Su Savaşlarını Beklerken
Yazıma Ortadoğu’da olan savaşların
bir kısmının su ile ilgili olduğunu hatırlatarak başlamak istiyorum. Su
savaşlarını gelecek yazılarımda değerlendirmek üzere kuraklık tehlikesini de
dikkate aldığımızda öncelikle suyun kullanımını değerlendireceğim.
Geçen hafta bu köşede iklim
değişikliği ile dünyanın iki önemli sorun ile karşı karşıya olduğuna dikkat
çekmiştim: Birincisi toprakların elverişsiz hale dönüşmesi, ikincisi ise su
kaynaklarının azalması ve mevcutların kullanım sorunudur.
Su; içme suyu, endüstriyel amaçlı ve
tarımsal amaçlı kullanılmaktadır. En fazla su tarımsal amaçla ( %75 kadarı) tüketilmektedir.
Bu nedenle tarımda sulama konusunun biraz yakından incelenmesi faydalı
olacaktır.
Sulama
Sulama (İng. irrigation); yağışların
yetersiz kaldığı yer ve zamanlarda, kültür bitkilerinin su gereksinimini
karşılamak üzere, toprağa türlü yöntemlerle su verilmesine denilmektedir.
Vejetasyon döneminde 500 mm kadar yağış düşmeyen yörelerde –sebzeler gibi su içeriği zengin bitkilerin tarımında– sulamaksızın
birçok kültür bitki türünü yetiştirmek mümkün değildir. Ülkemizde, mevsimsel
yağışlardan yararlanarak soğan, sarımsak, kavun ve karpuz gibi bazı az sulama
isteyen türler ile Karadeniz Bölgesi’nin bazı yörelerinde yüksek yağış
nedeniyle sulamaksızın bitki yetiştiriciliği yapılabilmektedir.
Sulamada; hangi sulama yönteminin
kullanılacağı, sulamanın ne zaman yapılacağı, verilecek su miktarının
(gereksinim) ne kadar olduğu ve sulamanın hangi aralıklarla (sıklık) yapılması
gerektiği dikkate alınmalıdır.
Sulama
yöntemi(İng. irrigation
method/technique); suyun toprağa, bitki kök bölgesine basınçlı
kapalı borularla ve açık kanallarla ya da bunların damla, yağmurlama, karık
gibi alt yöntemleriyle farklı biçimlerde verilmesidir. Sulama yöntemi olarak
klasik (tava ve masuralarda suyun göllendirilmesi veya
sızdırılması), yağmurlama ve damlama sulama gibi farklı metotlar
kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin seçiminde yetiştiricinin ekonomik durumu,
bitki türü, arazinin eğimi gibi faktörler dikkate alınır. Ülke olarak öncelikli
sorunumuz tarımsal su tüketiminin yanlışlığı.
Vahşi sulama
Ekonomik durumu düşük veya modern
sulama sistemlerinin kullanımının getireceği maliyetten kaçınan tarım işletmeleri
klasik sulama uygulamasını tercih etmektedir. Bunlardan biride salma sulamadır.
Salma sulama (wild irrigation) tarla başı
kanalı ya da boru hatlarından tarla parseline alınan suyun parsel üzerinde
rasgele yayılmaya bırakılması ile yapılan sulamaya denilmektedir. Bu sulamaya vahşi sulamada denilmektedir. Bu
şekilde sulama randımanı oldukça düşüktür. Yüzey sulama yöntemi ile yapılan sulamada su kaybı %40-60
oranına kadar ulaşmaktadır.
Basınçlı
sulama (İng. pressure irrigation) suyun
bitkiye kadar basınca dayanıklı boru hatları ile ulaştırıldığı sistemlere
denilmektedir. Bu yöntemler arasında en yaygını yağmurlama ve damla sulama
yöntemleridir. Damla sulama
sistemi birçok sebze türü için olumlu sonuç veren yaygın kullanım bulmuş bir
sulama yöntemidir.
Basınçlı sulama yöntemi ile yapılan
sulamada su kaybı %5 oranına kadar azaltılabilmektedir. Sulama yöntemine göre
farklılıklar gösteren su uygulama randımanları şu şekildedir:
— Taşınabilir Yağmurlama sulama
yöntemi için % 70
— Sabit Yağmurlama sulama yöntemi
için % 75
— Doğrusal ve dairesel hareketli
yağmurlama sulama yöntemi için % 80
— Ağaçaltı Mikro yağmurlama sulama
yöntemi için % 85
— Yüzey damla sulama yöntemi için %
90
— Yüzeyaltı damla sulama yöntemi
için % 95
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere
önemli bir yol ayrımındayız.
Ya kuraklık, ya doğru yöntemler.
Not: Konu ile ilgili “Sebzecilik” ve “Bağcılık” kitaplarımdan (Nobel
Yayınları, Ankara) ayrıntılı olarak yararlanabilirsiniz.
Son söz: Doğru yöntem zararı azaltır, faydayı çoğaltır.