Dolar (USD)
32.51
Euro (EUR)
34.63
Gram Altın
2497.49
BIST 100
9693.46
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

18 Mart 2023

Suriye direnişi 12 yaşında

16 Mart 2011’de Despotik Baasçı Esed iktidarının zulümlerine karşı başlayan Suriye Halk direnişi 12. yılına girdi. Savaşın ilk yıllarında direniş çok büyük ilerlemeler gösterince, devreye dış güçler girdi. Önce 2013 yılında İran, Lübnan Hizbullah’ı ve sonrasında 2015’te Rusya alenen Esed yanında yer almakla kalmadı; halk direnişini acımasızca bastırmanın vurucu gücünü bu yapılar üstlendi. Yüz binlerce Suriyeli hayatını kaybetti ve milyonlarcası da yurtlarından savrulup atıldı. Rejim, sarin gazı dahil kimyasal ve biyolojik silahlar kullanmakta sakınca görmedi; acımasızca sivilleri hedef aldı. Seküler Kürt gruplarını ABD destekledi ve geniş petrol yataklarına çöktü. Çin bile direniş saflarında yer alan Türkistanlı mücahitleri “avlamak” için bölgeye birlikler gönderdi. Donald Trump’ın defalarca eski başkan Barrack Obama'nın kurduğunu söylediği IŞİD/DAEŞ, Suriye direnişini zehirledi. Farklı direniş gruplarının liderlerine suikast düzenleyen, Müslümanların elindeki toprakları silah gücüyle alıp PYD/YPG/PKK unsurlarına altın tepsiyle hediye eden bu gücün arkasında Amerika vardı. Bölgede işi biten DAEŞ unsurlarını uçaklarla Afganistan’a taşıyan ve oralardaki istikrarı hedef alan da açık bir şekilde ABD olmuştu. 2016 yılında Türkiye bölgeye Fırat Kalkanı Harekâtı ile müdahale ederek siviller için kalkan görevi üstlendi.

Tüm bu yıllar boyunca Türkiye’de bölgeye bakış farklılıklar gösterdi. Gerek iktidar gerekse de İslami yapıların pek çoğu ilk aylardan bugüne kadar Suriye halk direnişinin yanında yer aldı. Bununla birlikte direnişi Amerika’nın projesi olarak görme, Eesd’i de antiemperyalist bir pozisyonda görme duruşu bir kısım İslami yapılarda, Milli Görüş çizgisinde ve pek çok radikal sol ve mezhepçi gruplarda görünür oldu. Ülkemizin kanaat önderlerinden biri olma vasfını uzun yıllar taşıyan Atasoy Müftüoğlu 2015 yılında İktibas dergisinde şöyle yazmıştı:

“Suriye’de Baas Rejimine karşı mücadele eden, Suriye muhalefetinin, Amerika tarafından örgütlendiği, silahlandırıldığı çok açık ve net olduğu halde, Suriye’de savaşın sürdürülmesinin Amerika ve İsrail çıkarına olduğu için durdurulmadığı bilindiği halde, Suriye konusunda Türkiye’nin emperyal/küresel çıkarlara alet edildiği, İran’ın ise bu çıkarlara alet edilmeyi reddettiği bilindiği halde, bugün maruz kaldığımız algı savaşları sebebiyle, emperyal oyunların/yorumların/değerlendirmelerin yanında yer alıyor, bu oyunlara karşı dikkatli olunması gerektiğini söyleyenleri çok ucuz bir biçimde Baasçılıkla suçlayabiliyoruz.” ( Atasoy Müftüoğlu, Varoluşsal Bütünlüğe Yabancılaşıyoruz, İktibas, Ocak 2015, sayı 433)

Suriye direnişinin Amerika tarafından örgütlenip finanse edildiği iddiası Müslümanlar tarafından hep reddedilse de zaman içinde direnişin haklılığı ayan beyan ortaya çıktı. Amerika, Suriye’nin kuzeyindeki binlerce kilometre karelik alanı armağan ettiği seküler Kürtleri binlerce tır silahla donatarak elinde bulundurduğu geniş petrol kuyularını korumaya devam ediyor. Türkiye’nin emperyalist çıkarlara alet olduğunu iddia edenler Erdoğan iktidarının antiemperyalist duruşunu defalarca göstermesine rağmen, görmemezlikten gelmeye devam ediyorlar. İran’ı emperyalist çıkarlara alet olmayı reddettiğini iddia edenler, İran’ın Suriye’de Rusya’nın çıkarlarına alet olduğunu söylemeye cesaret edemiyorlar. Ukrayna’da sivil katliamlara imza atan Rusya’ya, silahlı insansız hava aracı, intihar dronları ve füzeler sevk eden İran’ı, Putin’in emperyal çıkarlarına alet olduğu yönünde eleştirebildiler mi? Elbette hayır! Aynı İran’ın Azerbaycan-Ermenistan savaşında açıkça Ermenistan yanlısı tutum almasını eleştirdiler mi? Elbette hayır! Türkiye’ye karşı anlamsız hasmane tutum sergileyen ve düşmanlarla iş birliği içinde olan İran’ı eleştirdiler mi? Elbette hayır! Türkiye’yi yüksek perdeden eleştirenlerin İran’ı fısıltıyla bile ancak eleştirebildikleri bilindiği halde bu insanların sürece tarafsız ve adilane yaklaştıkları söylenebilir mi? Elbette hayır!

Suriye direnişi İdlib şehrine, Fırat Kalkanı bölgesine sıkışmış olsa da direnmeye ve varlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. Direnişin yıldönümünde sahaya inen binlerce Suriyeli "Biz hak sahibiyiz. Biz dava sahibiyiz. Biz özgürlük istedik. Onurlu yaşam istedik. Taleplerimizden vazgeçmeyeceğiz." ve "Acılara, zulme ve 12 yıldır depremler gibi etkisi olan saldırılara dayanan bu halk, rejime karşı mücadeleye devam edecek." derken pozisyonlarının değişmediğini kamuoyuna deklare ediyorlar. 12 yıl boyunca Türkiye’nin desteği ile zalim bir iktidara ve onu destekleyen İran’a, Hizbullah’a, Rusya’ya, Çin’e, Amerika ve destekçilerine karşı direnen Suriye direnişinin yanında, emperyalistlerin ve taşeronlarının karşısındayız.