Suriye'de Türkiye ne kaybetti
İran dini lideri Hameney ve Dışişleri
Bakanı Arakçi Suriye’deki Rafizi kesime Suriye’nin yeni yönetimine karşı
ayaklanın çağrısında bulunmasını müteakiben Suriye’nin 4 kentinde sokak
çatışmaları başladı. Üç gündür süren çatışmaların ardından Türkiyeli malumgiller
medyalarında zil takıp oynamaya başladılar.
Oh oh!
Biz demedik mi? İşte Türkiye çamura
saplandı şarkılarını koro-solu şeklinde dile getirmeye başladılar. Sanki
hepimiz Suriye artık güllük gülistanlık olacak, burada hiçbir aksilik
çıkmayacak demişiz de suçüstü yakalanmışız…
Bu daha başlangıç, daha sizin
fitnelerinizle Suriye pek çok suikasta, isyana sahne olacak fakat Suriyeliler
kendi kaderini tayin hakkını aldı, size kaptırmayacak.
Ama malumgillerin derdi başka;
Türkiye ne zaman Suriye'de
kaybedecek? Bütün dertleri bu: Türkiye bir an önce Suriye’de kaybetsin, batsın…
ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump
yani 20 Ocak’ta ikinci kez başkanlık koltuğuna oturacak olan ABD Başkanı
Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a övgüler yağdırdı. Trump, Suriye
konusunda bizim malumgillerin görmek istemediği, görüp de kabullenemedikleri bölge
gerçeklerini dile getirdi lakin bizim malumgiller “Ama 2018’de Trump Erdoğan’a ‘akıllı ol’ demişti” ile teselli
buluyorlar. Gelin önce Trump’ın ülkemize ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a övgülerini
okuyalım:
…Erdoğan iyi anlaştığım biri. Büyük bir askeri gücü var. Ve bu gücü
savaşlarda yıpranmadı. Çok güçlü ve etkili bir ordu kurdu… Suriye'de ilerleyen
güçlerin arkasında Türkiye'nin olmasının kendisi için sorun olmadığını belirten Trump,
‘Suriye'nin anahtarı Türkiye'nin elinde olacak. Bunu söyleyen kimseyi
duymamışsınızdır ama bu böyle…’
ABD Başkanı 4 yıl boyunca Türkiye'ye
böyle bakan bir başkan tarafından yönetilecek.
Peki, ABD’nin mevcut yönetimi konuya
nasıl bakıyor?
Geçtiğimiz günlerde Şam’a bir ziyaret
gerçekleştiren ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Barbara Leaf’ın söylediklerine
kulak verelim:
Türkiye’nin Suriye’deki rolü ve etkisi oldukça büyük…
Yani, ABD’nin eski yönetimi de yeni
yönetimi de Türkiye'nin bölgesindeki gücünü öpüp başına koymuş.
Ama Şebbiha gibi konuşlanıp Mustafa
Kemal’in askerleri olduklarını söyleyen malumgiller sanki bu gezegende hatta bu
galakside yaşamıyorlar.
Şimdi bizim iflah olmaz malumgilleri
dinleyelim de biraz gülelim:
Yanardağ gibi yanan kalbini
serinletmek isteyen biri kanalının ekranlarında:
Türkiye kaybetti, bakın göreceksiniz yakında Türkiye Suriye’den kaçacak, diyor ve “Suriye’deki Hapishanelerde işkenceler var, dediler, bir yer de
gösterdiler ama bir tek ceset gösteremedikleri için AFAD’ı gönderdiler” demeyi
ihmal etmiyor.
“Barış”,
diyen, “emek ve özgürlük” diyen, “insanca yaşam” sloganlarını ayakaltında çiğneyen vahşi kapitalizm hayranı SOLCUlarımız,
“Yeni bir İŞİD’e tahammülümüz yok!”
diyerek yaşadıkları ülke ve bölgenin ne kadar uzağında kaldıklarını
gösterdiler. Solcusu kapitalizm hayranı olan bir ülkede muhalefette kalite mi
olur? Asla!
Türkiye’deki Solcular, Marksistler,
Kemalistler bütünüyle İran’ist kesildiler. 80’li ve 90’lı yıllarda Türkiye’de
ABD gladyosunun, FETÖ’nün her eylemini Ayetullahlara bağlayan bu kesimlerin
Türkiye aleyhine İran’cı kesilmelerini ayrıca not edelim.
Ve böylelikle bir zamanlar dindarları
kastederek, “Mollalar İran’a”
sloganına maruz kalan insanların çocukları Kemalistlere, SOLCUlara, SAĞcı
İranistlere, “Alayınız İran’a” deme
hakkını elde ettiler ama derler mi bilmem!
Malumgillerden bir diğeri:
Milyonlarca Alevi Suriye’de tedirgin, korku içinde katliam bekliyor, diyor ve nasıl bir iblis olduğunu şu
cümlelerle anlatıyor:
Adana’da Aleviler yaşıyor, bunlar bugüne kadar sessiz kalmışlar ise bu,
onların Suriye’deki 5 milyon Alevi kardeşlerinin katliamlarına da sonsuza kadar
sessiz kalacakları anlamına gelmez çünkü Suriye’de kardeşleri katliama uğruyor.
Gördünüz mü eblehliği?
Tanıdınız mı şeytanın Türkiye
distribütörlüğünü?
Esed devrildi diye Türkiye'de
Sünni-Alevi çatışmasının taşlarını döşüyor iblis aleyhilaneh.
Suriye’deki başarıyı çekemeyen
malumgiller Esad güzellemeleri yapmaktan geri durmuyorlar:
Rusya ve İran asker gönderecekti ama Esad, kardeşkanının dökülmesini
istemediği için askerlerine silahları bırakın! emrini verdi, diyorlar. Bunlara bu yüzden mi
Esad’ınız bir milyon vatandaşını bombalarla katletti diyeceksiniz de bu cevaba
değmezler diye vazgeçiyorsunuz.
Mustafa Kemal’in Askerleriyiz, diyen
bir diğer kanalda, “Bölgedeki bütün pis
işleri Türkiye’ye verdiler” diyerek kazanımlarımızı pislemeye çalışıyorlar.
İsrail tanklarını Şam’ın kalbinde görmeyi çok istiyorum, diyen müptezel ise sık sık,
Türkiye’nin kaybeden olduğunu temenni
niyetiyle dile getirmekten bıkmıyor. Ama bir gerçek var ki Suriye’de Türkiye
düşmanlarını kaybetti…
Yalnız bunlar mı?
Dahası var hem de çok ama yerimiz
doldu. Ben bunların arşivini tuttum. Eğlenmek maksadıyla zaman zaman
malumgillerin bu çatlamalarını yazarız inşaallah.