Stratejik Türbülans
Türkiye, içerden ve dışarıdan yeni bir stratejik türbülansın içine çekilmek isteniyor. Hedef milli birlik, güven ve istikrarın bozularak 2023 öncesi Biden ve dostlarına her şeye evet demeye gönüllü kılçıksız bir müttefik sunmak. Türbülans oluşturmakla görevli unsurlar her zamanki gibi canhıraş bir şekilde çalışıyorlar.
BM’nin bu yılkı toplantısının teması 2030’a kadar sürdürülebilir kalkınma hedeflerini hızlandırmak. Yoksulluk ve açlıkla mücadele, iklim kriziyle yüzleşme, cinsiyet eşitliğini sağlama, göç gibi konuların ele alındığı toplantılarda Erdoğan’ın Paris İklim Anlaşması’nın Türkiye tarafından uygulanacağını açıklaması, üzerimize bu kanalla gelebilecek baskı ve yaptırımları hafifletme amacını taşıyor.
ABD ve Batı’nın hedefinde olan Erdoğan’ın BM programı türbülansı engelleyici bir etki yapmadı. Gözler 29 Ekim’de Soçi’de Erdoğan ile Putin arasında baş başa görüşmeye çevrildi.
Görüşmenin en önemli konusu olan İdlib ve çevresinde hava her gün biraz daha ısınıyor. Bölgede, el ele veren PKK terör unsurları ile Şii milisler ve rejim unsurları saldırılarını her geçen gün artırmaya başladılar. Saldırıların İdlib’in dışında Afrin’e de yönelmesi muhtemel bir çatışmanın çok daha geniş bölgelere sıçrama tehlikesini barındırıyor. Bu saldırılara Rus uçaklarının öncülük etmesi, Türkiye-Rusya arasında yeni bir çatışma alanı oluşturacak hiç şüphesiz. Ruslar, Türkiye’nin Kırım ve Ukrayna politikalarını beğenmiyorlar, ha keza Karabağ’da, Libya’da ortalık yatışmış görünse de mevcut anlaşmaların uygulanıp uygulanmayacakları ve tarafların yeni kazanımlar elde etmek için çabaları sürüyor. Ruslar, hava saldırılarıyla elini daha güçlü hale getirerek, Türkiye’ye İdlib’den çekil ve PKK/YPG’ye karşı operasyon yapma mesajı veriyorlar.
Erdoğan’ın BM’de bulunduğu günlerde, İBB Başkanı İmamoğlu, Atina Belediye Başkanı Kostas Bakoyannis’in daveti üzerine gittiği Atina’da Yunanistan eski başbakanları ve Başbakan Kiriokas Miçotakis dahil birçok üst düzey yunanlı ile bir araya geldi. Girit’in doğusunda Yunan-Fransız araştırma gemisine TGC Oruç reisin müdahalesi ve karşılıklı navtexlerin verildiği bir ortamda, İmamoğlu, Rum lobisine selamını gönderdi. Bir şehrin başkanından çok uluslararası bir aktör gibi davranan İmamoğlu, dün de Samandağ’da Miraç Ural yandaşları üzerinden Esed’e mikserlik vazifesinin başında olduğu mesajını iletti.
Irak seçimleri öncesinde, CHP heyetinin ziyaret ettiği Erbil’de de ilginç bir toplantı oldu. 312 Iraklı, Sunni, Şii Sivil toplum kuruluşu temsilcisi çeşitli vaadlerle Center for Pease Commanications tarafından bir araya getirilerek, İsrail ile Irak arasında İbrahim Anlaşması çerçevesinde işbirliği toplantısı yapıldı. Türkmenlerin tepki gösteridiği toplantıya katı sonrasında Irak yargısı harekete geçerek katılanları tutuklama kararı aldı. Katılanların büyük çoğunluğu İsrail’i desteklemeyi asla düşünemeyeceklerini, içeriği doğru açıklanmayan programa katıldıklarında kuruluşlarına yardım sözü verildiği için geldiklerini söylediler.
Suriye ve Irak’tan gelen mesajlara göre, ABD’nin boşalttığı alanlar Fransa ve Rusya gibi güçler tarafından doldurulmak isteniyor. Suriye muhalefetini yok etmek için her şeyi yapan Esed, Türkiye’de iç muhalefete oynuyor. Her ne kadar Bilderbergçi Ünal Çeviköz tarafından yalanlansa da ortalıkta Kılıçdaroğlu’nun Şam’a davet edildiği bilgileri dolaşıyor. Gelişmeler Türkiye’yi Suriye’de yeni bir operasyona zorluyor. HDP ile sorun çözme konusunda kol kola giren CHP’nin görevi de muhtemel operasyonu önlemek. ABD’nin Suriye’de meşruiyet sağlamak istediği terör örgütüne karşı kamuoyunu yumuşatmak olacaktır. Dolar, kur, enflasyon oyunlarının geri planında Türkiye’yi stratejik türbülansta tutma gayretleri var. Korkutlar devreye girerse, Rus uçakları bir nebze de olsun engellenebilir. Bu da Esed’in sonunu getirecek hamle olur. Rus uçağı olmadan ne PKK teröristleri, ne şii milisleri ne de Esed şebbahaları Suriye Kurtuluş Ordusu önünde tutunamaz. Türkiye’ye ise bugüne kadar misafir ettiğimiz kardeşlerimizle barış için de yeni bir dünya kurmak kalır. Vesselam……