Dolar (USD)
32.47
Euro (EUR)
34.73
Gram Altın
2440.77
BIST 100
9915.62
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

15 Temmuz 2016

Suriyeli çocuklar yarın ne olacak?

"Bu sığınmacılar geldiğinden bu yana memlekette huzur kalmadı. Dilencilik, hırsızlık, fuhuş dahil her şeyi yapıyorlar. Bunların yüzünden işsizlik arttı, kiralar arttı. Hem de pis kokuyorlaru2026"

Bu ve benzeri sahnelerin yaşandığı yer Türkiye değil, Suriye.

2005-2006 yıllarında Şam'da ve daha birçok şehirde Suriyeliler, ABD'nin işgalinden kaçarak Suriye'ye gelen Iraklı sığınmacılar için bu ve benzeri cümleleri kuruyordu.

Çok geçmedi Suriyelilerin kendisi daha beter vaziyete düştüler. Yersiz, yurtsuz, yuvasız, vatansız, babasız, evlatsız, kardeşsiz kaldılar.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı Suriyelilere vatandaşlık hakkı verileceğine yönelik açıklamasının ardından başlayan tartışmalar üzerine Suriyelilerden dinlediğim bu anekdotu hatırladım.

İstanbul'da gazetemizin binasına yakın bir yerde berber dükkanı açan Suriyelilerden.

Berberde çalışan üç kişiden biri Hasekeli, diğeri Musullu bir Kürt ve öbürü de Halepli bir Arap.

Üçü de ülkelerinde berberlik yapıyormuş.

'Muhabirimiz gelsin de öykünüzü ona anlatın haberleştirelim' deyince anında itiraz ettiler.

-'Aman abi yapma. Çalışma ruhsatımız yok, hem dükkanımız kapanır hem de işsiz kalırız' dediler.

Elinizde zanaatınız var neden korkuyorsunuz ki? Başka bir berberde çalışırsınız dedim.

Güldüler. 500'er lira aylıkla çalışmışlar zaten yıllarca. Sigorta da yok.

Aileleriyle birlikte bin 500 lira kira verdikleri bir apartmanın bodrum katındaki dairede kalıyorlar. "Tam 13 kişiyiz" dediler. Üç aile anca kirayı karşılayabiliyormuş.

***

Almanya'ya giden gurbetçilerimizin çift vatandaşlık alma mücadelesi yıllarca sürdü. Türkiye, bunun için bayağı diplomatik çaba gösterdi. Almanlar "entegre olamadılar diye vermedik" dediğinde biz bunun "Asimile olmadıkları için vermedik" anlamına geldiğini biliyorduk.

Almanlara çok kızdık.

Çünkü haklıydık. Yıllarca Alman ekonomisine hizmet etmiş Türklerin oy hakkından ve sosyal güvenlikten mahrum kalması çok saçmaydı çünkü.

***

Türkiye'deki 3 milyon Suriyelinin 1 milyondan fazlası çocuk. Türkiye'de doğan Suriyeli çocuk sayısı da 200 bine yaklaştı.

Türkiye'deki Suriyeli her 4 çocuktan 3'ü savaşta ailesinden birini kaybetmiş, yetim ve öksüzler.

Her 5 çocuktan 4'ü de muhakkak bir silahlı çatışmaya veya bombalamaya tanıklık etmiş.

Suriye'de yakın gelecekte işlerin normale döneceğine dair emareler yok.

Dolayısıyla ülkemizdeki Suriyeli çocukların, gençlerin gelecek beklentileri çok karanlık. Ne ülkelerine dönebiliyorlar ne de bu ülkede tutunabiliyorlar!

***

Bence vatandaşlık tartışmalarında gözden kaçırılan en büyük tehlike, bu travma geçirmiş çocukların yarın ne olacağı?

Bu çocukların vatandaşlığı olmadığı için dörtte üçü okula gitmiyor. Dolayısıyla Türkçe bilmeden sokaklarda, trafik ışıklarında, kaldırımlarda, parklarda dolaşıp insanları rahatsız edebiliyorlar.

Ve bu çocuklar biraz daha büyüdüğünde, dilini bilmedikleri, okulunda okumadıkları, iş hayatına atılamadıkları bir ülkede ne yapacak?

Oluşturdukları gettolarda kendi çetelerini kurarak kendi kurallarını işletecek olmaları hiç mi ihtimal dahilinde değildir?

Veya terör örgütleri bu çocukları 'insan kaynağı' olarak görmeyecek mi, kullanmayacak mı?

***

Baksanıza daha Suriye'de savaş başlamadan sürekli bize "Esed'le bağlantıyı kopar, diyalogu kes. Biz koalisyon olarak Esed'i vuracağız, sen de bize katıl!" diyen ABD'nin şimdiki haline.

Suriye PKK'sıyla omuz omuza sözde DAİŞ'le mücadele ediyorlar.

'Stratejik müttefikimiz', 'NATO dostumuz' Amerika, bir teröristi başka bir teröristle yok edip sonra da yoldaşlık yaptığı teröristi yok etmek için yeni bir terör örgütü aramayacak mı?

Taliban El Kaide'ye, El Kaide de DAİŞ'e nasıl dönüştü sanıyorsunuz?

Sistemin içine dahil edilmeyen her çocuk, gelecekte küresel güçlerin vekalet savaşlarının 'askerleri' olabilir!