Şu Allah'ın işine bakın...
Değerli okurlarım, Can Atalay'ın milletvekilliğiğinin düşürülmesininardından, muhalefet temsilcileri konuştularda konuştular. Aynen ağzı olan konuşur hesabı...
Kimi "Bu Anayasaya yapılmış bir darbedir" dedi. Kimi işi dahada büyütüp, konuyu Meclisin Meclise darbe yapması olarak gördü.
İşin ilginç tarafı: Can Atalay'ın milletvekilliği düşürüldükten sonra, Meclis'i çalıştırmamak için ellerinden geleni yapanların, Meclis'e darbe yapıldı diye ortalıkta dolaşanların olmasıdır.
Acaba bu şahıslar, Meclis'e darbe yapmanın, asıl onu çalıştırmamakla olacağını hiç düşünmezler mi? Malum darbecilerin ilk işi Meclis'i devre dışı bırakmaktır.
Girişte birilerinin, "Bu Anayasaya yapılmış bir darbedir" dediğinden bahsetmiştim. Şu Allah'ın işine bakın... Kendisi de bir darbe ürünü olan 82 Anayasasına darbe yapılmış mış.
Eeee bu dünya etme bulma dünyasıdır. Seni yürürlüğe koyanlar başkalarına darbe yaparlarsa, ahada sana böyle darbe yaparlar.
Tabi bu işin latife kısmı... Gerçek olanı ise, birilerinin konuyu fazlaca abartıp, gerçeği gözlerden kaçırmaya çalışmasıdır.
o gerçekte: mahkumiyet kararı kesinleşmiş bir şahsın, çeşitli yollarla dışarıya çıkarılmak istenmesi dir.
Anayasa Mahkemesine şu yapılıyor, bu yapılıyor diyenler; Yargıtay'ın da bir Yüksek Mahkeme olduğunu unutuyorlar galiba...
Allah aşkına söyleyin... Yargıtay'ın kesin hüküm verdiği bir şahsı dışarıya salıvermek, onun kararını hiçe saymak değil midir?