Dolar (USD)
34.75
Euro (EUR)
36.55
Gram Altın
2949.05
BIST 100
9880.41
02:17 İMSAK'A
KALAN SÜRE
04 Ağustos 2022

Su aksa yolunu bulur

Ege’nin makus talihli incisi İzmir’in Dikili ilçesinden birkaç gün önce gelen haberler hepimizin dikkatini çekmiştir. 2022 yılında; Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birinin turistik bir ilçesinde, üstelik havanın 33-36 dereceleri gördüğü yazın en sıcak zamanında 5 günlük bir su kesintisi haberini heyecanla takip etme imkanımız oldu. Su tankerinin önünde sıra olan ilçe sakinleri ve tatilcilerin fotoğrafları eminim hepimizin nostaljik dakikalar yaşamasına vesile olmuştur. Bir grup kör kuklanın özlemini zaman zaman dile getirdiği “eski Türkiye” albümünün değişmez fotoğraflarından birisiydi ne de olsa.

Böyle sudan sebeplerle kimsenin hakkını yememek lazım. İzmir’in sanat dostu, aynı zamanda bisiklet aşığı Belediye Başkanı ve İzmir halkı arasında sadece ufacık bir iletişim sorunu olduğunu düşünüyorum. Kış aylarında sokaklardaki çukurlara ve evlerinin oturma odalarına su dolmasını istemeyen vatandaşlar, yazın suyun musluklarından akıp şişelerini/bardaklarını doldurmasını istiyorlar. Buna rağmen kimse Belediye Başkanının suya sabuna dokunmadığını söyleyemez! Şehrin çok büyük bir bölümü depreme dayanıksız konutlardan oluşurken, çöpler toplanmazken, körfez leş gibi kokarken, yollar mayın tarlası gibiyken ve Belediye Başkanı 23 Nisanlarda kamyonet kasalarında bu sorunlara yerinde çözüm ararken (!) böyle yanlış anlaşılmalar olması gayet doğal değil mi?

Ayrıca su götürür yanı olmayan başka bir husus, İzmir halkının Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanıyor olması.(Kullanamıyor olması da denebilir) İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin Ak Partili üyesi Fikret Mısırlı’nın verdiği bilgilere göre; 2022 yılının ilk iki ayında suya yapılan zam oranı %52. Bunun yanında İZSU; yılda 330 milyon metreküp su üretiyor ve 106 milyon metreküpü kayıp kaçak kullanım kategorisinde. Bu kayıp kaçak kullanımın abonelere getirdiği yük ise 1 milyar TL civarında. İzmir Belediyesi hem altyapı konusunda suya sabuna dokunmuyor, hem de maliyetler noktasında eline kimse su dökemiyor.

Şehirdeki öğrenilmiş çaresizliğin ne zaman kırılacağını merak etmek bir yana, ülkenin altyapılar konusunda ciddi bir çağ atladığı dönemde bunların hala konuşuluyor olması gerçekten çok acı. Yıllardır “ceketimizi koysak seçilir” denilen şehre hakim siyasi oluşumun yavaş yavaş suyu ısınıyor. İdeolojik saiklerden sıyrılıp “insani” koşullarda yaşamak isteyen İzmirlilerin haklı isyanı da ister istemez su yüzüne çıkıyor. Bir sonraki yerel seçimlerde ne olacağı bilinmez ama eninde sonunda birilerinin sudan çıkmış balığa döneceği çok açık. Çünkü “kurumsal beceriksizlik” tahammül sınırlarını çoktan aşmış durumda. Dilerim en kısa zamanda “su gibi giderler.”

Ve ötelerden bir ses duyuldu:

“İzmir’i nasıl yönetiyorsak, Türkiye’yi de öyle yöneteceğiz”