Tahir Yücel’i kaybettik
Eskiden gazetecilerin vefatı geniş kitleye duyurulur, neredeyse bütün gazeteler bu ‘elim kayıp’lardan bahsederlerdi. Medya mensupları şimdi sütunlarını kendi meslektaşlarının vefatına bile ayırmıyor artık. İletişim çağında bazı yakınlarımızın vefatını neredeyse çok sonraları duyar olduk. Gazetelerimiz, televizyonlarımız, radyolarımız, ajanslarımız çoğaldı ama hassasiyetler azaldı.
Tahir ağabey de ebedi âleme yürüdü. Tahir Yücel’den bahsediyorum. O iyi, mütevazı ve aziz insandan... Gazeteci, mütercim, Diriliş ekolünün mensubu, Diriliş dergisinin yazar ve çevirmeni gönül adamından. Medyada yer aldı mı, hayır! Bir gazete ve bir televizyonda gördüm sadece. Bir de bir internet sitesinde. Daha ziyade dostları birbirlerine duyurdular. Ben de doğrusu Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin telefon mesajından aldım bu acı haberi.
Kitap fuarı telâşı içinde bulunduğum bir sırada emr-i Hak vâki olmuştu. Mübarek Mevlid Gecesi’nin gününde İstanbul’da büyük daveti almıştı. 74 yaşındaydı. Bir süre önce rahatsızlanmış, hastanede yatmış, sonra da giderek ağırlaşmış ve mutlak akibet ile buluşup son nefesini ve emaneti sahibine teslim etmiş. Takdire tedbir, şüphesiz kâr etmiyor, “takdir-i ilahi” deyip geçiyoruz.
Merhumun cenazesi ertesi günü İstanbul Çengelköy’deki Bilal Habeşi Camii’nde ikindi namazının ardından kılınan cenaze namazından sonra Hekimbaşı Mezarlığı’na defnedildi. Cenazesine yakınları, sevenleri, dostları ve bazı meslektaşları katıldı. Taziye için Remzi Alioğlu, Mehmet Varış, Mehmet Köşker ve Nazif Tunç ile görüştüm. Yönetmenimiz Tunç, merhumun tabutuna omuz verenlerden. Gazeteci dostlarımızdan Serdar Ertuğrul ve Dündar Batık’ın da cenazede bulunduğunu ve son görevlerini yaptıklarını öğrendim. Görüntülerden Ramazan Apaydın, Eşfak Berki, Ekrem Ayyıldız’ı da gördüm, vefalı dostlar!
TRT muhabirliği yapan Tahir Yücel, üç çocuk babasıydı. 1945 yılında, benim de askerlik görevimi yaptığım Tunceli’nin Çemişkezek ilçesinde doğmuştu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Filolojisi’ni bitirdikten sonra uzun yıllar TRT’nin çeşitli bölümlerinde çalışmıştı. Gençlik yıllarından itibaren Necip Fazıl, Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil’in çevresinde bulunmuş, bu mütefekkir sanatkârları yakından takip etmişti. İdeallerini hep canlı ve diri tuttu, heyecanını sürekli korudu. Ömrünü inancımıza, kıymet hükümlerimize, temel değerlerimize adadı. Yazı ve tercümeleri Diriliş’te çıkmıştı. Andre Suarez’den Üç Ölümsüz (Tolstoy, Baudelaire, Cervantes) ile Mehmed Ali Ayni’den İslam’ın Büyük Velisi Abdülkadir Geylani, Fransızcadan tercüme ettiği eserlerdi.
Onunla aynı müessesede beraber çalışmıştık. Kültür sanat sayfasının editörlüğünü yaptığım Türkiye gazetesinde o da Dış Haberler Müdürlüğü’nü üstlenmişti. Tahir ağabeyle son yıllarda çok sık görüşemiyorduk ne yazık ki... İnzivayı seven, ‘selamet der kenarest’ diyenlerdendi. Arada bir Bâbıâli’ye geldiğinde Mehmet Varış’ın Kitabevi’ne uğrar, dostlarıyla orada görüşürdü. Ben de Çatalçeşme Sokağı’ndan geçtiğimde Tahir ağabeyi dükkânda görmüşsem mutlaka içeri girer, selam verir, oturup onunla bir müddet sohbet eder, hatırını sorardım. Ümmetin derdiyle dertlenen, yüreği bu kederle sızlayan örnek bir Müslümandı. Her zaman hüzünle bakan o hicranlı bakışlarını unutamıyorum. Yıllar önce beni telefonla aramış, Münevver Ayaşlı ve Safiye Erol hakkında bilgi istemişti. Yanılmıyorsam TRT’de bir belgesel yapılacaktı.
Nazif Tunç, hastayken kendisini ziyaret ettiklerini, “Ben bütün arkadaşlara hakkımı helâl ediyorum, onlar da bana haklarını helâl etsinler.” dediğini söyledi. Ah Tahir Ağabey, bizim ne hakkımız olabilir ki, ama seni nisyana terkeden bu toplumun üstünde elbette hakların vardır, lütfen helâl et. Tahir ağabeyin üstadı, büyüğümüz Sezai Karakoç, yayınladığı taziye mesajında “İnancımız, görüşümüz ve faaliyetlerimiz doğrultusunda bilinçli olarak kalben, fikren ve fiilen katkılarıyla milletimiz için vazifesini yapmış arkadaşımız Tahir Yücel...” diyor. Bundan daha güzel hüsn-ü şehadet olabilir mi?
Bâbıâli’nin unutulmayacak simasını, iyi insanı rahmetle anıyorum. Ruhu şad, kabri nur, mekânı cennet, menzili mübarek, makamı âli olsun. Ailesine, dostlarına, meslektaşlarına, bütün sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum.