Suriye'de Neler Oluyor?
Suriye’de
yeniden başlayan çatışmaları değerlendirmeden önce, her siyasi gelişmenin üç
dinamiğini hatırlatmak isterim. Bunlardan birincisi, yerel dinamikler,
ikincisi, bölgesel dinamikler ve üçüncüsü, küresel dinamiklerdir. Her siyasi
gelişme, mutlaka bu üç dinamikle ilgilidir. Bu dinamikleri göz önünde tutmadan
yapılan analizlerin çoğu ya hatalı ya da eksik taraflarının olacağını
düşünüyorum.
Dolayısıyla,
biz bu yazımızda Suriye’deki son gelişmeleri bu üç dinamik etrafında analiz
etmeye çalışacağız.
Birincisi,
yerel dinamikler açısından meseleye baktığımızda, Esat rejimi muhaliflerin
kontrol ettiği bölgeleri belli aralıklarla bombaladığını görüyorduk. Keza PKK
terör örgütünün Suriye uzantısı onlar gibi düşünmeyen Kürtler başta olmak
üzere, bölgede yaşayan herkese baskı yapıyordu. Suriye Milli ordusu için, böyle
bir operasyonu yapmasının yerel dinamiklerin gerekçeleri oluşmuştu.
Ancak
operasyonun zamanlaması ile ilgili olarak toplumda şöyle bir soru dolaşıyor: Hizbullah
ile İsrail arasında ateşkes sağlanmışken neden böyle bir operasyon yapıldı? Hizbullah ile İsrail
savaşırken olsaydı bu defa da ‘’arkadan bizi vurdular’’ propagandası yapılacaktı.
Onun için Suriye Milli Ordusu, bu operasyonu ateşkes sonrasına ertelemesinin
hesaplı hareket ettiklerini gösteriyor.
İkincisi,
bölgesel dinamikler açısından, Esad Rejiminin en zayıf olduğu bir dönem seçilmiştir. Çünkü Esed Rejimini
ayakta tutan iki güçten biri olan İran, zor bir süreçten geçiyor.Zira İran, Hizbullah’a
bile yeterince destek veremediğini Hizbullah’ın bazı mensuplarının
eleştirilerinden anlıyoruz. Esed’in diğer destekçisi Rusya ise,Ukrayna Savaşı ile
meşguldür.Demek ki Suriye Milli Ordusu, bu operasyonu bölgesel dinamikleri açısından
en uygun zaman olduğunu düşündü.
Üçüncüsü,
küresel dinamikler açısından, dünya politikalarını etkileme potansiyeli olan ülkelere
baktığımızda, ABD, Rusya, Avrupa Birliği ve Çin’i görürüz. ABD’nin mevcut yönetimi
geçici olduğu için, kalıcı kararları alacak durumda değil.Seçilmiş kadrolar
ise, Ocak’ta yönetimi devralacak.Bu nedenle Amerika, şu sıralar dıştan çok iç
politikayla meşguldür.
Rusya’nın
malum olduğu üzere başı Ukrayna savaşı ile dertte. Avrupa Birliği ise,
önümüzdeki süreçte Amerika ile ilişkilerin geleceğine odaklanmış durumdadır.
Ayrıca ciddi ekonomik sorunların yanısıra, aşırı sağcıların yükselişi gibi, bir
dizi problemle uğraşıyor.
Çin, ekonomik
merkezli bir dış politika izlediği için,siyasi meselelerden uzak durmaya
çalışıyor.Görüldüğü gibi, küresel dinamikler bakımından da doğru zaman
seçilmiş.Operasyonun ilk etabı başarılı görünse de her şey bitmiş değildir.
Önemli olan bu başarıyı sonuna kadar koruyabilmektir.
İngiltere,
ABD ve İsrail Suriye’deki son gelişmeleri planladıklarını sanmıyorum ama lehine
çevirmeye çalışacaklarından eminim. Esad Rejimi’nin zayıflaması veya devrilmesi
durumunda ‘’otorite boşluğu oluştu’’ bahanesiyle Suriye topraklarını işgal
etmeye çalışabilirler.
Suriye’de
neler oluyor? sorusunun net cevabı, Türkiye’nin normalleşmek için uzattığı eli
tutmayan Esad, şimdi ağır bir bedel ödüyor diye biliriz. Ancak İngiltere, ABD
ve İsrail gelişmeleri lehine çevirmek için şuan hummalı çalıştıklarını tahmin
etmek zor değildir. Her zaman vurguladığımız gibi mesele ciddi ve derindir!