Suudlar, ABD’yi satın alamadı…
Cemal Kaşıkçı olayı, hem Suudi Arabistan’ı, hem ABD’yi ciddi derecede sıkıştırmaya başladı. ABD ve dünya medyasının konuyu sürekli gündemde tutması, iki ülkenin de konudan uzaklaşmasını engelliyor. ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımlar 4 Kasım’da başlayacak. Bu da İran petrolünün piyasaya çıkmasının azalması anlamına geliyor. Günde 1.7 milyon varil arz daralması sonucu petrol fiyatlarının yükseleceği kesin. ABD Başkanı Trump, bunu bildiği için Suudi Arabistan Kralı Selman’a yüklenip, petrol üretimini artırmasını istiyor. Bunda ister tavsiye ister tehditle kısmen başarılı da oluyor. Tabii Kral Selman’ın, Çin’le 130 milyar dolarlık ortaklık anlaşma yapması ve Rusya ile S- 400 füze savunma sistemi almaya kalkışması da Trump’u kızdıran sebepler arasında.
Petrol fiyatlarının artması, ABD’de 6 Kasım’da Kongre ara seçimlerinden dolayı Trump’un işine gelmiyor. ABD savunma sanayinin oldukça zengin müşterilerinden birini de kaybetmek istemiyor. Ancak Cemal Kaşıkçı’yı illegal yollardan ortadan kaldıran Suud yönetimine yaptırım uygulaması için hem Kongre’den, hem ABD ve dünya kamuoyundan çok büyük baskı var. İki arada bir derede kalmış durumda… Kaşıkçı olayını hafife alması Trump’a çok şey kaybettirebilir.
***
Veliaht Prens Salman’ın yaptıkları az buz değil. Suudi Arabistan’ın muhalif zenginlerini bir otele toplayıp hepsinin servetine el koyması henüz unutulmadı. Bu devasa vurgundan silah alımı ve benzeri yollarla ABD de payını aldığı için sesleri yeterince çıkmadı. Ama Cemal Kaşıkçı olayında tüm oklar Prens Selman’ı gösteriyor. Kaşıkçı’yı ortadan kaldırmak için gelen ekibin tamamı onun kontrolünde.
New York Times, Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’na gittiği 2 Ekim’de Prens Selman’ın yardımcılarından Maher Abdulaziz Mutreb’in, Kaşıkçı’dan birkaç saat önce konsolosluğa girdiğine dair fotoğrafları yayınladı.
Şimdi yeni iddia Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesinden, Prens Selman’ın üst düzey danışmanlarından istihbarat yetkilisi General Ahmed el Assiri’yi sorumlu tutarak topun ağzına süreceği, böylece olaydan sıyrılmaya çalışacağı yönünde. Tabii tüm bunlar CIA tarafından planlanan senaryolar.
***
ABD ile Suudi Arabistan arasındaki bu uyuşmazlık en çok Türkiye’nin işine yarayacak. Türkiye’nin olayı ortaya çıkaracak olması iki ülke yönetimine de ağır bir darbe olacak. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, soruşturma sonucunun şeffaf bir şekilde tüm dünya ile paylaşılacağını söyledi.
Trump, sıcak çalışmaya girmese de Almanya, Çin ve son olarak Türkiye’ye uyguladığı kur savaşında olduğu gibi, ekonomik çatışmadan geri durmuyor. Allah’tan rahip yahut casus Brunson’u bıraktık da dolardaki iki aylık sabun köpüğü kabarıklığı inmeye başladı. Şimdi Türkiye’nin piyasa aktörleri dolardaki bu inişi fiyatlara yansıtmak için çaba göstermelidir. Doların havası söndükçe, tüm çarşı pazardaki, marketteki fiyatlar da buna bağlı olarak eskiye dönmelidir.
Yedi liradan 5,5 liraya inen dolar, daha da inecek. ABD Dışişleri Bakanı, Türkiye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılması için çaba göstereceğine dair söz verdi. Sadece bu söz bile doların aşağı doğru inmesini hızlandıracaktır. Çünkü kasıtlı, piyasa şartları zorlanarak ve bir silah gibi kullanılarak yükseltilmişti dolar kuru. Üstelik daha çok piyasaların kapalı olduğu saatlerde yapılmıştı bu suikast. Kamu sektörünü kemer sıkmaya yönlendirecek Yeni Ekonomi Programı ile de birleşince vatandaşa bir nefes aldırmaması için sebep yok. Dileriz, kur silahı ile ABD’nin üzerimize saldırması, bizim yerli sanayiye ve yerli üretime dönmemiz için vesile olur.