Dolar (USD)
34.57
Euro (EUR)
36.00
Gram Altın
3017.21
BIST 100
9549.89
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
03 Ekim 2018

Suriyeli muhacirler imtihanımızdır

Rabbinin yol göstericiliği ile toplumunu tevhide çağıran İbrahim’i (as) Nemrud’un ateşi de engelleyememişti.

Allah (cc) İbrahim’e kurulan tuzağı bozduktan sonra, “Bütün milletler için mübarek kılınan yer”[1] dediği Filistin’e ulaştırır. Böylece İbrahim (as) beraberindekilerle Harran’dan muvahhidlerin yurdu olan Filistin’e hicret eder.

Musa (as), Firavun’un baskılarından kurtardığı İsrailoğullarını alıp “Kullarımla birlikte geceleyin yola çık… yetişirler diye endişelenme, korkma”[2] emrince Mısır’dan çöle hicret eder.

Son Peygamber Muhammed Mustafa (sav) akrabası olan Mekkelileri 14 yıl boyunca İslam’a davet etti. Mekke ekabirleri iman etmedikleri gibi bir avuç mü’mine dayanılmaz zulümler ettiler ve onlar da Habeşistan’a hicret etmek zorunda kaldılar. 14 yılın sonunda Mekke’nin önde gelenleri Peygamberimizin (sav) katline karar verince Resul-i Ekrem (sav) Allah’tan aldığı buyruk gereği Medine’ye (Yesrib) hicret etti.

Tarih boyunca hakka çağıran, adalet ve hakkaniyet savunucusu olan fert ve topluluklar olmuştur. Bunlardan kimileri dayanılmaz zulümlerle karşılaşmışlardır. Bizim medeniyet havzamız bu manada “Hicret Diyarı”dır.

Daha geçtiğimiz asırda Ruslar yurdumuzun doğusunu işgal edince orada yaşayan herkesin yerinde yurdunda kalmaya devam ettiğini mi düşünüyorsunuz?

Keza yakın tarihlerde Bulgaristan’dan, Kırım, Kafkasya, Afganistan’dan, Bosna’dan, Irak’tan milletimizin engin yüreğine sığınan milyonlar biliriz ki, bu kadirşinas millet onlara yardım konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yerine getirmişti.

2011’de Esed’in ardı arkası kesilmeyen katliamlarından kurtulabilen Suriyeliler Türkiye’ye hicret etmek zorunda kaldılar. Suriye’de ekseriyeti sivil olan bir milyon insanın öldürüldüğünü göz önünde bulundurursak Suriyelilerin Türkiye’ye hicret etmekten başka çarelerinin olmadığını anlarız.

Burada önemli bir hususun altını çizmemizde fayda var:

Suriye’den ülkemize gelenler göçmen, kaçak değil, sığınmacı hiç değil; onlar muhacirdirler, yani onlar zulümden kurtulmak için ve geri dönmek niyetiyle buraya gelmek zorunda kalan kardeşlerimiz.

Burada bize onlara kucak açmak düştü, hamdolsun ki kahir ekseriyetle milletimiz Suriyeli muhacirlere karşı görevlerini bu milletin şanına yakışır şekilde yerine getirdi ve getirmeye devam ediyor.

Rabbimiz, muhacirlere ensar olanların öncülerinden övgüyle söz etmiştir.[3] Keza Peygamber (sav) ensarın göstermiş olduğu kadirşinaslığı pek çok kere takdir etmiş ve onlara dualarda bulunmuştur.

Bilmeliyiz ki bu hicrettir, her hicret bir imtihandır, samimiyet testidir. Hicret, geri dönmek üzere sevdiği diyarı terk etmektir.

Hicret, sadece yurdunu terk edenlerin imtihanı değil aynı zamanda muhacirlerin vardıkları yerin sakinlerinin de imtihanıdır. Bir milletin tarihteki duruşunu, mazlum ve mağdurlara tavrının belirlenmesidir hicret.

Her millet üstün meziyetlere sahip olduğunu iddia eder. Evet, her millet merhametli ve cömert olduğunu ileri sürer, lâkin sınanmadıkça; şefkat ve merhametini göstermedikçe ve bilhassa kendisinde olanı ihtiyaç duyduğu halde mağdura, muhacire, muhtaca hiçbir şekilde başa kakmadan ikramda bulunmadığı sürece iddiası havada kalır.

Aramızda Suriyeliler üzerinden ülkede huzursuzluk çıkarmak isteyenlerin kasıtlı ve planlı bir şekilde çalıştıklarını da görüyoruz.

Hemen hemen her gün, “Suriyelilerle yaşanan kavga…” başlıklı manşetler görüyor kahroluyoruz. Elbette ki gelen Suriyeliler arasında kötü niyetli olanı, terör eylemleri gerçekleştirmek amacı taşıyanları, zevkine gelenleri vardır. Ancak gelen 4 milyona yakın Suriyeli arasında parmakla sayılacak kadar kötü niyetlinin varlığı bizi kardeş ve muhacir Suriyelilere kem gözle bakmamıza gerekçe olamaz, olmamalıdır.


[1] Enbiya/71

[2] Taha/77.

[3] Tevbe/100.