Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
15 Temmuz 2016

Suriyelilere farklı bir açıdan bakış

Önceki akşam Safranbolu üzerinde bir çalışmanın detaylarını görüşmek için Ankara Öveçler'de çözüm ortaklığı yaptığım bir dostumla buluştuk. Saha çalışmalarının organizasyonu konusunda. Fakat uzun süredir görüşme fırsatı bulamadığım bir başka dostumda tevafuk etti. Kucaklaştık, hasret giderdik. Özlemişiz bir birimizi. Meğer evi oturduğumuz pastanenin karşısındaymış. Zaman zaman dostları ile burada buluşurlarmış. Çözüm ortağı dostla iş görüşmemizin ardından sohbet ortamı oluştu.

Dostum devletin her kademesinde çalışmış, bilgisi tecrübesi iyi. Farklı bakış açılarına sahip. Analız kabiliyeti yüksek dostumuzun sıradan bürokrat ve uzmanın bakışının dışında görüşleri bulunur. O nedenle hem çözüm ortağı dostum, hem de şahsım gündeme ilişkin bazı konuları aştık. Görüşleri ve analizlerini dinlemek için.

Parlamento muhabirliği dönemim de bir gün Köşe Yazarı Yavuz Donat üstadın bir muhabbetine şahit olmuştum. Meclis'in Şeref Kapası'nın iki tarafında oturma koltuk grupları bulunur. Orada kulakları çınlasın, Hüsnü Doğan, Kemal Aykurt ve birkaç hatırı sayılır kişilerle oturuz. Yavuz bey Hüsnü Bey ile çok önemli devlet meseleleri konuşuyorlar. Bizde dinliyoruz. Ama öyle böyle değil. Muhabbetler bittikten sonra Yavuz Bey cebinden not kağıdı ve kalemi çıkardı. 'Şimdi de ekmek parası için bir şeyler söyleyin' dedi. Hüsnü Doğan beye bir iki soru yöneltti gündeme dair. Resmi açıklama mahiyetinde.

İşte bizde bu dostumuzla gündeme ait önemli ve derin bazı mevzulara girdik. Fakat bugünde yayınlanması gereken bir yazı var. Onun için dostumuzu hazır bulmuşken yazılması gereken konuları sorduk. Her ne kadar biz ekmek parası için yazmasak ta memleket meselesi için kalem oynatmamız lazım.

Dostum Suriyelileri yazsan fena olmaz dedi. Gerçi taraflaşmaya dönüşen konulardan hep kaçarım. Çünkü taraflaşmaya giren konular akıl ve mantığı aşıp dogmalaşır. Tarafların bir birini dinleme tahammülü bile kalmaz. Karşılıklı algı operasyonlarına dönüşür mesele. Bugün Suriyelilere vatandaşlık verilmesi konusunda karşı cephenin yoğunlaştırdığı algı operasyonları gibi. Bu operasyonlar sonuçta sağlıklı düşünmenin önüne geçiyor. Ara yerde hakikaten çözülmesi gereken konuların ele alınması perdeleniyor.

İşte bu dostum hakikaten acil tedbir alınması gereken ileri de önlenemez sorun olarak karşımıza çıkacak bazı handikaplara dikkat çekiyor.

Devlet elbette bazı kararlar alacak. Bunun tartışılacak tarafı yok. Devletin aldığı bu konuda ki kararının geri adımı yok. Fakat devletin aldığı bu karara uygun devlet erklerinin çalışma yapması şart. Dostumuzda bu konuda onu diyor; "Bürokratı, akademisyeni, uzmanı, sosyologu, psikologu devletin aldığı bu kararın sağlıklı uygulanması için çalışacak. Çalışmazsa önlenemez sorunlar çıkar" diyor. Bir sistem oluşturulmaz ise mafyalaşmanın en büyük sorun olarak karşımıza çıkacağına dikkat çekiyor.

Suriyelilerin bundan önce illeri, sokakları, insanları tanımadıklarını, Türkçe de konuşmadıklarını, fakat bugün itibarı ile illeri, sokakları, mahalleleri, insanları tanıdıkları, her şeyden öncede Türkçeyi öğrenmeye başladıklarına dikkat çekiyor.

Bunun sonucunda yaşamlarını sürdürmek için para kazanmak isteyeceklerini. Azınlık psikolojisi ile de ekipleşeceklerine işaret ediyor. Bugünün çocukları 5 yıl sonra mahallelerde ekipleşmiş hale gelecekleri uyarısında bulunuyor. Sosyolojik açıdan olaylara bakmakta yarar var aslında.

Dünyanın en büyük mafyasının 140 bin kişiden oluştuğu bilgisini verdi dostumuz. Anlatmak istediği aslında Suriyelilere özgü değil sosyolojik açıdan önemli bir durum. Gerekli çalışmalar yapılmadığı taktirde insan fıtratında var olan olumsuzlukların yansımasının yaşanacağına vurgu yapıyor. Bu durumun önlenmesi gerekiyor.

Dostumuz bugün İstanbul'un en büyük mafyalarının Güneydoğu'dan göçenlerin oluşturduğunu hatırlatıyor. Aslında geldikleri memleketlerde öyle bir özellikleri yok. Fakat gayeleri para kazanmak ve belli bir süre sonra paranın tadına vardıklarında daha fazlası için mafyalaşıyor. Tıpkı onlar gibi gerekli tedbirler alınmadığında Suriyeliler de de aynı durumun yaşanmayacağının garantisi yok.

Bu nedenle vatandaşlık devletin kararı. Fakat devletin gerekli birimleri üstüne düşen görevleri yaparak tedbirleri almalıdır. Yoksa 'Nur topu' gibi ileri de boy boy mafyalarımız olur.

Cuma'nın hayrı üzerinize olsun