Spor yaparak zayıflamak mümkün mü?
SPOR ile ilgili yazmak amacı ile kalemimizi elimize aldık. Gazete sayfalarını çevirdik, televizyon kanallarını izledik. Ağırlıklı konu olarak futbol konusu ön planda. Halkın dikkati futbol karşılaşmalarına yönelmiş durumdadır. Mesela biz de Şanlıurfaspor-Çaykur Rizespor ve Başakşehir-Galatasaray maçlarını seyrettik.
Her takım çok çaba gösterdi, emek verdi. Sonunda Rizespor ve Başakşehir tur atladı. Bu iki takımı da kutluyoruz. Başakşehirspor'un başarılarını ve elde ettiği sonuçları gıpta ile izliyoruz. Temenni ederiz ki, Başakşehirspor ligi şampiyon olarak bitirsin. Üzülerek söyleyelim ki, futbol karşılaşmaları estetik yönden zayıf ve bu yüzden keyif vermiyor.
Futbol zevk vermediğine göre bir başka konuya değinelim. Spor ile sağlık konusundan söz edelim. Günümüzdeki en önemli sağlık problemi obezitedir. Obezite vücuttaki yağ kitlesinin artmasıdır. Morbid obezite denen kavram ileri derecedeki şişmanlığı ifade eder. Genetik enerji alımı ve az enerji tüketilmesi sonucu gelişen obezite tablosuna daha sık rastlanır.
Zaman içinde obezite konusundaki görüşler değişmiştir. Eskiden obezite toplumsal bir üstünlük, başkalarından farklılık ifade ederdi, ediyor da. Kilosu az olan kişi şişmanlayınca sınıf atladığını düşünüyor, önemli insanlar arasına katıldığını sanıyordu. Halbuki obezite sağlığın olumlu bir göstergesi değildir.
Obezite kronikleşen hastalıklara zemin hazırlar. Bunların içinde en şöhretli olanı elbette diyabettir. Kilo arttıkça Tip 2 DM gelişme riski 3-4 kat artmaktadır. Yaşlılarda kilo obezite-diyabet ilişkisi yükselmektedir. Kilo azalması ile diyabet riski azalmaktadır.
Obezitenin tetiklediği en önemli sorunlardan birisi de hipertansiyondur. Toplumdaki önemi anlaşılamamış, henüz farkındalık oluşturulamamış bir dert olarak görüyoruz. Kilo arttıkça hipertansiyonun görülme riski yükselmektedir. Hipertansiyon kalbe, beyne, böbreklere zarar vermektedir.
Obezite ile kan yağlarında artma (hiperlipidemi) ve faydalı kan yağında azalma görülmektedir. Hiperkolesterolemi ile ilişki orta derecededir. Obezite ile damar sertliği (aterosleroz) olarak tanımlanan kalp-damar hastalığı ve felç ilişkilidir. Sadece şişmanlık değil kiloluluk da kalp yetersizliği için bağımsız risk etkenidir. Obezlerde inme gelişme riski iki kat artmaktadır.
Obezlerde safra taşları problemleri daha fazla görülür. Her bir kg'lık artış için osteoatrit denilen harabiyeti gelişme riski %10 artmaktadır. Obezite ile kanser ilişkisi iyi kurulmuştur. Rahim, meme, prostat ve kolon kanseri riskleri artmaktadır. Erkeklerde daha belirgin olmakla birlikte her iki cinste obezite kolon kanser riskini yükseltir.
Obez hastalar çoğu zaman tık nefestirler. Uyku apne sendromu olarak tanımlanan, geceleri uyku sırasında nefes kesilmeleri hastalığı obezite ile birlikte sıklaşır ve ağırlaşır, bunlar geceleri uyuyamazlar, gündüzleri de verimsizdirler, yarı uyanıktırlar. Bu sendrom masum değildir ve hayatı tehdit edebilir.
Obezitenin tedavisinde ve önlenmesinde sporun yararları çeşitlidir. Spor ile yağ dokusu kitlesi azalırken kas kitlesinin korunması sağlanmaktadır. Spor ile verilen kiloların tekrar geri alınması önlenebilmektedir. Spor bir hayat tarzı haline gelince keyif verir, vücut forma girer.
Spor ile zayıflamamız ancak diyet yaparak mümkündür. Her yaşa ve cinse göre yapılacak spor türleri vardır.
Sonuç: "Obezite asrımızın en ciddi problemidir ve spor ile onu önlemek mümkündür."
