Dolar (USD)
32.57
Euro (EUR)
34.92
Gram Altın
2429.29
BIST 100
0
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE

02 Mart 2021

Şubat Soğuğunda Isınmak

24 yıl önce tartışmalara neden olan 28 Şubat 1997 de yapılan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısı öncesi neler olduğuna dair yayınlar, röportaj ve araştırmaların yanı sıra o günlere yaşadıklarıyla zulme uğrayanların anlattıkları hafızalarımızda kayıtlı olduğunu düşünerek özetlemenin yeterli olacağını düşünüyorum.

Refah Partisi (RP) ve Doğru Yol Partisi (DYP) arasında 28 Haziran 1996'da kurulan 54. Hükümet'tin Başbakanı Necmettin Erbakan, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller’di. Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız'ın 31 Ocak 1997'de düzenlediği Kudüs Gecesi’ne İran'ın Ankara Büyükelçisi de katılmıştı. Sonrasında ‘rejim tartışmalarının’ alevlenmesine yol açarken, 1 Şubat 1997'de, merhum Erbakan’ın ‘üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan’ kararnameyi Bakanlar Kurulunun imzasına açması DYP'li bazı bakanların ‘imza atmayız’ tepkisi sanki tuzu biberi olmuştu.

2 Şubat 1997 de ‘Kudüs Gecesi’ni tertip eden Belediye Başkanı hakkında soruşturma başlatılmış, İran Büyükelçisi Bagheri, 3 Şubat 1997'de Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı. 4 Şubat 1997'de tanklar Sincan caddelerinde gösteri yaparken İçişleri Bakanı Meral Akşener, Belediye Başkanını görevden uzaklaştırmış, sorgulama sonrası Bekir Yıldız, ‘yasa dışı silahlı çeteye yardım, halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ iddiasıyla tutuklanmıştı.

Yaşanılanlardan kaygı duyan Tansu Çiller rahatsızlığını Erbakan’a iletince koalisyonda çatlama olmuştu. Tabelalarında ‘sivil toplum’ yazan ama vesayet odaklarının kuklaları harekete geçmişler, İran Büyükelçisi ülkesine gitmek zorunda bırakılmıştı.

Afganistan, Azerbaycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan, Pakistan, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan’la ülkemizin üyesi olduğu kısa adı ECO ‘Ekonomik İşbirliği Örgütü’ nce evvelce planlanan toplantısı için20-27 Şubat tarihlerinde Tahran’daydık. Görüşmelerimizde ekonomik çalışmaların sürdürülebilirliği, sosyo-ekonomik anlamda yapılacak ortaklıkların düzenlenmesine yönelik çalışmalar yanında tarımsal eğitimle ilgili önerilerimiz ve diğer gelişmelerde ülkemizin görüşlerini ifade etmiştik.

Toplantılardan arta kalan zamanlarda İran hakkında halkın içerisinde dolaşarak merak ettiğim soruların cevabını aramıştım. O günlerde ‘İslâmî Devlet Model’i iddiasıyla ortaya çıkan ancak kamuoyunda ‘Humeyni Rejimi’ diye isimlendirilen sistemin halk arasındaki kabulü üzerine yapacağım müşahede etmek için tahsis edilen özel araçla Tahran’da halkın içerisinde dolaştığımda Türkiye’deki krizlerden bihaberdik. İran’la ilgili düşüncelerimiz saklı kalmak şartıyla orada yaşanılan ve başına ‘İslâmî’ ibaresi getirilen sistemi burada tartışmaya niyetim yok. Sadece halkının ne derece rejimi kabul ettiğini veya etmediğini ölçümlemek için Humeyni’nin kabrinin bulunduğu cami girişindeki askerin üzerimi arama yaparken Türkiye’den geldiğimi öğrendiğinde, “Ebru Gündeş ve Hagi ne yapıyor?” diye bir şarkıcımızı ve Galatarasay’ın golcüsünü sorması fikir verebilir diye düşünüyorum.

Dönüş yolumuzda Türkiye Büyükelçimiz Osman Korutürk’ün beni havaalanı VİP salonunda odaya davet edip, ekonomi başlıklı bir toplantıya neden katıldığımı merak etmesi çok ilginç gelmişti. Her zamanki gibi bu türden insanlara mizahî üslubumuzu kalkan edip “Humeyni’ye üç ihlas bir Fatiha okumak için geldim” dediğimde eski Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün oğlunun yüz rengi değişmiş, sanırım böylesi cevabı algıladığında dönüş yolculuğumuz Ankara’da nihayetlenmişti. CHP milletvekili olduğu dönemde Osman Korutürk ile TBMM koridorlarında karşılaştığımda gülümseme ihtiyacı duyduğumu söylemek isterim.

28 Şubat’ı bin yıl sürecek zannedenlere birkaç kelamımız var: Zilletinizden kurtulan milletimizin inanç değerleri, kültürel birikimi ve geçmişi ile kısa sürede buluştu. Tarihimize kara leke olarak iz bırakan Şubat soğuğunu ısıtan yüreklere bu vesile ile selam olsun.