Süleyman Soylu ve Diyarbakır Anneleri
Diyarbakır analarının HDP’ye (PKK) karşı başlatmış olduğu ‘çocuklarımızı verin/getirin’ eylemi, 1. yılını geride bıraktı. Bana göre bugüne kadar PKK ile yapılan en etkili mücadele, Diyarbakır Annelerinin yaptığı mücadeledir.
Anneler bu cesur çıkışlarıyla, PKK ve
arkasındaki güçlere (ABD, Rusya, İsrail) adeta meydan okuyor.
PKK (HDP)’ya karşı çıkmak büyük bir cesaret
ister.
Elinde silah ve acımasız bir terör örgütü olan PKK, insanları çok kolay bir şekilde sindirebiliyor. Özellikle HAİN kavramı etrafında yapılan PKK propagandaları son derece etkili oluyor. Bu hain ve ihanet olgusu bugün de geçerliliğini koruyor. PKK (HDP), kendisini desteklemeyen hemen her Kürde Kürtlere İHANET eden hain damgasını, kolayca vuruyor. Ama kadınlar, özellikle de analarda HAİN damgası tutmuyor. Hiç kimse bir anaya hain diyemez. Dese de hain damgası analarda tutmaz. İşte bu gerçek, PKK (HDP)’yı çok zor durumda bırakıyor.
***
PKK’nın
şantajı
2011 yılında oğlu (Fuat Mehmetoğlu) PKK
tarafından kaçırılan Diyarbakır'ın Hazro
İlçesi'nin AK Partili Belediye Başkanı Fetullah Mehmetoğlu, 9 meclis üyesiyle
birlikte AK Parti’den istifa edip, DBP’ye (PKK) geçmişti. PKK, DBP’ye geçmesi
şartıyla oğlunu serbest bırakacağını açıklamıştı. PKK, belediye başkanına oğlu
üzerinden şantaj yapmış ve Diyarbakır’daki bütün belediyelerin PKK belediyesi
olmasını sağlamıştı.
***
Cesur çoğunluk stratejisi
Biz, 90’lı yıllardan
beri, (bizim adımıza kan döktüğünü iddia eden) PKK’ya: “Bizim adımıza
kan dökme, bizim için katl (öldürme) yapma” diyoruz.‘Cesur çoğunluk’ sloganı
da 2007 VAN bağımsız milletvekili adaylığım sırasında kullandığım seçim
sloganımdı. Bu sloganı, Kürtler içerisinden PKK’ya: “Benim adıma KAN
dökme, benim adıma öldürme (katl), silah bırak” diyecek cesur bir çoğunluğun
olması gerektiğini ifade etmek için kullanmıştık.
Bunun yolunun da kadınlardan (özellikle çocuğu PKK dağ
kadrosunda olan analar) geçtiğine inanıyordum. Diyarbakır anaları aynı zamanda
bunu da başardı.
***
Analar çocuklarını PKK’dan kurtarmalıdır
“Kürtlerden PKK'ya One
Minute … Galip İlhaner; PKK’nın ancak Kürt toplumunun baskısıyla dağdan
inebileceğini ifade ederek, ”Devletin çağrısıyla PKK teslim olmaz. PKK,
ancak Kürt Halkının baskısıyla, çocuğu örgütte olan anaların ya çocuğumu
istiyorum ya da teslim olun çağrısıyla dağdan inebilir. Kürt
Halkı’nın barışçıl iradesi PKK’yı dağdan indirebilir.” Ağustos 2011 tarihinde de
böyle demiştik. Yani önemli olan Kürtleri sürece katmaktır. Kürtlerin olmadığı
bir süreç başarıya ulaşamaz.
Kürt toplumunda kadın (namus) olgusu çok güçlüdür
Bizim mücadele ettiğimiz yıllarda PKK’ya
karşı bir mücadele vermek çok zordu. PKK devletten güçlü değildi. Ama, PKK; tek
parti dönemi CHP yönetimi, 12 Eylül, 90’lı yılların devleti gibi zalimdi. En
ufak bir eleştiriyi bile ölümle cezalandırıyordu. Hem dış güçlerle işbirliği
yapıyor hem devletinin yanında olan Kürtlere işbirlikçi diyerek Kürtleri hain
ilan ediyordu.
Geçmişten bugüne çok şeyler değişti. Özellikle çözüm süreciyle kazanılan Kürtler, PKK’ya karşı daha çok seslerini yükseltmeye başladı. Başta Erdoğan ve özellikle Süleyman Soylu’nun bu sürece katkısı büyük. PKK’ya (HDP) sesini yükseltebilen her Kürt, özellikle Süleyman Soylu’dan cesaret alıyor ve Soylu’ya güveniyor. Sahip kalmayacağını biliyor. Soylu’nun onun arkasında duracağına inanıyor. Bu çok önemlidir. Geçmişte Kürtlere böyle cesaret verebilecek bir devlet aklı, bir içişleri bakanı, bir bakan yoktu.
***
Süleyman
Soylu Kürtlerin düşmanı mı dostu mu?
PKK (HDP) sürekli Soylu’yu Kürtlerin düşmanı
olarak gösteriyor. Hemen her gün bu propagandayı yapıyor.
Çünkü Süleyman Soylu Kürtlerin güvenini ve
gönlünü kazanarak PKK (HDP) ile mücadele ediyor. Bu durum PKK’yı kahrediyor. Süleyman
Soylu Sabah Gazetesi’nden Mahmut Övür’e konuşmuş. Övür Soylu’nun dediklerini
köşesine taşımıştı.
Soylu: "Türkiye 40 yılı aşkın süredir terörle mücadele ediyor
ama son 10 yılında tarihinin en zorlu sınamasıyla karşı karşıya kaldı.
Bunu bütün dünya da biliyor ve susuyor. Hatta içinde yer
aldığımız Batı ittifakı bilmenin ötesinde motive ediyor, silah dahil
her türlü destek veriyor. Amaçları çok açık; Türkiye'yi
istikrarsızlaştırmak, geri bıraktırmak..." diyor ve sözü Diyarbakır
analarına getirerek: "Diyarbakır Anaları, terör örgütünün bölgede
oluşturduğu korku iklimine meydan okudu. Bu öyle bir meydan
okumaydı ki terör örgütü şaşkına döndü. Sivil uzantıları ne
yapacağını şaşırdı. Analarımız, bölgede derin bir zihniyet devriminin önünü
açtı. Dünyanın en cesur, en yürekli kadınları dünyaya şu mesajı verdi:
'Oy veriyorum ama seçtiğim iktidar, ya içeride bir darbeyle ya da bir
dış kuşatmayla engelleniyor. O zaman ben de sadece oy vermekle
yetinmem, eyleme geçer verdiğim oyun arkasında dururum" Tıpkı
15 Temmuz'daki gibi. Diyarbakırlı Anneler, siyasilerin bütün
ezberlerini bozdu. HDP, yıllarca kadını bir istismar aracı olarak
kullandı. CHP ve sol da buna sessiz kaldı. Bugün eğer terör örgütüne
katılım 34 kişiye inmiş, ikna ile gelen terörist sayısı son bir buçuk
yılda 400'ü asmışsa bunda Diyarbakır Anneleri'nin katkısı çok
büyüktür. Onlarsız bu mücadele eksik olurdu. Onlar Türkiye'nin
demokrasi, barış, kardeşlik ve kalkınma mücadelesinin en cesur ve
yürekli destekçileri. Onların önünde saygıyla eğiliyorum" diyor.
***
Süleyman
Soylu bir ‘Cesur Çoğunluk’ oluşturabilir
Yıllardır savunduğum; Kürtlerin içinden PKK’ya
(HDP) seslerini yükseltebilecek bir ‘Cesur Çoğunluk’ toplumunun oluşması
gerektiği düşüncem, böyle giderse gerçekleşecek. Süleyman Soylu’nun desteği ve
etkisiyle, Kürtlerin içinden bir ‘cesur çoğunluk’ çıkacak. Bu da PKK (HDP)’yı
marjinalleştirmek için yeterlidir. 2029 bitmeden PKK tıpkı devamı olduğu ASALA terör
örgütü gibi etkisiz ve marjinal bir örgüt haline gelecek. Bunun için de Türkiye,
İran, Irak, Suriye ve dünyadaki bütün Kürtleri Türkiye’ye bağlayacak PKK (HDP)
alternatifi hareketler şarttır.
Türkiye, dünyadaki bütün Kürtlerin koruyucusu ve devletidir. Dünyadaki bütün Kürtler Türkiye’nin vatandaşıdır.
Kürtleri PKK (HDP)’dan kurtarmaya çalışan
herkes Kürtlerin dostudur. Kürtleri PKK (HDP)’ya iten herkes Kürtlerin
düşmanıdır.
*
PKK,
2029’a kadar tamamen marjinalleşir
2023 ile birlikte hem Türkiye hem dünya büyük
bir sistem değişikliği yaşayacak.
PKK, 2023’ten sonra en fazla 5 yıllık bir
ömre sahiptir.
AK Parti iktidarı ile büyüyen Kürt çocukları,
şiddetsiz (PKK) bir Türkiye istiyor.
Kürt kadınları ve çocukları PKK (HDP)’yı
marjinalleştirecektir.