Dolar (USD)
35.21
Euro (EUR)
36.81
Gram Altın
2976.76
BIST 100
9724.97
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
10 May 2021

​Suç Bastırmak

İsrail kurulduğu günden beri mazlum sivillere karşı sistematik terör suçu işleyen bir terör devletidir. BM’deki beşli çetenin temizleme sistemi de artık Siyanist pisliklerinin üzerini örtmeye yetmemektedir.

Karanlıkta her türlü melaneti işleyen, aydınlıkta ise ehli haktan görünme politikası güden Siyonistlerin dünyanın Pandemi ile uğraştığı bir dönemde Filistinlilerin yalnız kalacağını, İslam dünyasından pek ses çıkmayacağını hesap ettikleri için Zulümlerine zulüm kattılar.

Hukuki bir oldu bitti ile Osmanlı döneminden beri Filistinlilerin ikamet ettiği Şeyh Cerrah Mahallesi’nde evlere Yahudileri yerleştirerek Mescid-i Aksa ile Müslüman mahallesi arasına bir set örmek için harekete geçti. Oturdukları evleri kaybetmek istemeyen Filistinlilere her türlü zulüm reva görüldü. İsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’ya girmesine mani olamayan Ürdün bile bu haksızlık karşısında elindeki belgeleri Filistinlilere vererek bu bölgenin Filistinlilerin olduğunu ispat etmeye çalıştı.

İsrail’in yaptığı bütün insan hakları ihlalleri, savaş suçları, soykırım ve insanlık suçları bugüne kadar BM’nin göstermelik ve yaptırımsız kalan kararlarının dışında ya görmezden gelinde veya kapatıldı. Mavi Marmara baskınında da Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne gitmekten kurtarıldı. Geçtiğimiz hafta Uluslararası İnsan Hakları Örgütü HRW yayınladığı raporda, İsrail’in Filistinlilere karşı sistematik bir soykırım yaptığını ilan etti.

Sözde ermeni soykırımına dört elle sarılarak Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışan sözde insan hakları savunucularının gözlerinin önünde olup biten soykırımı İsrail’in uyguladığı soykırımı meşrulaştırmak için girmedikleri kılık kalmadı. Beyaz Saray Basın sözcüsü Jen Psaki, "ABD yönetimi, her yıl insan hakların ilişkin kendi incelemesini yapıp bir rapor yayımlıyor. Dışişleri Bakanlığı asla böyle bir terminoloji kullanmadı. İsrail'in apartheid rejimi uygulayıp uygulamadığı sorusuna gelince, bu terminoloji bizim bakış açımızı yansıtmıyor." Yorumunu yaparak, İsrail’e uyguladığın soy kırıma devam et mesajını gönderdi.

İsrail Dışişleri Bakanlığı ise bu raporu "abes ve yalan" diye niteleyerek, HRW’yi "uzun zamandır İsrail karşıtı bir gündemle hareket etmek" ve "gerçeklerle ve olan bitenle hiç bir alakası olmayan" bir kampanya sürdürmekle suçladı.

HRW raporunda ifade edilen Apartheid terimi, 1948-1991 yılları arasında Güney Afrika’da, beyaz üstünlüğüne dayalı devlet yapısının siyah çoğunluğuna karşı yürüttüğü ve uluslararası hukukta insanlık suçu sayılan rejim için kullanılmıştı.

HRW raporunda, Filistinlilere, topraklarını, kaynaklarını, inşaat ruhsatlarını verilmesini, su ve elektrik gibi hizmetlerin sadece Yahudilere tahsisini bırakarak, seyahat yasağı da dahil bütün baskı ve ayrımcılıkları kaldırmasını istedi.

Tüm bu olup bitenler arasında BM’de cılız bir sesle Doğu Kudüs’teki Filistinlilerin zorla evlerinden çıkartılmalarına son vermesini istedi ve bunun bir “savaş suçu” olarak değerlendirebileceği uyarısında bulundu. BM, yıllardır yasadışı yerleşimler konusunda onlarca karar almasına rağmen bu kararı çiğneyen İsrail’e karşı yaptırım yapmamak için her türlü dümeni çeviriyor.

İsrail’de yolsuzluklar kralı olarak bilinen Netanyahu’nun partisinin sırf Filistinlilere karşı soykırım uyguladığı seçimlerden birinci çıkması siyasi kaosu durduramadı. Filistin’de yapılacak seçimlerin soykırım politikalarını engelleyeceğini hesap eden derin İsrail, Kudüs üzerinde uluslararası kamuoyunun nabzını ölçüyor. İsrail, Ramazan’ın son cuması Mescid-i Aksa’ya girerek namaz kılanlara saldırması 205 kişiyi plastik mermilerle hedef gözeterek birçoğunu da gözlerinden yaralaması bir insanlık suçudur. Düzenlenen vahşi operasyona rağmen Filistinliler yılmadı. Olaylar üzerine Arap Birliği toplanma kararı alırken, İsrail aşırılıkçı ırkçı Yahudileri 10 Mayıs Kudüs’ün işgal yıldönümünde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeye davet ediyor.

Türkiye’nin net tutumu, İsrail zalimlerinin suç bastırma girişimlerini suya düşürdü. 100 yıl önce tarihi gerçeklerle bağdaşmayan yer değiştirmeye soykırım ifadesi kullananların, Kudüs’te yapılanlara sessiz kalması kendi iktidarlarının sonu olacaktır.

Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan, bütün İslam toplumları ya Kudüs ana başlığı ekseninde yine bir araya getirecek veya esaret tasmasını mazlum Filistinlilerden önce boyunlarına geçireceklerdir. Müslümanların birliği ise bugüne kadar silahsız çocukları ve sivilleri öldüren İsrail’in bundan böyle işlediği suçların hesabının sorulacağı zemini hazırlayacaktır. Sözde Ermeni soykırımını dillendirenlerin asıl dertleri suç bastırırcasına kendi yaptıkları soykırımları dünyanın gözünden kaçırmaktır. Türkiye HRW’nin İsrail’in soykırım raporunun peşini bırakmayarak soykırıma dur demek mecburiyetindedir. Kudüs’ün kurtuluşu Ümmetin esaretten kurtuluşunun sembolü olacaktır vesselam….