Suriyeli nefreti
Suriyeliler Türk halkına ekonomik sıkıntı verdikleri için değil sadece Arap ve Müslüman olmaları nedeniyle hakarete uğruyorlar.
Suriyeliler nedeniyle birebir ekonomik sıkıntıya girmiş,
işini, aşını kaybetmiş kimseye şimdiye kadar birebir rastlamadım. Böyle
kimseler belki vardır, tepkilerini de anlarım.
Suriyeli mülteci miktarının yönetilmesini bahsi diğer olarak
görüyorum.
Ancak Suriyelilere tepki gösterenler tamamen tuzu kuru kesimler,
alerjilerinin nedeni “ırkçı” ve “İslamofobik” refleksleri oluyor.
Irkçılık Avrupa’dan Dünya’ya yayılan ölümcül bir pandemidir.
Suriyelilere tepki ideolojik temellere dayanıyor. Bu
ideoloji sahiplerinin bir partileri bile var.
Olaya şuradan bakmak gerekiyor:
“Türkçülüğü” ilk kuranlar, Dünya’da ilk Türkçüler Herman
Vanbery ve Leon Cohen nam iki Yahudi’dir. İlk Arapçı ise Michell Eflak isimli bir
başka Yahudi’dir.
Bu bir rastlantı mıdır?
Türklerin “Türkçü”, Arapların “Arapçı” olmaları, Yahudileri
neden böylesine ilgilendirmiştir?
Hermann Vanbery ve Leon Cohen Türklere ve Türklüğe gerçekten
bayılmakta mıydılar?
Tarihte ilk Türkçüler ve ilk Arapçı neden başka bir milletten
değil de Yahudilerden çıkmıştır?
Bu bir tesadüf müdür?
Bugünkü “Arap nefreti yüklü” kesimlerimiz Hermann
Vanbery ve Leon Cohen’in meyveleridirler.
Yahudiler Türklere böylesine tutkun, vurgun, hayran
idiyseler, neden Çanakkale Harbi’nde İngiltere saflarında Türklere karşı
savaşmışlardır?
2000 yıl aradan sonra 657 kişilik ilk askeri birliklerini
kurarak Çanakkale’de Türklere karşı savaşan bu “Siyon Katır Birliği”
nden bizim “Arap Düşmanı” “Resmi Tarih” neden tek kelime
bahsetmez?
Filistin Cephesi’ nde son Türk askerleri Kudüs’ten çekilirlerken
onlara son darbeyi indiren Yarbay Patterson komutasındaki yine Siyon Katır
Birliği idi.
Bizim resmi tarih bundan da tek satır bahsetmez.
Bizim son yüz yıl nesillerimiz Arap Düşmanlığı ve İslamofobi
ile yoğruldular.
Araplar arkadan vurdu masalları ile büyütüldüler.
Arkadan vuran Araplar var mıydı?
Evet vardı!
Peki Türklerin yanında duran Araplar yok muydu?
Kahir ekseriyetteydiler!
Peki Araplar bizi arkadan vurdular da Çanakkale’de 300.000
Türk öldüren İngilizler neremizden vurdular?
İngilizler bir çırpıda affediliyor, İngilizlere çıt
çıkmıyor, lakin Arap nefreti bir türlü dinmek bilmiyor.
Bodrum’da Marmaris’te İngilizler ev alınca böbürleniyor, “İngilizler
bizi beğendi, evlerimizi aldılar” havalarına giriliyor, Araplar ev alınca kendimizi
aşağılanmış sayıyor, “Ülke satılıyor” oluyoruz.
Çanakkale Savaşı’ndan on yıl sonra, İstanbul’u beyazlara
boyayarak, Yalçın Küçük2ün tabiri ile İstanbul’a bir nevi gelinlikler
giydirerek 300.000 şehidimizin katili İngiliz Donanması’nı, 1929’da İstanbul’da
alâyı valâ ile ağırlayanlar, şimdilerde sokaklarda Arap kovalıyorlar.
Arapça levhalara çılgınca saldıranların en ücra köşelere
kadar yayılan Haute Cauture, Baker, Flover Shop, Baby Shop, Exit, Towers
levhalarına gıkları çıkamıyor.
Her Türk ailesinden bir ferdin bir Rus tarafından şehit
edildiği tarihi gerçeklik iken Putin’e bile futbol sahalarında ilan-ı aşk ediliyor
lâkin Arap düşmanlığından asla geri adım atılmıyor.
Bizi bu günlere getiren yolların kaldırımlarını hangi eller
döşediler?
Buhara, Semerkant, Taşkent’ten Orta Asya Müslümanlarının Milli
Mücadele” ye destek için gönderdikleri yardımlar, Lenin’in kesintisinden sonra
ancak bize ulaşırken ismi “Rus Yardımı” oluverdi.
Arap nefreti dolu olanlar bu “Rus Yardımı” yla(!) garibim
Türk halkına hala hava atarlar.
Ruslara minnettar, Buhara Müslümanlarına ise “Fransız” dırlar.
Milli Mücadele’ye Hint Müslümanları parmaklarındaki
yüzükler, kulaklarındaki küpelerle destek vermişlerken, “Arap
Nefretzedeleri” İslam Dünyası’na “İslamofobik” işgalci Yunanlılara “Yunanofil”lerdir.
Her yaz Yunan adalarına tatile koştururlar. Emeklileri Rodos’a yerleşirler.
Bu insanlar nerden peyda oldular?
Türkiye, tarihinden, coğrafyasından, vicdanından,
maneviyatından koparılmış bir akvaryum nesli yetiştirdi.
Bu akvaryum nesil, “Batı” nın en büyük zaferidir.