'Suriyeliler Fitnesi'ne dikkat!..
Ankara Demetevler'de, mahalle "sakin"leriyle, Suriyeli Arap ve/veya Türkmenlerin (Rivayet muhtelif, ırkın da önemi yok) ufak çaplı bir kavgaya tutuşmasına eşlik eden sosyal medya paylaşımları tüyler ürperticiydi.
Ankara'da bir Suriyeli mültecinin 5 yaşındaki kız çocuğuna tecavüz ettiği, Suriyelilerin Türkleri öldürdüğü yönündeki iddialar malu00fbmunuzu2026
Ankara Valisi Ercan Topaca, bu tür iddiaların asılsız olduğunu açıkladı.
Bir gün sonra da İçişleri Bakanlığı Basın Merkezi'nden Suriyeli misafirlerimizi birer "suç makinesi" gibi gösteren "provokatör"lere dikkat çekildi.
Açıklamanın özetine bir göz atalım:
"Suriyeli misafirlerimizle gerek kendi aralarında gerekse vatandaşlarımızla zaman zaman yaşanan gerginlikler son günlerde çarpıtılarak, abartılarak toplum içinde infial yaratacak bir dille aktarılmakta; misafirperverlik ve ensar ruhuyla bağdaşmayacak şekilde, başka bir boyuta taşınmak istenmekte; bu konu bir fitne, nifak ve iç siyaset malzemesi haline getirilmeye çalışılmaktadır.
Suriyelilerin Türkiye'de işlenen toplam suçlara oranı Türkiye'deki toplam nüfusları göz önünde bulundurulduğunda ülkemiz genel suçlarına göre oldukça azdır.
Suriyelilerin karıştıkları olayların Türkiye'deki toplam asayiş olaylarına oranı 2014-2017 arasında yıllık ortalama %1,32'dir. Bu olayların önemli bir kısmı kendi aralarındaki anlaşmazlıklardan kaynaklanan olaylardır.
Yüce milletimiz, manevi değerlerinin, Anadolu medeniyetinin ve tarihi sorumluluklarının gereğini yapmış, yapmaya da devam edecektir. Provokasyonlar ve bilinçli yönlendirmelere karşı Aziz Milletimizi ve kamuoyunu doğru bilgilendirme sorumluluğumuzun gereği olarak, bu açıklamanın yapılması uygun görülmüştür."
Evet, açıklamanın özeti böyleu2026
Fitne, provokasyon var, Suriyeliler üzerinden biraz da "ırkçı" motifler taşıyan bir "tezgah" var.
Büyük sıkıntı potansiyeli taşıyan bir mesele buu2026
Her türlü kaşıma faaliyeti için son derece müsait zemin.
Aranırsa 3.5 milyon Suriyeli arasından her türlü "tip" bulunabilir!..
BİRŞEYLER HAZIRLANIYOR!...
Bu "Suriyeliler Fitnesi" çok önemli.
Sürece dikkat:
Bir yanda, "FETÖcülere Destek" yürüyüşü, "yürüyüşe saldırı" ihbarlarıu2026
Diğer yanda "aklı kurcalayan" bir dolu olayu2026
Kimi yetkililer her defasında "kaza"ya bağladı ama, her birimiz FETÖ'nün amansız takipçisi Başsavcı'nın dau2026
FETÖ-PKK terör örgütlerinin baş belası komutanlarımızın da "kaza kurbanı" olmadıklarını düşünüyoruz.
"Yüksek gerilim" hikayesine inanan bir tek vatan evladı görmedim bugüne kadar.
Türkiye'nin dört bir yanındaki, hatta "sınırlarımız dışındaki" askerlerimizin seri halde zehirlenmeleri de "ihmal"in filan neticesi değil, kim aksini söylerse söylesin!..
ABD'nin ve Almanya'nın "rezil" tavırlarının bu süreçte yoğunlaşıp, şartlar el verse "savaş ilan etmemizi" haklı kılacak hale gelmesi, Katar'a sunulan şartlar arasında Türk Askeri'ni hedef alan bir maddenin de yer almasıu2026
PYD üzerinden "İkinci Siyonist Devleti" kurma yolunda büyük mesafeler kat eden İsrail'in diplomatik ataklarını da gözden uzak tutmayalımu2026
Başbakanları Netanyahu büyük bir Afrika Seferi gerçekleştirdi.
Uganda, Kenya, Etiyopya ve Ruanda, Güney Sudan, Tanzanya liderleri ile "kritik" görüşmelerde bulundu.
Bu temasların ardından Hindistan'dan İsrail'e Başbakan düzeyinde ilk ziyaret!..
İki "devlet" arasında, bilgi teknolojileri, uzay, tarım ve su alanlarında 7 anlaşmaya imza atıldı.
Birçok önemli gelişme yaşanıyoru2026
"Kontrollü Darbe" söylemini...
Türkiye'deki "FETÖkalkışması"nın"Yürüyüş Desteği" ile yeni bir boyuta ulaşmasınıu2026
Bu yürüyüşe PKK terör örgütünün tam destek vermesiniu2026
ABD ile AB'nin 15 Temmuz yıldönümüne doğru Türkiye ve Cumhurbaşkanımız'a yönelik saldırılarının dozunu iyice arttırmasınıu2026
PYD görünümlü "İkinci İsrail"e silah desteğinin gözümüze soka soka devam ettirilmesiniu2026
"Katar Krizi"nde Türkiye'nin özel olarak hedef alınmasınıu2026
FETÖ ve PKK ile mücadelede öne çıkan kahramanlarımızın seri halde katledilmesiniu2026
Asker zehirlemeleriniu2026
"İsrail'in diplomasi atağı"nıu2026
"Suriyeliler Provokasyonu"nu...
Hepsini, bir zincirin halkalar olarak değerlendirmek lazımu2026
Gezi olaylarıyla başlatılan süreç hızlanarak devam ediyor ve biz, "Şeytan taşlamaktan tavafa fırsat bulamayan" vatan evlatları olaraku2026
Savruluyoruz!..
YOKLARIMIZ ÇOK!..
Yoğunluk ve şiddetini arttıran saldırılara en büyük, en önemli, en dikkat çekici karşılıkların Sayın Cumhurbaşkanımızdan geldiği ortada.
Neredeyse her şeyi Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan bekliyoruz.
Bizim think tank kuruluşlarımız yok, medyamız yok, üniversitelerimiz yok, sivil toplum örgütlerimiz yok, yurt dışı temsilciliklerimiz yok, her seçimde milletten tam destek alan iktidar partimiz yok, dünyaya hitap edebilen sanatçılarımız, ilim adamlarımız yok!..
Yok!..
Suriyeliler meselesine gelinu2026
Ortada çok büyük bir problemin olduğu aşikar.
Yerlerinden yurtlarından edilmiş, yakınlarını, evlerini, barklarını, paralarını, umutlarını kaybetmiş, psikolojik desteğe ihtiyaç duyan tam 3.5 milyon "misafir"miz varu2026
Üstelik bizim ruh halimizin de "sakin" olduğu söylenemez; her vesileyle birbirimize giriyor en temel meselelerde bile anlaşamıyoruz.
Memleketin büyük kitlelere hitap eden partilerinin iç ilişkilerinde ve birbirleriyle ilişkilerinde büyük problemler var, her an her şey olabilir havasıyla gidiyoruzu2026
Büyük bir darbe girişimi ile karşı karşıya kalmışız, tarihin kaydettiği en büyük ihanet şebekesi tarafından sırtımızdan vurulmuşuzu2026
Zihnen fena halde yorulmuşuz.
Suriyeli misafirlerimiz zaten dertli, biz dertliyizu2026
Nice fırsatçılıklar;
"Sana iki tane de Suriyeli hatun alalım!" yılışıklığından başlayın,"500-600 liraya Suriyeli kaçak işçi çalıştırma"lara ve akan kokan mahzenleri "ev" diye en az 1000 liraya Suriyelilere kiralamalara kadaru2026
Bizde de sıkıntı var yaniu2026
Misafir çocukların yarısından azı eğitim görebiliyor, görülen eğitim de nasıldır kimbiliru2026 Malu00fbm, kendi çocuklarımıza bile "iyi eğitim" verememekten şikayetçiyiz hep birlikte.
Bu yazı böyle dağınık gidiyor, toparlamak lazım:
Demem o ki;
Tam 3.5 milyon sorunlu misafirimiz var, biz de sorunluyuz toplum olaraku2026
Dert büyüyecek ama "yardım" faaliyetlerinin ötesinde, şöyle sivil toplum örgütlerimizin, belediyelerimizin, üniversitelerimizin el ele vererek uyguladıkları "Göçmen Politikamız" yok.
Sadece bu alanda değil birçok alanda "politikamız" yok.
Sizce "eğitim politikamız" var mı, "kültür politikamız" var mı, "İletişim politikamız" var mı?
Bunların hiçbiri yoku2026
İletişim alanına bakın; Sosyal Medya'da Türkçe'den başka bir dille "15 Temmuz Rezil Darbe Girişimi"ni gerçek boyutlarıyla anlatan, derli toplu bir "yayın"ımız var mı?
Doğru dürüst bir "belgesel"ini çekemedik hain darbe girişiminin!..
Okullarda anlatamadık.
"Anlatmadık!" hatta!..
Bırakın bir yıl önce gerçekleşen menfur saldırıyıu2026
20 yıl önceki hain 28 Şubat darbesini, 16 yıl önceki ekonomik krizleri anlatamadık!..
Ben diyorum ki;
15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü dolayısıyla düzenlenecek etkinlikler yeni bir "tırmanışın", "silkiniş"in vesilesi olsun.
Devlet toparlansın, hükümet toparlansın, sivil toplum örgütleri toparlansın, medya toparlansınu2026
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan "yalnızlıktan" kurtulsun!..