Sultanın Ziyafetine davetlisiniz...

Değerli okurlarım, 30 gün boyunca, Ayların Sultanı Ramazanı ağırladık. Gözlemlerime göre, Bu yılki Ramazan ayını önceki Ramazanlar gibi yaşadık. Bunun nedeni, virüs salgınının etkilerinden kurtulmamızdır.

Yazının girişinde, tuttuğumuz oruçların, yaptığımız ibadetlerin, verdiğimiz sadaka ve zekatların kabul olması temennisinde bulunuyorum. İnşallah, önümüzdeki Ramazana da sağlık afiyet içinde kavuşuruz...

Şimdi sıra, Sultanın Ziyafetinden istifade etmeye geldi. Sizlere tavsiyem: Bu Ziyafetten istifade ederken kasmamanızdır. Çünkü, bu sofrada herhangi bir sınırlama yok...

Muhtaç olduğumuz iki gıda...

Efendim, sofranın menüsü, huzur ve mutluluktan oluşuyor. Bazen hayatın keşmekeşliği, insanı bu iki gıdaya muhtaç bırakıyor.

Biliyorsunuz, vesilesiz mutlu olmak mümkün olmuyor. Ancak, bu kural, sadece bayramlar için geçerli değil... Burada tek şart var... O da, bayramın atmosferine kendinizi kaptırmanızdır.

Tabi bunu yaparken de, Korona nedeniyle ötelediğimiz ritüelleri ihmal etmememiz gerekiyor.

Fırsatı kaçırmayalım...

Dostlarım, bayramlar bizlere huzurlu ve mutlu olma imkanı sağladığı gibi, küslerin barışmasına da vesile oluyor. Ben, şu üç günlük dünyada, bu fırsatı kaçırmayın derim.

Allah korusun... Küs olduklarımızla barışmak, bir daha ya nasip olur... Ya da olmaz...

Yol yatırımları meyvesini veriyor...

Değerli okurlar, yazıyı hazırlarken, kulağım haber kanallarındaydı. Acaba haberlerde, kaza haberi verilecek mi diye baktım.

Hamdolsun... Yazıyı Gazetenin mailine gönderinceye kadar, böyle bir haberle karşılaşmadım.

Ya .Eski Türkiye'de böyle miydi? Maalesef hayır... O Türkiye'de, can kaybını tekli rakamlarda kapattığımız, hiçbir Bayram tatili yaşanmadı.

Umarım, bu Bayram tatilini, hiç üzücü haber almadan tamamlarız. Ramazan Bayramınızı kutluyorum.