Suistimalleri önlemek lazım...
2020'nin başından bu yana, dünya virüs salgınıyla baş etmeye çalışıyor. Ne kadar aşıyla elimiz güçlense de, tehlike henüz geçmiş değil...
Kıymetli okurlarım, Çin'in Wuhan kenti'nden yayılmaya başlayan bu salgın, Toplumlara çok zarar verdi. Geride bıraktığımız süreçte, insanlar maddi manevi birçok kayba uğradılar.
Komplo teorileri tuttu...
Ben, komplo teorilerine inanan biri değilim... Ancak, şu ana kadar yaşadıklarımızdan edindiğim izlenim, virüs salgınını bir biyolojik savaş olarak görenlerin haklı çıktığı yönünde...
O komplo teorilerinde ne deniliyor? Virüsle dünya nüfusu azaltılmak isteniyor. Özellikle yaşlı kesim... Şimdi bu planlama gerçekleşmiyor mu?
Peki başka ne deniliyor? Virüsün etkileriyle, ülkelerin siyasetine yön vermeye çalışılacak... Özellikle ekonomi üzerinden... Bu da tutmadı mı?
Muhalefetin sergilediği siyasete bakmak yeterli...
Dediğime itirazı olan varsa, muhalefetin şu anda sergilediği siyasete bakıversin... Adamlar bütün söylemlerini ekonomi üzerine kurgulamış durumdalar.
Yatıp kalkıp, "batıyoruz,bitiyoruz,yok oluyoruz" diyorlar. İnanın, bunların felaket tellallığı yapmaktan başka işleri yok...
Sanki, ortada tüm dünyayı etkileyen bir salgın yokmuş gibi... Sanki, 2002'de AK Parti'ye dolu bir kasa bırakılmış gibi... Sanki, onca büyük yatırım yapılmamış gibi...
Felaket senaryoları gerçeği yansıtmıyor...
Kıymetli okurlar, muhalefetin ortaya koyduğu felaket senaryoları gerçeği yansıtmıyor. Çünkü bunların söylemleri temelsizdir.
Allah aşkına söyleyin, batan bir devlet, böyle kolay aşı tedariği yapabilir mi? Ayrıca, biten bir ülkenin ekonomisinde rekor büyüme gerçekleşir mi? Hem de şu salgın döneminde...
Ha şu salgın dönemini ranta çevirmek isteyenler yok mudur? Elbette vardır... İşte İktidarın görevi tamda burada başlar...
Denetimleri sıklaştırarak, gözünü para hırsı bürümüşlere vatandaşını ezdirmemektir. Sözün daha açığı, suistimalleri önlemektir.
Peki üreten ve satan kazanamayacak mı? Elbette kazanacak... Lakin, bu kazanç insaflı bir şekilde olacak... Hem insafsız bir kazanç bizim örf ve geleneklerimize uygun değil...
Hadi insafsız kazanca bir örnek vererek yazıyı bitireyim. Maskelerin hayatımıza girdiği dönemde, tanesini üç liraya, beş liraya alacağım bir maskeyi, geçen gün 0.20 kuruşa aldım.
