Dolar (USD)
35.19
Euro (EUR)
36.61
Gram Altın
2956.95
BIST 100
9718.03
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
20 Aralık 2024

​Suriye İkinci Bir Afganistan Olmamalı

Belirsizliğin ve kaosa dönüşme ihtimalinin yüksek olduğu bir Suriye’de iç savaşın gelebileceği aşama veya Suriye’nin istikrarı üzerinde düşünmenin anlamsızlaştığı bir dönem ile karşı karşıyayız.

Bir iç savaşın sonuçlarını az çok tahmin eden bölge ve komşu ülkelerinin tüm olanlara kayıtsız kalma gibi bir lüksleri artık yok.

Yıllardır Suriye meselesi, Türkiye’nin terörle mücadele çerçevesinde PKK/PYD’ye karşı yürüttüğü operasyonlar, İsrail’in hava saldırıları, Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönmelerine ilişkin tartışmalar çerçevesinde gündemimizdeydi.

Sahnenin ön perdesi bölgeyi kontrol eden dört yerel aktörün kendi bölgelerinde güçlerini konsolide etme girişimlerine yönelme olarak lanse edilse de durumun hiç de öyle olmadığı apaçık ortada.

2019 yılından itibaren HTŞ’nin lideri Ebu Muhammed Culani, önce ılımlı muhalifleri, sonra El Kaidecileri devre dışı bıraktı. Sonra kendi içine döndü ve HTŞ içinde kendisine alternatif olabilecek isimleri teker teker sahneden sildi. Bugün HTŞ İdlib’de 2800 km²’lik bir alanı kontrol ediyor ve 20 binden fazla doğrudan kendisine bağlı militana sahip.

Bugün itibariyle gelinen noktada Dünya Gıda Programı’nın verilerine göre Suriye’de gıda maddelerine erişim sorunu yaşayanların sayısı 12.9 milyon, açlık tehlikesinde olan nüfus ise 2.6 milyon.

BM İnsani Yardım Koordinasyonu Ofisi’nin verilerine göre 2024 Ocak ayından itibaren kamplarda ve geçici yerleşim yerlerinde yaşayanların büyük bir gıda problemiyle karşılaşması olasılığı çok yüksek. Bunun sonucunda oluşabilecek bir göç dalgasının en olası rotası Türkiye olacaktır.

Ekonomik krizin 2024’te ağır toplumsal sonuçlar üretmesi mümkün olacaktır.

2023 sonlarında daha çok Suriye ayaklanmasına da katılmamış bir grup olan Durzilerin yaşadığı Süveyda’da başlayan gösteriler pek dikkat çekmedi. Fakat dikkat edilirse oradan yayılan tepki federalist veya ayrılıkçı hale dönüşebilecek sinyaller barındırıyor. Oluşacak iç çatışmalar, ülkeyi uzun sürecek çatışmaların eşiğine getirebilir.

PYD’nin “toplum sözleşmesi” girişimi, İran ile ABD arasında Suriye topraklarında gerçekleşen düşük yoğunluklu çatışma, İdlib’de HTŞ’nin iç hesaplaşmalar sonucu karşılaştığı karmaşa ve son olarak ekonomik krizi başka bir gündem yaratarak perdeleme isteği gibi faktörler ciddi siyasi istikrarsızlıklar doğuracak etkenlerdir.

Bu siyasi istikrarsızlık sonucu muhtemel bir nüfus hareketliliğinde insanlar Türkiye’ye veya Suriye Geçici Hükümeti’nin kontrolündeki bölgelere ilerlemeye başlayacaklar. Bu durumda karşılaşılacak sorun yumağının altından Geçici Hükümetin tek başına kalkması mucize olur.

Bu olasılığın gerçekleşmesi Suriye Geçici Hükümeti’ni politik olarakta bir kaos ve çıkmazın içerisine sokabilir.

Bununla beraber oluşabilecek iç çatışmalar Suriye’yi uçtan uca bir güvensizlik hattına dönüştürebilir.

Gazze-Lübnan-Suriye ve neredeyse İran’ın kapısına kadar gidecek olan mevcut proje ile ABD-İsrail ortaklığı; çatışma merkezini tekrar Orta Doğu’ya getireceği muhakkaktır.

Savaşın Suriye üzerinden İran’ın burnunun dibine kadar gelmesi bölgenin Irak ve Lübnan gibi yeniden bir muharebe sahasına dönüşüp bölgede ikinci bir Afganistan’ın oluşması kaçınılmaz olacaktır.