Sulusaray depremi
Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 18.04.2024 tarihinde 5.6 büyüklüğünde bir deprem oldu. Deprem gerçeği ile bir kez daha yüzleştik. Bir kez daha hayat ile ölüm arasındaki görünmez sınırı hissettik. Bir kez daha insanın acziyetine şahit olduk. Bir kez daha oturduğumuz evlerin depreme dayanıklılığını gündeme getirdik. Her afette olduğu gibi devletin gücünü burada da gördük. Allah korusun!
En başta söyleyelim, bu depremde can kaybımız yok. Tesellimiz bu. Evlerde, camilerde ve ahırlarda hasarlar var. Yüzeye yakın bir deprem için bu hasarlar normal. Depremin kısa sürmesi sebebiyle hasar az, can kaybı yok, diyebiliriz. Evet, depremin büyüklüğü geçen yıl yaşadığımız depremlere oranla küçük ancak Sulusaray depreminin yüzeye yakın olması etkisini fazlasıyla hissettirdi. Bir de kısa sürmesi olası büyük tehlikeyi önledi. Depremin etkisi Tokat merkezde ve çevre illerde de oldukça hissedildi. Bilhassa Tokat merkezde halk korkuyla sokaklara, parklara çıktı. Uzun süre evlere girilmedi.
Deprem ülkesiyiz. Bu gerçeği bilerek bir hayat kurmalıyız. Şehirler depreme göre inşa edilmeli. Özellikle fay hattının olduğu yerlerde yapılaşma varsa buralardaki binalar incelenmeli. Eğer yapılaşma yoksa fay hattı üzerine inşaatlar yapılmamalı. Deprem öldürmez, dayanıksız binalar, tedbirsizlik öldürür, denilir. Bu sözü hepimiz ezberledik, bunca canımız gitti ama yine de deprem konusunda hazırlıklı değiliz.
Yeni yerleşim yerleri belirlenirken depreme göre imar alanlarının açılmasına dikkat ediyor muyuz? Kat sayısına dikkat ediliyor mu? Özellikle belediyeler bu konuda çok dikkatli olmak zorunda. Ancak inşaat konusunda herkesin aşırı zaafı var. Çünkü kısa yoldan zengin olanlar inşaatçı. Son zamanlardaki zenginler müteahhit sınıfından çıkıyor. Bu kişiler aynı zamanda siyasetçi. Bu türden siyasetçiler etkili de olunca istedikleri alanları imara açabiliyorlar. Siyasetin yumuşak karnı olan bu sorun çözülmedi.
Biz sürekli deprem sonrasını tartışıyoruz. Depremin sebep olduğu yıkımları konuşuyoruz ama yıkıma deprem mi sebep oluyor yoksa dayanıksız, malzemeden çalınan binalar mı? İşte bu hassas konuyu çoğu zaman göz ardı ediyoruz. Bina yapılmaması gereken yere binalar yapılıyor. Park olması gereken yerler bina. Yüksek katlı binalar fazla. Deprem bölgelerinde buna dikkat edilmeli ama çok zengin olma hayaliyle siyaseti de aracı yapan müteahhitlere güç yetmiyor. Çünkü bunlar siyasetin finansmanını sağlıyor. Ülke bu sarmalın içinden nasıl çıkacak, bunu konuşmak lazım. Ancak biz yine çadırı, depremzedelere yardımı, barınmayı, acil desteği, Kızılay’ı, askeri, hükümeti vb. konuları konuşuyoruz.
Sulusaray depremi ile gördük ki devlet deprem konusunda hızlı ve tecrübeli. Öncü depremin olduğu geceden itibaren devlet tüm organlarıyla Sulusaray ve köylerinde idi. Zamanında müdahale edildi. Zaten öncü depremde bir yıkım olmadı. Sonrasında ise 5,6 büyüklüğünde bir deprem oldu. Bu depremde yıkımlar ve hasarlar vardı. Devletin tüm imkânları seferber edildi. Fazlasıyla gerekli yardım ve destek sağlandı. Çadırlar kuruldu, iaşe sağlandı. Hükümet ilgili tüm kurum ve kuruluşları bölgeye gönderdi. Tokat Valisi Numan Hatipoğlu’nun ekibiyle birlikte uyumadığını ve gece gündüz bölgede olduğunu biliyoruz. Yine Tokat Belediye Başkanı M.Kemal Yazıcıoğlu ve ekibi sahada idi. İlk geceden itibaren Tokat Belediyesi tüm imkânlarıyla bölgede idi, sıcak yemek ikramı yaptı. Bölge illerden gelen destekler de vardı. Birçok STK orada idi. AFAD deprem bölgesine anında intikal etti. Devletimiz ve ilgili birimler oldukça hassas ve faydalı bir çalışma yürüttü. Halkın endişesini ve korkusunu ortadan kaldırmaya yönelik çalışmalar yapıldı. Herkesi tebrik ediyoruz.
Benim de ailemin yaşadığı Sulusaray’dan biraz bahsetmek istiyorum. Tarihi bir ilçe. Burada kaplıcalar var. Turizm açısından değerlendirilmesi gereken küçük bir ilçe. Roma Dönemi eserleri çıkan kazı çalışmaları aralıklarla sürüyor. Deprem ile kameralara yansıyan görüntülerde buradaki yapıların ahşap ve kerpiçten olduğunu gördük. Sulusaray merkezde kazı çalışmaları olduğu için yeni bina yapılmıyor. Merkezde çoğu yer sit alanı durumunda. Yeni yerleşim yerleri ise hep tarım arazileri. Deprem ile gündeme gelen ilçede artık kentsel dönüşüm başlamalı. TOKİ buraya el atmalı.
Ülkemiz deprem ülkesidir. Tüm yetkililer, siyasiler bunu unutmamalı. Anadolu’da insanlar hâlâ kerpiç evlerde ömür sürüyor. Deprem bu acı gerçeği yansıttı. Ölümle gündeme gelmeyelim. Sosyal devletin gerekleri yapılmalı. Sulusaray depremi ile bir kez daha gördük, bu coğrafyada her an her afet kapımızda. Umarım gerekli ders alınmıştır. Bir kez daha gerekli desteği sağlayan herkese teşekkür ediyoruz.