Suriye'de Bayram
Sadece Suriye’de bayram
kutlanmadı pazar günü. Başta Türkiye olmak üzere bütün İslam âlemi bu coşkuyu birlikte
yaşadı ve saadeti yüreğinde hissetti. Şükürler olsun. Suriye’de 61 yıldan beri
devam eden ırkçı, sosyalist ve faşist Baas Rejimi çöktü, 54 yıllık Esat Ailesi
tarihe gömüldü. Yüzbinlerce Müslüman vatandaşını katleden, milyonlarca Suriyeli
kardeşimizi mülteci hâle düşüren zalim Beşşar Esad kaçtı ve kendisini himaye
eden Rusya’ya rezil bir şekilde sığındı.
Pazar günü Fatih’teki
evimizden çıktım. Otobüs durağına geldiğimde mahşeri kalabalığı gördüm.
Suriyeli kardeşlerimizin oluşturduğu büyük kalabalık, caddeleri doldurmuştu. Ellerinde
Türk ve yeni Suriye bayrağıyla gösteri yapıyorlardı. Fatih Camii avlusu ve
çevresi, ana baba günü gibiydi. Sadece İstanbul’da değil Türkiye’nin birçok
şehrinde yaşayan Suriyeliler çok mutlu. Ülkelerine dönmeye başlarken
Türkiye’ye, Cumhurbaşkanımıza candan teşekkür ediyorlar.
Önemli filmleri
seyircilerle buluşturan TRT, “Kardeşim İçin Der’a” eserini, önceki akşam seyirciyle
yeniden buluşturdu. Filmde eski Suriye rejiminde Müslüman halka yapılan zulüm
anlatılıyor. 2011 yılının Mart ayında Suriye’nin güneyindeki Der’a şehrinde
kanlı ve baskıcı Baas rejiminin aleyhine duvar yazıları yazan çocukların tutuklanması
sonrası gelişen olayların hikâyesi anlatılıyor. Yönetmen Murat Ondul’un çektiği
film, Suriye’de halkın diktatör Esad’a karşı ilk kutsal isyanını ve direniş
gücünü anlatıyor. Başrollerde Cem Uçan, İlker Kızmaz ve Mehmet Çevik’in başarılı
oyunculuğunu görüyoruz.
Suriyelilerin bir an
önce toparlanıp yaralarını sarması ve yeni devletini kurması için dua ediyoruz.
Rabbim yâr ve yardımcıları olsun. Türkiye elinden gelen güçlü desteği yapıyor.
Diğer bütün İslam ülkeleri de büyük bir badire atlatan Suriye’deki yeni
yönetime yardımcı olmalıdır. Yenilen sadece Esat değil. Onu destekleyen Rusya
ve İran da büyük darbe yemiştir. Dünyanın ve bölgenin kötülük odağı ABD ve
uşağı İsrail terör örgütü de PKK-PYD ile birlikte mağlup olmuştur. İslam
kardeşliği tam kavranıp hakkı verildiğinde bölgeyi istila ve işgal eden bütün
emperyalist ülkeler tek tek kaçıp gidecektir.
Büyük devletler sadece
askerî ve maddi güçle ayakta durmaz. Manevi değerlere de muhtaçtır. Bu moral üstünlüğünü
elde etmek ancak ilim, sanat, kültür, medeniyet ve inanç değerleriyle
mümkündür. Ülkemizde bu alanda son yıllarda çok güzel gelişmeler gözleniyor. Gençliğimiz,
ellerinde kitap ve bilgisayarla yüksek hedefe ilerliyor.
Genel Merkezi
Eyüpsultan’da bulunan ve Türkiye’nin birçok şehrinde şubeler kuran Yeni Dünya
Vakfı’nda pazar günleri “Eyüpsultan’ın Ebedî Sakinleri” programlarını
düzenliyoruz. Sonsuzluk âlemine göç etmiş abide şahsiyetlerimizi anıyor ve
anlamaya çalışıyoruz. Adı geçen şahsiyetlerin eserleri, dinleyicilere hediye
ediliyor. Necip Fazıl ile başlamıştık. Pazar günü büyük İslam âlimi ve Kur’an
mütercimi Hasan Basri Çantay’ı rahmetle yâd ettik.
Esenler Belediyesi’nin
düzenlediği “Edebiyat Durağı” programlarında da davet edilen şair veya yazarın
bir eseri bütün dinleyicilere armağan ediliyor. Sohbeti takip eden dinleyiciler
daha sonra konuk edebiyatçıya bu kitapları imzalatıyor. Yaşanan, bir şölen!
Geçen hafta serhat
şehrimiz Edirne’ye gittim. Üç ayrı okulda Safiye Erol’a dair konuştum. Ciğerdelen yazarımızı yetişkin hemşehrileri
çok özlemişti. Gençler ise yeni tanıdıkları ve sevdikleri rahmetli romancıya
dair toplantılara ilgi gösterdiler. Safiye
Erol kitabımı onlara imzaladım. Edirne’de bir “Safiye Erol Rüzgârı” esti.
Genel Başkanlığı’nı İbrahim
Beşinci’nin yaptığı TÜGVA’da kültür ve sanata giderek daha çok önem veriliyor. Bu
kıymetli faaliyetlerden birisi de “Zamansız Okumalar”dır. Mütefekkir yazarlarımızın
seçkin eserleri önceden okunuyor sonra da vakfın genel merkezinde ele alınıp
tahlil ediliyor. Geçen hafta merhum Sezai Karakoç’un Diriliş Neşlinin Âmentüsü adlı eserini, Saadettin Acar ile
konuştuk. Karakoç’un en yakın talebelerinden olan Acar, üstada dair önemli tespitlerini
aktardı. Diriliş Neslinin Âmentüsü’nü
anlattı. Bu programlar, üstat Necip Fazıl’ın Çöle İnen Nur isimli eseriyle devam edecek. Güllü Buzunoğlu’nun Genel
Yayın Yönetmeni olduğu Özçekim
dergisi, gençlerin değerli yazılarıyla okurun önüne çıktı. TÜGVA’nın Şehitlerimize Rahmet Filistin’e Destek
İsrail’e Lanet albümü ise her evdeki ve işyerindeki kütüphanelerde
bulunmalıdır.
Kitap merkezli büyük
medeniyetimizi keşfettik. Ruhumuzu yeniden ihya, inşa ve imar ediyoruz. Bu
uyanış ve diriliş hareketi, Suriye’ye, hatta bütün İslam âlemine örnek
olacaktır. Sezai Karakoç’u okuyacağız ve uyarılarına kulak vereceğiz: “Evet,
biz diriliş erleri, Son Peygamberin Sancağı altına sığınıyoruz. Bu sancağın
yere düşmemesi görevimizdir, varoluş hikmetimizdir. Bu sancak, Allah’a inanma
sancağıdır. Bu sancak, insanın putların önünde eğilmemesi, onları yerle bir
etmesi, insanın insan veya eşya önünde ezgince ve alçalarak baş eğmesine sebep
olan köleliği ortadan kaldırıcı, insanı gerçek özgürlüğe ve teslimiyete ulaştırıcı
hakikat sancağıdır.”