Tahran'da Nevruz Bayramı ve Heft Sin
Tahran'da bu yıl Nevruz'a erken giriyoruz. Sebebi malumdur. Tahranlılar da bu güzel geleneği tatil ve dinlenme makatsatlı kullanıyor ve bu süreyi imkanı olanlar yurt dışında imkanı olmayanlar da Tahran dışında kutlamak için Nevruz'dan bir hafta evvel Tahran'dan ayrılıyorlar.
Biz de bu takvimden haberdar olduğumuz için Tahran Yunus Emre Enstitüsü kültürel programımızı 10 ve 11 Mart tarihlerinde yapmaya karar verdik. İki müzik gurubu ile anlaşma yaptık. Farabi Müzik gurubu Farsça ve Anadolu'nun Sesi gurubu da Türkçe konser verecekler. İlk gün Farabi müzik gurubu konser hazırlığını yapa dursun biz, İranlı dostlarımızla koyu bir Nevruz sohbetine dalıyoruz.
Konser için gelen Tahranlılar ve Tahran dışında gelen İranlı dostlarımızdan eski Nevruz geleneklerini öğrenmeye çalışıyoruz. İran'da Nevruz bayramına 15 gün kalınca, evlerde hazırlık başlarmış. Hanımlar, evlerini temizler ve aile efradına, özellikle çocuklara yeni elbiseler alır ya da hazırlarlarmış; aynı zamanda, bir tabakta buğday ve mercimek eklerler. Son Çarşamba Akşamında bir merasim (Çarşembeye Suri denilirmiş) varmış.Bu merasim asırlardan beri İran'da tutulmaktadır. Bu akşam, halk, meydanlarda ve sokaklarda ve evlerinin avlularında, ot yakıp üzerinden atlarmış. Ve bu sözleri tekrar ederlermiş:
"Zerdiye men ez to, sorhiye to ez men"u200cu200c (benim sarılığım senden, senin al-kırmızılığın benden) sonra "acil-i müşgilguşa"u200cu200c (müşkilleri açan çerez)
alınır ve akşam evlerde yenirmiş.
Farabi gurubu konserinden önce gurubun solisti Ali İbrahimi salonda hazırladığımız Heft-Sin törenimize katıldı ve burada Heft-Sin ile ilgili eskilere dair güzel bilgiler verdiydi:
Heftsin Sofrası baş harfi "S" "u0633 SİN" ile başlayan yedi meyve ve sebzeden oluşur: Bunlar arasında ilk meyve SENCED (İĞDE): Senced, düşünerek hareket etmenin sembolüdür. Senced, herkesin yeni yılda her işi düşünerek yapmak için kendi kendine söz verdiği inancı ile heftsin sofrasına konulur. Senced, akla yönelişin göstergesidir; ilim ve tefekküre ve bilgeliğe saygı duymaktır.
ikinci meyve Su00eeb (Elma): elma, sağlık ve selamette olmaya ve aşka işarettir.
üçüncüsü Sebze(Yeşillik): Buğday başağı iki hafta önceden suya konulur ve yeillenmeye bırakılır. Sebze, neşe ve mutluluğun ve güzel ahlakın simgesidir. Yeşillik neşeli ve zinde olmayı, iyilik ve güzelliği beraberinde getirir. Yeşil renk düşünce dalgalarımızı dengede tutar ve bize huzur ve süku00fbnet verir.
Dördüncüsü Semenu (Tahıldan yapılma bir çeşit tatlı): Semenu; sabır ve direnişin, adaletli ve güçlü oluşun nişanesidir.
Beşincisi Su00eer Sarımsak): Su00eer, ölçülere ve sınırlara uymanın göstergesidir. Heftsin sofrasına konulan sarımsak, bize ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı telkin eder. Sarımsak, insanın sağlam bir karakterle dünyaya sürekli kanaat ile bakması gerektiğini gösterir. Dolayısıyla kanaatin sembolü ve tamahkarlıktan kaçınmanın hatırlatıcısı olan sir ile süslenmiş sofraya oturduğumuzda akıllı, sağlam, neşeli, güçlü ve kanaatkar bir insan olarak oturmuş oluyoruz. Tok gözlülük üstün insanların en büyük sıfatıdır.
Altıncısı Sirke: Sirke, hayatın meşakkat ve sıkıntılarını kabullenmenin, rızayet ve teslimiyetin göstergesidir. Yaşantımızda karşılaştığımız sıkıntı ve meşakkatler insan hayatının bir parçası olup hiçbir insana sıkıntısız ve meşakkatsiz bir hayat süreceği garantisi verilmemiştir. Nitekim Allah, yeri, göğü ve insanı dert ve sıkıntılardan uzakta yaratmamıştır. Her bir sıkıntı ve meşakkatte bir hikmet vardır. Sirke, her şeyi bilen yüce Allah'ın hikmeti karşısında rıza gösterip teslim olmanın sembolüdür.
Yedincisi Sumak: Sumak, sabırlı olmanın ve başkalarına tahammül etmenin sembolüdür. Sabır insana yaşantısında yorgunluk ve bitkinliği üzerinden atıp, mutluluğa ulaşmayı öğretir.
Heftsin yani yedi sofrada şunlarında olması gerekiyormuş. Ekseri evlerde, bir cam kabta balık, boyanmış yumurta, yeşillenmiş buğday veya mercimek, Sünbül (başak) ve Nergis güldanı, pasta, peynir, ekmek, boyalı mum, ayna ve bir kabta para sikkesi ilave edilmeliymiş. Tabii Kur'an-ı Kerim de sofrada olmamalıymış.
Eski Nevruz geleneklerinde İran Halkı böyle tören düzenlermiş. Yıl,21
Martta değişeceğinden aynanın üstündeki yumurta ve sudaki balık tepinirler. Zira dünyayı boynuzu üstünde taşıyan öküz, yılın değişim zamanında dünyayı bir boynuzundan öbür boynuzuna atarmış.
Tahran'da Nevruz Bayramına gelecek yazımızda da değineceğiz. Kalın sağlıcakla.
Not; "Ankara'daki Elim saldırıda hayatını kaybeden kardeşlerimin mekanı cennet olsun. Yakınlarına baş sağlığı diliyor. Başın sağolsun Türkiye'm.