Dolar (USD)
35.18
Euro (EUR)
36.53
Gram Altın
2966.40
BIST 100
9724.5
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ağustos 2014

Sudbury Valley Okulu

Türkiye, ne yazık ki alternatif eğitim modelleri üzerinde ciddi manada kafa yormayan ülkelerin başında gelmektedir. Bilindiği gibi eğitim hala "milli" duygularla birlikte ele alınmaktadır. Devletin eğitim ve eğitim kurumları üzerindeki kontrol mekanizmaları da faal durumda. Kısacası devlet eğitimi başlı başına kontrol eden ve tekelinde tutan tek güçu2026 Bu yüzdendir ki Türkiye'de eğitim sistemi hala 1973 yılında o günün şartlarına ve hayat anlayışına dönük olarak hazırlanmış ve yürürlüğe sokulmuş olan 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu çerçevesinde bir anlayışla faaliyet göstermektedir. Bırakınız esnek eğitim modelleri üzerine proje üretmeyi zorunlu tek modelli eğitim sisteminin genel geçer bir eğitim modeli olduğu yönünde bir konsensüs sağlanmış gibidir. Oysa dünyada birbirinden çeşitli eğitim modellerini uygulayan farklı okul türlerini rastlamak mümkün. Örneğin bugün başta ABD olmak üzere 36 farklı ülkede faaliyet yürüten Sudbury Valley Okulları bunlardan sadece biri. Klasik eğitim anlayışının tamamen dışında farklı bir eğitim modeliyle karşımıza çıkan Sudbury Valley Okulları 1968 yılında Massachussets Eyaleti'nin Framingham şehrinde kurulmuştur.

Sudbury Valley Okulu'nun kuruculuğunu üstelenen Mimsy Sadofsky, Matt Hern'in Alternatif Eğitim adlı çalışmasında okulla ilgili doyurucu bilgiler vermektedir. Mimsy; "Bugün neden daha fazla sayıda insanın merakları doğrultusunda hareket etmesine imkan tanıyan okullarımız yok? Sorusuyla işe koyulduklarını anlatıyor. Bu bakımdan Sudbury Valley Okulun temel felsefesi, Aristo'nun "İnsanın doğasında merak vardır" sözüne dayanmaktadır. Çocuğun her yaşında doğuştan gelen yaratıcılığının ve merakının engellemeden, saptırılmadan doğalıyla yönünü bulmasına ve mümkün olan en az kısıtlamayla çevreyi özgürce keşfetmesine imkan tanımak bu okulların en temel özelliklerinden biri. Dolayısıyla okulda en ciddiye alına şey; oyun. Çocuklar okula bir şeyler öğrenmek için değil, o gün okula yaşamak için gidiyorlar. Belirli bir ders planının ve standart müfredatın olmadığı bu okullarda çocuklar neyi düşüneceklerini değil, nasıl düşüneceklerini öğreniyorlar. En önemlisi de okul yönetiminde aktif rol oynuyorlar. Çünkü Sudbury Valley Okulu haftada bir toplanan "Okul Encümeni" tarafından yönetilmektedir.

Okul Encümeni, okul çalışanları, idareciler ve öğrencilerden oluşmaktadır. Her öğrencinin ve okul çalışanının bir oy hakkı vardır ve alınan kararlar birlikte uygulanır. Okul Encümeni her yıl bir bütçe oluşturur ve buna titizlikle uyulur. Çünkü öğrencilerden düşük katkı payları istendiği için tutumlu davranmak ve gereksiz harcamalar yapmamak gerekir. Alınan kararlar çok çetin tartışmalar sonucu verilir. Bunlar o yıl hangi öğretmenlerin gitmesinden tutunda, hangi odada yemek yenileceği, nerede radyo dinleneceği ve hangi derslerin okutulacağına varana kadar bir yığın karar olabilir. Okul Encümeni alt çalışma gruplarına da ayrılmıştır. Örneğin Halkla İlişkiler Çalışma Grubu, Muhasebe Dökümantasyon, Bahçe İşleri ve Adli Komite gibi. Okul kurallarının ihlali durumunda da devreye giren bir alt komisyon vardır.

Sudbury Valley Okulu iki ayrı binada toplam 25 odadan oluşmaktadır. Yağmurlu kötü bir günde dahi yapılacak aktiviteler vardır. Okulda irili ufaklı birçok oda bulunur. Bu odalarda yemek odası veya solan gibi içinde yaşanılan yerler şeklinde tasarlanırlar. Birçok yerde koltuk, masa bulunur. Buralarda bir yandan oyunlar oynanır diğer taraftan da kitap okunur ve tartışmalar yapılır. Okulda fotoğraf laboratuarında çektikleri fotoğrafları tab etmeye ve basmaya çalışan öğrenciler vardır. Dans odasında matematik oyunları oynayan öğrencilere rastlamak mümkündür. Aynı şekilde ambardaki marangozhanede kitaplık yapmakla meşgul olan öğrenciler de vardır bazıları da bir yandan ortaçağ tarihi üzerine konuşurken diğer yandan da demir bir şövalye zırhı üzerine titiz bir çalışma yapıyordur. Müzik dinleyen, müzik yapmaya çalışan, rol yapma oyununa katılan ve kendi oyunlarını sahnelemeye hazırlanan çocuklar kendi aralarında çalışmalar yaparken bazıları da diğer tarafta cebir ve latince dersleri yapmaktadır. Okulda evde yaptığı kurabiyeleri satarak harçlığını çıkaran öğrencileri de bulabilirsiniz. Bu arada bazı öğrenciler de mutfakta pizza yada elmalı turta pişiriyordur vsu2026

Sudbury Valley Okulu'nun en önemli özelliklerinden biri de özgür tartışma ortamları ve iletişimdir. Bu okulda korkuya yer yoktur. Öğrencilere ciddi anlamda güvenilmektedir. Onlar da sorumluluklarının gereğini büyük bir ciddiyetle yerine getirmektedirler. Standart müfredatı ve yöntemi ile tek merkezden kumanda edilen dolayısıyla eğitimin sadece devlet eliyle verilmesinin en doğru seçenek olduğu yönünde yaygın bir anlayışın yer ettiğiTürkiye'de bu tür okullar size saçma gelebilir. Oysa gelmemeli. Türkiye'de de farklı okul türleri devreye girebilir. Bunda korkulacak bir şey yok. Ne var ki ülkede devlet, yıllardır okulla yollarını bir türlü ayıramıyor. Oysa gelinen noktada bu anlayışın artık terkedilmesi gerekmektedir. Evde eğitimden(homescooling), farklı eğitim modelleri ve okul türlerine varana kadar bilginin farklı sunuş biçimleri denenmelidir. Kısacası Türkiye geldiği noktada eğitime dönük bu katı/tekçi tutumundan bir an evvel vazgeçmelidir. Esnek eğitim modelleri üzerine projeler üretilmeli aynı zamanda bireyi özgürleştiren farklı eğitim modelleri de alabildiğine tartışılmalıdır. Bugüne kadar tekçi Kemalist eğitimden ne fayda gördük ki!

twitter.com/sivildemokrat