekir Kurban'ı çok özledin. Ama sana yüklenen misyonlar var. Ayrıca burada, Tahran'da şu söz zahir oldu. "Ey Zeki Bulduk! Burada seni bulamadık ama birkaç zeki adam bulduk. Vesselam.