Suriye'de normalleşme ve çözüm süreci başlıyor mu?
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaş süreci 11 yıldır devam ediyor. Çatışma içinden çıkılmaz bir hal aldı. Arap baharının rüzgârı Suriye ve küresel güçlerinin plan stratejilerini altüst etti.
Suriye 400 sene boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun bir
parçasıydı. 1920 yılında Fransız Mandası olarak başlayan Otokratik rejim,
Suriye halkının günümüzde yaşanan problemlerde en büyük paya sahip olduğunu
söylemek yanlış olmaz.
Yaşanan iç savaşın nedenleri ekonomik, siyasi, etnik ve
sosyal görünse de arka planda bölgesel ve küresel güçlerin hesapları ve
planları vardı. Özellikle hala üzerine kalıcı bir çözüm üretilememiş olması bu
hesap ve kitapların bitmemiş olmasıdır. Hem iç dinamikler hem de dış
dinamiklerle bir bütün olarak Suriye otokratik yönetimlerle, mezhep
çatışmalarıyla ve ekonomik zorluklarla dolu olan tarihinin yansımalarını sadece
iç siyasal konjonktürün bir sonucu olduğunu söylemek mümkün değildir.
Küresel ve bölgesel güçlerin iç savaşla beraber ülke
genelindeki rolleri artırmaya ve etkili
olmaya başladı. Bölgesel güçlerin başında özellikle Rusya ve İran’ın askeri güç
de dâhil olmak üzere pek çok açıdan rejimi desteklemesi Esed rejimini günümüze
dek ayakta tutmuştur. Bu durumda Amerika Birleşik Devletleri gibi çeşitli batı
devletlerinden gelen destek muhalifler için yeterli olmamıştır.
Son günlerde başta Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun
açıklamaları ve son olarak Sayın Erdoğan’dan Kiev dönüşü uçakta Suriye açılımı
mesajları:
???? Bizim Esed’i yenmek,
yenmemek gibi bir derdimiz yok ki.
???? Devletler arasında
hiçbir zaman siyasi diyalog veya diplomasi kesip atılamaz.
???? Suriye ile daha ileri
seviyede adımları temin etmemiz gerekiyor.
Bunları uzun zamandır duymak istediğimi itiraf etmeliyim.
Devletler de bitmeyecek diplomasi iletişimi ve diyaloğu olmalıdır. “Diplomasi,
gücün yumruğunu gizleyen kadife eldivendir.”
Türkiye’nin Suriye üzerinden geliştirdiği politika
Türkiye’ye azımsanmayacak bir bedel ödetti. Bu bedel siyasi , kültürel ve
sosyal olarak gittikçe büyüyen, her türlü provokasyona müsait hâle getirilen
mülteciler sorununa da çözüm olacağını diliyorum.
Bu süreçte eli
zayıflayan ve irade etkisini kaybeden Rusya olmuştur.
Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında Batı dünyasının Rusya’ya
ambargo üstüne ambargo uygulaması, prestij ve gücünü kaybetmesi masada artık
oyun kurucu aktör olma rolünü kaybettirmiş. Suriye’de normalleşme ve çözüm
süreçleri Türkiye’nin elini güçlendirecek. Türkiye’nin büyük düşünmesi
gerekiyor. Bunun için de Suriye’yle kalıcı, köklü ve uzun soluklu stratejiler
ve diyaloglar geliştirmesi gerekiyor.
Siyasetin altın sözü: “Dün Dündür Bugün Bugündür.''