Surlar, ordular, silahlar kâfi mi?
Siyonist Yahudiler Filistin
topraklarını işgal edip İslam âleminin göbeğine yerleşeli, tüm böle barışı,
huzuru ve güvenliği adeta unuttu. O gün bu gündür tüm İslam âlemi diken
üstünde. Bir yandan İslam âleminin yeraltı ve yerüstü zenginlikleri talan
edilip çalındığı için, bölge ümmetinin zaruret içinde yarı aç, yarı tok
yaşamaya mahkûm edilmesi… Diğer yandan terör, anarşi, tedhiş vb. sinsi
oyunlarla insanlar her dem hayati tehlike endişeleriyle iç içe yaşamak zorundadır.
Esasen sadece İslam âlemi de
değil aşağı yukarı tüm dünyada sürgit devam eden sorunlar yumağı var. Dünyanın
bir yanında ekmeğe muhtaç, üçüncü dünya ülkeleri denilen zelil bir hayata mahkûm
kalabalıklar. Diğer yanda ise varlık içinde, yediği önünde, yemediği arkasında
olan azgın azınlıklar. Ama her iki taraf da huzursuz, endişeli ve korku içinde
bir hayata mahkûm. Hatta zalimler, mazlumlardan daha da huzursuz, endişeli ve
korku içindedirler. Zira tapınırcasına dünyaya tapınanlar, dünyalık hazlar ve imkânlarını
kaybetmek istemezler. Mazlumların ise dünyadan yana kaybetmekten korkacakları
pek bir şey yok. En son kaybedecekleri bir canları kalmış. O da er veya geç
nasıl olsa, bir gün son bulacaktır.
Tüm bu şer ve ifsadâtın altında
büyük oranda Yahudi’nin bozgunculuğu vardır. İlahi lanete uğramış olan Siyonist
Yahudi, adeta şeytanın vekâletini üstlenmiş durumdadır. Dünyanın neresinde bir
savaş, ser veya bozgunculuk varsa, bir şekilde bu melun kavim ile bağlantısı
vardır. Savaşlar çıkarılıp silah satılması. Mikrop, virüs ve hastalıklar
üretilip ilaç satılması. Şehirler ve ülkelerin imha edilip inşaat malzemeleri
ve ekipmanlarının satılması. Terör örgütleri üretilip onlar vasıtasıyla çok
yönlü rantların sağlanması ve daha nice şer ve bozgunculuklar…
Peki, Yahudi’nin kendisi huzur
içinde ve izzetle mi yaşamaktadır? Elbette değil. İşte bu son “Aksa tufanı”
harekâtında görüldüğü gibi, dünyanın en korkak ve zelil insanları Siyonist
Yahudilerdir. Hırsızlığa giden bir insanın haleti ruhiyesini bir düşünelim. Her
an fark edilip yakalanma korkusu içinde, endişeli ve huzursuzdur. Evinde huzur
içinde rahat bir uykuya hasrettir. Her an baskına uğrayıp yakalanma korkusuyla
iç içedir.
İşte Siyonist, gasıp Yahudi de
aynen böyledir. Hatta bunun çok ötesinde bir korku ve zillete mahkûmdur. Çünkü
bozgunculuğu adeta huy edinmiş olan Siyonistler, dünya insanlığına hırsızlığın
çok daha ötesinde kötülük ve bozgunculuklar yapmış ve yapmaya devam
etmektedirler. İşte bir asırdır Filistin topraklarında yaptıkları işgal, gasp,
zulüm ve katliamlar… Örneğin dünyada kurdukları faiz, enflasyon, kur, repo,
kredi, tahvil, devletlerin paraların basma vb. nice oyunlarla bir anda
milyarlarca dolarları insanların hesapların çalıveriyorlar. Sadece insanların
para ve servetlerini çalmakla kalmıyor, canlarına ve ülkelerine de kast
ediyorlar.
Adili mutlak olan Allah (cc) elbette
tüm bu zulümleri cezasız bırakmayacaktır. Evet, onların asıl cezaları ahirette
cehennem azabı olarak verilecektir. Ancak Allah (cc) ibreti âlem olsun diye
cezanın çok az bir kısmını bu dünyada da göstermektedir. Helak edilen kavimleri
anlatan tüm ayetler bunun net delilidirler. Allah (cc) kimi zalimlere belli bir
zamana kadar mühlet verse de onları cezasız bırakacak değildir. Meşhur
tabirler: “Allah (cc) imhal eder –mühlet verir- ama ihmal etmez.” Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından
habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne
erteliyor. (İbrahim 14/42)
Zalime Huzur yok
Allah (cc) şöyle buyurur: “Kitap ehlinden olan
kâfirleri (Beni Nadir Yahudilerini ve kıyamete kadar benzerlerini) ilk
haşirde=sürgünde (Asr-ı Saadet döneminde) yurtlarından
çıkaran O (Allah’tır. Oysa) Siz, onların (zulüm
yaptıkları diyardan sürülüp) çıkacaklarını hiç sanmamıştınız; onlar
da (o gün, sağlam) kalelerinin (bugün ise
teknolojik üstünlüklerinin) kendilerini Allah’ın (gazabından)
koruyacağını zannedip durmuşlardı. Böylece Allah(ın azabını) da,
hiç hesaba katmadıkları bir yönden (ve şimdi harika yöntemlerle) gelip
onları kuşatmıştı ve yüreklerine korku salmıştı; öyle ki evlerini kendi
elleriyle ve mü’minlerin elleriyle tahrip ediyorlardı. Artık ey basiret
sahipleri ibret alın! (Bugünkü zalim ve fesatçı bazı Yahudilerin ve
müşriklerin de aynı akıbete -sürgüne ve zillete-uğrayacaklarını bilin.) Eğer Allah (fesatlıkları
ve bozuk fıtratları dolayısıyla)onların vatanlarından çıkarılacaklarını (sürgüne
yollanacaklarını kaderde)yazmamış olsaydı (bile, kesinlikle)onların dünyadaki azabını (yine
başka türlü) verecekti.
Zaten ahirette de cehennemin ateş azabı onlar içindir. (Haşr 59/2-3)
Ayetten bazı dersler:
1.
Melun Yahudi tarih boyu ifsat ve bozgunculukla
uğraştığı için kendisine de rahat yok.
2.
Dışardan bakanlar Yahudileri çok güçlü görse de
onlar kavgayı içten kaybetmişlerdir.
3.
Hiç hesaba katmadıkları sürpriz tehlikeler
onları sarmalamaya devam edecektir. İstihbaratları, ABD’leri, İngiltere’leri de
onları koruyamayacak ve kurtaramayacaktır.
4.
Onlar surlara, silahlara, savunma sistemlerine
güvenseler de tüm bunlar çare değil.
5.
Allah'ın (cc) korku saldığı yürekleri, herhangi
bir savunma sistemi teskin edemez, huzur veremez.
6.
Benim olmayan şehir veya ülke kimseye yar
olmasın inancındaki Yahudi, dünyayı da aynı düşünceyle yakıp yıkabilir.
Medine’de de Filistin’de de mahallelerini köylerini kendi elleriyle
yıkmışlardı.
7.
Bozgunculuğu sebebiyle bu âlemde sürgünler,
ahirette de çetin azap Yahudi’nin peşini bırakmayacaktır.