Stresle başa çıkabiliriz

19 Eylül’de bir sempozyum düzenlendi. Bu toplantıya biz de katıldık. Konu “çalışanların sağlığını etkileyen psikososyal faktörler” idi. Büyük bir ilgiyle dinlenen sempozyumun çoğunluğu genç idi. Katılımcıların çoğu bilinçli ve bilgili idiler.

Biz “stres ve sağlımız” konusunda bildiri sunduk. Özetle şunları söyledik: “Stres günlük hayatımız etkileyen, işlerimizi aksatan gerilimin adıdır. Stres uyku ve yeme düzenini bozar, alınganlığımızı artırır, çevremizle ilişkilerimizi kökünden sarsar. Stres bağırsakların çalışmasını aksatarak kabızlığa, hazımsızlığa veya diareye yol açar. Böbreklerde bozukluğa yol açan stres idrar problemi ortaya çıkarır.

Stres hipertansiyona ve şeker hastalığının alevlenmesine yol açar. Stres kan basıncında oynamalara yol açarak ölüme neden olabilir. Hipoglisemi stresin bir başka sekelidir. Hipertansiyon ve hipoglisemi sinir sisteminin çalışma düzenini bozarak sekellere sebep olduğunu da özellikle not düzelim.

Stresin cinsel hayatımızı da bozduğunu belirtelim. Stresin sigara, alkol ve uyuşturucu bağımlılığına yol açtığını da ifade edebiliriz. Stresin kalp krizlerine, ani ölümlere, inmelere, sosyal problemlere neden olabileceğini de özellikle belirtmek isteriz. Stresin başarımızı, mutluluğumuzu ve sağlığımızı bozduğunu da dile getirmeliyiz. “Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın” düzenlediği oturuma Uzm. Psikolog Serra Ela başkanlık yaptı. Sosyal Hizmet Uzmanı Fatih Kılıçarslan “Stresi önleme yöntemlerinden söz etti. Mehmet Kürşat Aldemir beyefendi “çatışma ve mücadele yöntemleri” konusunda bilgi aktardı.

Stres gündeme gelince çözümünü göstermek lazımdır. Çözüm konusunda farklı meslekler kendilerine göre öneri gündeme getiriyorlar. Biz ise sosyal ilişkileri, psikoterapiyi, sporu tavsiye ettik. Çünkü kalabalıklar içinde yalnız yaşıyoruz, dertleşecek kimse bulamıyoruz. Akrabalarla, dostlarla ilişkilerimiz en aza indi.

Spor yapanlarda beyinden endorfin salgılanır. Endorfin keyif verici bir maddedir. Sporla uyku düzeni rayına oturur, tansiyon azalma görülür, duygusal sükûnet ortaya çıkar. Spor yapanlarda ani ölüm oranı düşer. Spor yapanların fizyolojik sistemi yapmayanlara göre daha mükemmel çalışır.

İşyerinde çalışanlar için spor salonları açılmalıdır. Bu salonlarda spor öğretmelerine görev verilmelidir. Mesai saatleri içinde sportif etkinliklerin yapılması için anlayış sağlanmalıdır, hatta teşvik edilme yoluna gidilmelidir. Bu konu yöneticilerin insiyatifine bırakılmaması uygundur.

Söylemek istediğimiz o dur ki, sporu seyreden değil sporu bizzat icra eden birisi olalım. Çalışanların, çocukların, yaşlıların koruyucu sağlık hizmetleri spora ihtiyaçları var.

Sonuç: “Günlük stresi yenmede ve verimliliği artırmak için SPOR tavsiye edilmelidir.