Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
14 Ocak 2016

Tahran Yunus Emre'de 'Kültür Diplomas\u00eesi' Konuşuldu

Geçtiğimiz günlerde Tahran Yunus Emre Enstitüsünde kuruluş misyonuna uygun bir etkinliğe imza atıldı. "Türkiye'nin yurt dışındaki yumuşak gücü ve kültürel diplomasisi" adını taşıyan etkinlik, Ankara ve İstanbul'dan akademisyen ve fikir adamlarının katılımıyla icra edildi. Bu akademisyen ve fikir adamlarının kurduğu düşünce kuruluşu olan ORSAM'ın katkısını da unutmamak gerekir.

Tahran Yunus Emre'de yapılan etkinlikten bir gün öncesinde ORSAM düşünce kuruluşu Türkiye ile İran arasındaki ilişkilerin nazik olduğu bir dönemde İran'da önemli bir düşünce kuruluşu olan IMESS ve IPSA ile ortaklaşa bir panel gerçekleştirmişti. Tahran Ortadoğu Araştırma Merkezinde Suriye ve Irak'taki gelişmeler ve Ortadoğu'nun geleceği konusunda önemli konular konuşulmuştu. Çözüm konusunda Türkiye'nin hem İran hem de Suudi nezdinde arabulucu rol alması konusundaki fikirler ön plana çıkmıştı. Türkiye ve İran'ın konjoktürel olarak ortak payda olan İslam'ın ışığında küresel aktörlerden bağımsız politikalar üretebilmeleri konuşulmuştu.

Bu yüzden Tahran Yunus Emre'de yapılacak olan etkinlik önemliydi. ORSAM başkanı Doç. Dr. Şaban Kardaş hocanın isim önerisiyle günler öncesinde hazırladığımız "Türkiye'nin Dış Politikasında Yumuşak Gücü ve Kültür Diplomasisi" paneli başlıyordu. Tahran Yunus Emre Enstitüsü konferans salonu çok kalabalık olmuştu. Hem Tahran'da yaşayan Türkiyeliler hem de Enstitüde Türkçesi ileri seviyede olana kursiyerler için mühim bir program vardı. Panel, Tahran'daki vatandaşlarımız için bir şekilde anavatandan haberdar olmak demekti. Kursiyerlerimiz için de İstanbul Türkçesinin diplomasi ve kültür dilini dinlemek adına da önemli bir fırsattı bu panel. Enstitü müdürümüz Doç. Dr. Şamil Öçal hocanın gayret ve iltifatlarıyla program daha da güzelleşti diyebilirim.

Panelde kültür sanat koordinatörü olarak sunuş konuşmamı fazla uzatmak istemedim. Çünkü anavatandan gelen dostlarımız başta Şaban Kardaş hocamız olmak üzere bayram Sinkaya ve Talha Köse hocalarımızı dinleyecektik. Kürsüde uzatmadığım konuşmamda şunlara değinmek istemiştim. "Dün Tahran Ortadoğu Araştırma merkezinde hocalarımız İngilizce konuştular. Bu gün burada ise Yunus'un diliyle, Mevlana'nın diliyle konuşma yapacaklar. Yani hem Türkçe hem de Farsça konuşacaklaru2026.." Benim bu temenni ve dileğim gerçekten de panelistlerde karşılığını bulmuştu. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim Üyesi Doç. Dr. Bayram Sinkaya konuşmasını baştan sona kadar Farsça yaptı. Sinkaya, özetle şunları söylemişti.". "Ben yıllar önce üniversitede öğrenciydim. İran üzerinde çalışma yapmak istediğimi hocalarıma söylemiştim. Hocalarımız o zamanlar bana çeşit çeşit görüş ve şartlar öne sürmüşlerdi. Bir hocamız sekülerliğinden ödün vermezsen İran üzerine çalışabilirsin, bir hocamız da milliyetçiliğinden ödün vermezsen İran üzerinde çalışabilirsin demişti. Muhtemelen o vakitler İranlı bir öğrenci de Türkiye üzerine çalışmak istediğini söyleseydi onun hocaları da ona farklı görüşler ve şartlar öne sürerdi. Bizler iki ülke olarak Osmanlı döneinde İslam noktasında buluşuyorduk. Ama şimdi modern dönemde şu sorunlar bizim önümüzde engel teşkil ediyor. Türkiye'de Türk Milliyetçiliği ve Sunnu00eelik İran'da ise İran milliyetçilği ve Şiilik ön plana çıkıyor. Biz İslam toplumunun ayrılmaz parçalarıyız. Bunlar yanlıştır ve bizim bir birimizi anlamamıza engel olmaktadır.

Programımızın ikinci konuşmacısı ise İstanbul Şehir Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Talha Köse'idi. Bu hocamız da "Dünyada ve Türkiye'de Yumuşuk Güç ve Diplomasi kültürü hakkında şunları söylemişti. "Türkiye, Latin Amerika, Afrika ve ile özel olarak ilgilendi. Osmanlı coğrafyası ile de ilgilendi. Türkiye'nin dış politiası sadece dış işleri bakanlığının çalışanlarından olmasa gerek. Türkiye yakın dönemde kültürünü, edebiyatını ve dilini yurt dışında tanıtmak için Yunus Emre Vakfı ve buna bağlı olan Enstitüleri devreye sokarak bu alanda insanlığa güzel hizmetlerde bulundu. Türkiye daha önce de THY ile de bir çok ülkeye kendi kültürünü götürüyordu. Başta yemek kültürü sayabilriz. Yurt dışında yaklaşık 154 noktaya uçan THY ile uçmak insanlar için bir ayrıcalık oldu. Bunun yanında Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, TiKA, AFAD ve Kızılay'ın yanında sivil bir örgüt olan İHH ile gerek bölge ve gerekse dünyanın her hangi bir yerine insanu00ee yardımlar ulaştırıldı. İşte bütün bunlar Türkiye'nin yumuşak gücü ve diplomasi kültürünü oluşturuyor." Demişti.

Panel oturum başkanı TOBB Üniversitesi öğretim üyesi ve ORSAM başkanı Doç. Dr. Şaban Kardaş ise burada ORSAM isminin zikredildiğini bunun kendileri için bir iltifat olduğunu söyledi. Çünkü bu kuruluş yeni bir düşünce kuruluşu olmasına rağmen önemli çalışmalara imza attığını ifade etmişti. Panel, soru faslından sonra bitmiş ve misafirlerimizle yemek çay faslı başlamıştı. Panelde konuşmayan ama çay faslında sohbetinden müstefid olduğumuz Prof. Dr. Harun Öztürkler, Doç. Dr. Emre Erşen ve Star Gazetesinden Halime Kökçe vardı. Özellikle yazar Halime Kökçe'yi Gerçek Hayat Dergisinde iken tanıyordum. Konuklarımızla ileriye dönük güzel sohbetlerimiz oldu. Türkiye ve İran arasında güzel ilişkiler kurulması için ortak paydamızın İslam ve buna bağlı olarak kültür, edebiyat ve sanat projeleri üzerinde yoğunlaşmamız gerektiği vurgulandı.

Tahran Yunus Emre Ensitüsü, kendine yakışan bir program yaptığı için idareci, hocaları ve personeliyle mutlu bir gün geçirmiş, misafirlerin de iltifatlarına mazhar olmuştu. .